"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanî değerler etrafındaki global çatışmadan haberimiz var mı?

Şükrü BULUT
25 Eylül 2020, Cuma
Mütemadiyen dünyamızın bir köye dönüştüğünü söyler dururuz da; sosyal, siyasal ve kültürel mücadele ve ittifakları hâlâ klâsik anlamda, yalnızca millî devletlere hapis ederiz?

Elektronik haberleşme ve ulaşımdaki mu’cizenin, düşüncelerimizi baştan sona yeniden tanzim etmemize mecbur ettiğini de unuturuz. Mademki cebimizdeki telefonlarla, dünyanın en uzak ve gizli sırlarına ulaşıla biliniyor. Evlerimizdeki sohbet ortamlarımızı resimlerimizle birlikte, hem Bill Gates’in, Zuckerberg’in ve Amazon’un makinaları arşivliyor, dünya hâkimiyeti peşinde koşanlara ücret karşılığı servis ediyor ve hem de mahrem tuttuğumuz bilgilerimiz önce oralarda arşivleniyorsa; evet hayatımızı yeniden manalandıracak bir değişikliğe gitmek zorundayız.

Bundan kırk-elli sene önce, şu teknolojinin geleceğine göre “globalleşmeyi” fukara, geri kalmış ve istibdat ile pençeleşen insanlığın aleyhinde kullananlara karşı, mazlumların globalleşme atağını başlatarak, insanlığın özlediği demokratik, barış ve refah ortamlarını hazırlayabiliriz. 

Bu cümleleri mübalâğa veya maksadını aşan sözler olarak anlayanlara şunu sormak isteriz: Mevcut sosyal medyayı kullanıyor ve elektronik medyanın ulaştığı son noktalardan haberdar iseniz, zamanın çocuğu olarak üzerinize düşeni yapmak zorundasınız. Eğer çocuklar gibi, bu makinalarla ulaştırılan magazin bilgiler, zararlı telkinler, dedikodular ve bizi alâkadar etmeyecek ucube şeylerle saatlerimiz geçiyorsa, oturup çocukluğumuzun üzerimize boca ettiği bu felâketlere yalnızca üzülmeliyiz.

Yazımızın başlığında belirttiğimiz savaşın alanı, yatak odamızdan başlayarak dünyanın bize uzak köşeleri; New York, Londra, Paris, Frankfurt ve Pekin’e kadar genişleyerek devam ediyor. İnsanlığın “merak” zaafından istifade ile deccaliyet firmalarının “elektronik haberleşme ve ulaşım” kazandıkları büyük kazançlarla dünyanın en zenginleri arasına girdikleri bir vakıa. Bu zümrenin insanlığın değerlerini tahrip etmek üzere, yüzlerce milyar doları kasalarından çıkardıklarına dair haberleri okumayanımız pek azdır. Önemli olan, bütünün ilgili parçalarını bir araya toplayarak “dehşetli resmi” görmek olmalı. Bu ise okuyarak ve düşünerek gerçekleşir. Sosyal medyayı taakip edenlerde bu hususta bir gabavet oluşur ki, çok önemli noktaları göremezler.

Türkiye başta olmak üzere milyonlarca özel okullarda, itina ile yetişen elemanların bu global dev firmalarda yüksek ücretlerle nasıl istihdam edildiğini hepimiz biliyoruz. Uluslar arası önemli kuruluşların başına getirilmiş Harvard, Stanfort, Londra Ekonomi, Şikago, Oxford ve New York gibi dünyanın en donanımlı üniversitelerinde yetiştirilen fukara ve beyazlara karşı ezilmişlik psikolojisi ile yetişen çocukların (DSÖ Habeşli gibi) çok yüksek performanslarla çalışmalarını da takip ediyoruz. Daha önce de değinmiştik. Demok- ratik maksatlarla kurulmuş milletlerarası teşkilâtların beyin hücrelerine, kasalarına ve santrallerine girmiş bu azınlığın karşısında büyük devletlerin, ABD ve AB gibi ittifakların ve hatta İslâm coğrafyasının zaman zaman acze düştüklerini de müşahede ediyoruz. Bu mücadelenin yalnızca para ve teknoloji ile kazanılmayacağını, kanaatimizce anladıklarından olacak ki, dünde İslâm’a ve İslâm ülkelerine burun kıvıranlar, tavırlarını değiştirmiş görünüyorlar. Çekirdeğinde “inkâr-ı uluhiyet” ve dinsizlik ile beraber; sefahat, ahlâksızlık ve ifsad gibi zehirler taşıyan bu global dinsizlik-ahlâksızlık ittifakını, önce fikren mağlûp etmenin şart olduğunu, Batı’nın ileri gelen düşünce ve siyaset adamları anlamaya başladılar.

Bu hususu, otuz sene önce troçkistlerin oyununa gelen bazı Amerikalı Cumhuriyetçilerde müşahede ettiğimiz gibi, Almanya’daki politikacılardan da duymaya başladık. On sene önce, İslâmiyet’in Avrupa’nın bir parçası olduğu ifadesinden dolayı cumhurbaşkanlığından adeta kovulan Christian Wolf’un meşhur cümlesinin burada artık bir prensip haline gelmesi, çoğu kez dikkatlerden kaçıyor. Ve Türkiye’mizi idare edenlerin dehşetli politik hatalarına rağmen; hem Almanya’nın ve hem de AB komiserinin gizlenmeyen müsbet davranışlarına; bir kısım Amerikalıların da arkamızda istinad olarak durmaları, söz konusu çevrelerdeki eski kanaatlerin değişmekte olduğunu gösteriyor, zannındayız.

Bu ayrışmanın, yani insanî değerleri, tahrip edenlerle bu değerleri korumaya çalışanların savaşı, iki ay sonra gerçekleşecek Amerika seçimlerine de yansımış. Başkan adayı Biden’in çevresine siperlenmiş meşhur İttifak’ın aile başta olmak üzere dünyamızın müsbet değerlerine yaptıkları sistematik global taarruzu ekranlarımızla yatak odalarımıza kadar boca edenler, artık tedbire de gerek görmüyorlar. Gizlenmeden ve korkusuzca savaşıyorlar. Bazı masum resim ve figürlerin arkasına gizledikleri korkunç projelerinin hangi sermayece finanse edildiği de ortaya çıkmış görünüyor. Yani anlayacağımız, kıyamet yaklaştıkça global savaş kızışıyor ve saflar da netleşiyor. Kadın hürriyetleri perdesi arkasından insanlığın en kutsal sosyal yapısı aileye hücum edenler, önce nikâhı kaldırdılar, sonra kürtaj kanununu serbest bıraktılar, ardından aynı cinsiyetten evlilikler meselesini gündeme getirdiler ve bu gün ise “cinsellik fitnesiyle” bireyi yok etme peşinde koşturuyorlar.

Gençlere yönelik büyük taarruzları da bu günlerde ses getiriyor. Cehalet girdabına teknolojiyi kullanarak soktukları gençliğe tarihi tekerrür ettiriyorlar. Yani dinsizlik ve sefahati “hürriyet paketiyle” süsleyerek bütün dünyaya sunmaya çoktan başladılar. Kemalizm ile ittifak kurarak iktidar olan AKP’nin ”dindar nesil yetiştirme projeleri de” boş çıktı. Siyasal İslâm orjinli seçmen başta olmak üzere siyaset ile dine hizmete inandırılmış milyonlarca anne-babanın gözlenen panikleri, bu derdin dermanını bilenlerin uykularını kaçırmalı değil mi?

Cenab-ı Hakk’ın her derdin dermanını yaratmıştır. Çocuklarımızı ve gençliğimizi tehdit eden bu kızıl alevlerin nasıl söndürüleceğini de Kur’ân ve hadiste bildirilmiştir. Zira bu global taarruzun 1920’li yıllarda ki lokal halini, bu millet Risale-i Nur ile mağlûp etmişti. Kemalizm-Komünizm ittifakının kurdukları sistemler, okullar ve hazırladıkları kitaplar, hürriyet güneşiyle birlikte berhava olup kısmen gittiler. Dünkü zaferin bütün araç-gereçleri elimizde bulunduğuna göre ve bu millet de bin seneden beri Kur’ân’ın bayraktarlığını yapmış bir ecdadın evlâdı olduğuna göre ve mevcut teknolojiyi kullanarak global dinsizlik taarruzu için cepheye gidecek milyonlarca gencimiz de bulunduğuna göre…

Düşmanın kıt’alar genişliğinde, son teknoloji ile ve belli cereyanların dev sermayeleriyle bize hücumu; şevk ve gayretimizi arttırmalı, bize asla korku ve ümitsizlik vermemelidir.

Okunma Sayısı: 1958
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bulut

    27.9.2020 02:38:58

    Allah razi olsun, cok müthis bir makale. Tebrik ediyorum 🌹

  • Osman

    25.9.2020 21:04:30

    Birinci avrupa uyanacak ittihadı ıslamı Oluşturup global dinsiz ler ve merkezleri olan çin i durduracaklar İnşallah

  • Dr. Bahtiyar Aziz

    25.9.2020 20:22:59

    "Zira bu global taarruzun 1920’li yıllarda ki lokal halini, bu millet Risale-i Nur ile mağlûp etmişti." Evet bu hastalığın bir başka formuna, o zaman da çok zor olmasına rağmen ilaç olmuştu Risaleinur. Umut verdi, hatırlattı bu cümle, eyvah dedirten satırlardan sonra. Peygamber, Allahın ayetlerini getirdiğinde halihazırdaki alışkanlıklar, kökleşmiş düşünceler, olmazsa olmazları tamamen değiştirdi. Aynı hali devam ettirerek temizlenmezdi demek. Biz de değişimi kabul edip sebat etmezsek, olmazları oldurup kış ortasında baharı getirebiliriz diye düşünüyorum. Mesela cep telefonu ile haddi aşan meşguliyeti bırakıp elimizden, uyuduğumuz odadan çıkarmaya başlasak, o dakikaları vr o merak duygusunu nurdan bir sayfaya çevirsek bir alışkanlık ile çok değişeceğimizi düşünüyorum. Kaleminize sağlık...

  • Demokrat Avrupa

    25.9.2020 17:14:07

    Global catismalari dogru oku(ya)mayanlar, yanlis sonuca variyor. Mahiyetini tam manasi ile anlamayanlar tarafindan teknoloji aletlerin kullanilmasi maalesef insanligi tembellige itmekle beraber zaman kaybindan baska birsey degil.

  • Hüseyin

    25.9.2020 13:31:43

    (2)Küreselleşme ve dijitalleşme çağında mahalli ve milli birçok kavram ve değer erezyona uğradı, hayatın dışına itildi. Bilgi çağını anlayamamanın dijital ve yazılım dilinin önemini kavrayamamanın, demokrasi ve hukukun aciliyetini önemsememenin ,hamasetin, eski usul hesap ve metotların küreselleşme karşısındaki başarısızlığı ve acziyeti ortadır.Küreselleşme sadece değerleri yıkmıyor ; tabiatı, suyu, havayı ve toprağı geri dönüşümü olmayacak biçimde bozuyor.Coranavirüsün ortaya çıkmasının ve hızla yayılmasının nedeni ; küreselleşmenin yarattığı kirlenme sonucu, yaşanan doğal ve çevresel faktörlerin bozmasının, küresel ısınmanın bir sonucu olduğu ilmi bir hakikattir.Küreselleşmenin önüne güçlü bir bariyer bir moral ve değerler sistemi konulmazsa, yeni tip hastalıkların ve virüslerin yayılmasına, küresel devlerin/fillerin savaşmasına/tepişmesine çimenlerin/zayıfların ezilmesine insanlığın mahvına, gezegenimizin mars olmasına neden olma ihtimali oldukça yüksektir...

  • Hüseyin

    25.9.2020 13:27:55

    (1)Dini ve içtimai değerler ile küreselleşme ilk kez karşı karşıya geldiklerinde, hem değerler hem de küreselleşme kendi hedefleri ve argümanları doğrultusunda topluma nizam ve intizam verme telaşındaydılar.. dinî ve sosyal değerler başlangıçta küreselleşme süreci ile birlikte karşılıklı etkileşim içindeydiler. Küreselleşme , bilgi ve dijital çağa dönüşüp evrildikçe ,işler değerlerin tersine küreselcilerin lehine dönmeye başladı. Etkileşim ile beraber dini ve toplumsal değerler, küreselleşme sürecinin getirdiği kültürel yıkıma çok direndilerse de , küreselleşme süreci ürettiği yeni değerlerle, yetiştirdiği yeni nesillerle , bu dirence atak üstüne atak, ürün üzerine ürün, model üzerine model, marka üzerine marka, idol üzerine idol, heyecan üstüne heyecanla , ürettiği ürünleri ve değerleri piyasaya sürdü yaygınlaştırdı, bir anlamda kendi değerlerini küreselleşmenin vazgeçilmezleri piyasanın olmazsa olmazları yaptı.

  • Süleyman F.

    25.9.2020 13:15:33

    Ellerinize sağlık, anki duruma derinden bir bakış olmuş. bol bol okuyarak zihnen ve manen savunma ve silahlarımızı güçlendirmeliyiz. Çünkü artık çoluk çocuk erkek kadın ve hepimiz cephedeyiz. Saygılar

  • Abdullah

    25.9.2020 12:49:01

    Eskiden kitle imha silahı kullanırlardı şimdi teknoloji vesilesiyle kitleleri, dünyayı küçük bir köy haline getirip insanlığı karıştırıyorlar. Tahrip kolaydır. Bir gecede bir düğmeye basarak bir mesaj ile bir bağlantı ile vs ile ifsat aletleri ile insanları karıştırıyor, uyutuyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar hüsrana düşenler onlardır. Biz her vakit dikkatli olalım. Sosyal medyayı onların tuzaklarını, ifsat propagandalarını çürütmeye kullanalım. Onların ekmeğine yağ sürecek kısır ve manasız ve samimiyetsiz çekişmelerden uzak duralım. Böyle yaptıkça onlar hüsrana uğrar.

  • sefer hoca

    25.9.2020 11:37:01

    Risalelere sarılmaktan başka çare yok.

  • İhsan

    25.9.2020 10:40:55

    Üstadımızın Avrupa üflüyor biz oynuyoruz sözüne göre, bizim Avrupa'da ve Amerika'daki olaylara deccaliyet ve süfyaniyet cihetleriyle bakmamız gerekiyor. Yoksa bu vatandaki ihanetlerin uçlarını göremeyiz.

  • Selim

    25.9.2020 10:36:07

    Geniş haritanın boyutlarından ahir zaman hadiselerini gösteren güzel bir yazı.

  • Veli Kul

    25.9.2020 02:14:09

    Muhterem Yazarımız sizin için edilen DUALAR külliyyen ziyadesiyle kabul olmuş ki makaleniz bu fakire ruhumuza gerekli ab-ı hayatı sel olup akıtan bereketli bir pınar gibi her bir parağrafı beyin fırtınalarıyla tekrar be tekrar sohbetlerde mütaala ve mülahazalarla yadedilmeye layık birer hazine gibi geldi. Naçizane görüşümle paha biçmek mümkün olsa madalya niyetiyle her bir paragrafa bir beşibirlik takmak gerekirdi. İnşaallah bu tasvirimiz de bir DUA olarak kabule mazhar olur. Evet, ciğersuz amma gayet mühim meselelere değiniyorsunuz. Hakk ve hakikatşinaslığın merceğiyle gündemi değerlendirmenin önemi İnsanlık için, insanı insan eden imanı için vatan ve millet için çok önemli ve gerekli olduğunu tekrardan bize hatırlattınız veya ihtar ettiniz. Teşekkür ve tebrikler.

  • Oğuz Yiğiter

    25.9.2020 00:45:11

    Hastalığın doğru teşhisi elbetteki çok önemli, ama aynı zamanda tedavi ve çareleri daha net, berrak ve hastanın anlayacağı dilde ortaya koymak da bir o kadar önemli. Herşeye rağmen hastalığın altında yatan sebepleri deşifre etmesi yönüyle makale çok değerli.Tebrik ve dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı