"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Koronanın “Kuddüs! Kuddüs!” zikrini duyuyor musunuz?

Şükrü BULUT
30 Mart 2020, Pazartesi
Çin gribi koronanın, İspanyol gribinden çok şanslı olduğu elbette tartışılmaz.

Yalnız gazeteler değil; hava zerrelerini kullanan ve sayıları milyarları aşan neşriyat kanallarıyla. Dünyamız, tabiri caizse -üzerindeki insanlarla- adeta korona zikrine tutulmuş… Gel gör ki koronanın dilinde ise; yaratıcının bin bir esması… Yazılı, görüntülü ve tüm elektronik medyaya baktığınızda, bu bin bir ismin çeşitliliğini görüyor ve duyuyoruz. Şu makalemizde yalnızca koronanın “kuddüs, kuddüs!” sesine kulak kabartacağız.

Bir adı Tahir, biri Kuddüs, diğeri Mutahhir ve bizi doğrudan alakadar eden Afuv ve Ğafur gibi; temiz, temizleyen, bağışlayan Allah’ın güzel isimlerinin koronaca seslendirilmesini, dar ve geniş sayfada ele almaya çalışacağız.

Kainatın meyvesi ve yer yüzünün biricik misafiri olan insanın dışında dünyamızı kirleten hiçbir varlığın olmadığını, yaratılışın tarihçesi olan Kur’an’a dayanarak korona kulağımıza fısıldıyor. Kirlilik, taharetsiz, kokuşmuşluk, çöplük, pejmürdelik, düzensizlik, nizamsızlık, zulüm ve günah yalnızca insana ait sıfat ve isimlermiş. Hem dünyamız ve hem de dünyamızın dahil olduğu kainatta bu özelliklerin olmadığını korona söylüyor bugünlerde. İşe insandan başladı… Önce tahareti, temizliğin ilk basamağı olan abdesti ders verdi. Sonra; üzerinde bulunduğumuz çevrenin ve kullandığımız eşyanın temizliği. Kur’an’ın bunca ihtar ve ikazına rağmen her türlü tehlikeli mikrop, ışın, gazlar ve diğer unsurlara maruz bıraktığımız beden ve uzuvlarımızı sünnete göre örtmemizi… Sonra da zaman, mekân, meşguliyet ve mübaşeret yönleriyle bizi zapturapt altına aldı. Sıhhatimize nezaret eden ev doktorlarımızdan, ta dünya sağlık örgütüne kadar tüm tıp uzmanları bu istikamette koronayı tasdik ediyorlar. Kur’an’ın emrine uyarak günde beş defa ellerini, genzini ve yüzünü yıkamayan milyarların, bu defa ifrat edip onlarca kez yıkamalarına koronadan başka herkes şaştı.

Hâlbuki bizi kainatımızla birlikte halk eden yaratıcımız; korona ile korku ve endişe içinde yaptırdığını, bin beş yüz seneden bu yana en büyük rehber, en büyük öğretmen ile insanlığa ders verip duruyordu. Avrupa’yı karanlık çağdan aydınlanmaya yönelten büyük alimler de bunu keşfetmişler ve kitaplarına da yazmışlar; fakat enaniyete tapan semavi din karşıtı feylesoflarca yoldan çıkarılan medeniyet, gördüğünüz üzere korona karşısında maskaralığı oynuyor bugünlerde. Enfüsi ve sübjektif alemde bize anlattıkları, ciltleri dolduracak kadar çoktur. Mesela yalnızca kültürümüzde “ayak yolu” denilen şu kaza-i hacetten sonraki temizlenme usulü hakkında, Avrupa çoktan geniş bir çalışmaya ihtiyaç duydu. İslam’ın taharet kültürü yanında tam temiz kabul etmediğimiz Japonya örneğini, AB almak üzere tartışmaları başlattı. Hâlbuki Avrupalı hekim ve feylesoflar; orta çağda mikrop ve virüslerin Müslümanları neden rahatsız etmediklerini eserlerinde yazmışlardı.

Arz ettiğimiz üzere; koronanın Kuddüs ismiyle enfüsi dairede verdiği mesajı daha genişçe ele alamayacağız. Geniş alemden kastımız ise; koronanın globalce Kuddüs ismini, Allah’ın yarattığı şu güzel dünya tabiatındaki ikazlarını ve fıtratı bozmaya kalkışanlara karşı, Kuddüs ismini Celallice zikrini ifadeden ibarettir. Allah’ı yakından tanımak; sıfat ve isimlerini yeryüzündeki hadislerle bilmek ve O’na ait işlerinin çeşitliliğini seyretmek için tevhidi ders veren tefsirleri okumanın şart olduğunu biliyoruz. Kur’an’ı zamanımızdaki ilimlere uygunca tefsir etmiş Bediüzzaman Hazretleri Kuddüs ismini anlatırken; Hakim, Rahim, Adl ve Kerim isimleriyle irtibatlandırarak arz ediyor. Beşerin oluşturduğu cemiyetin temelini teşkil eden adalet bozulduğunda elbette orada düzen ve denge de kalmayacaktır. İşte o zaman bildiğimiz lalettayin kirler, pislikler ve kokuşmuşluklardan daha fena zulümler ve büyük kirlenmelerle karşılaşacağız. Kirlilik, nezafetsizlik veya pislik kelimelerinin geniş anlamında; insanın yaratılışına ters ahlak ve hayat kadar, semavi dinlerce çirkin görülen günahlar da vardır. Bütün dinlerde “günahlardan temizlenme- arınma” manası, maddi manevi kirlenmenin iç içeliğini bize ders verir.

İsimleri temiz, sıfatları temiz, işleri ve icraatları temiz olan Rabbimiz, tertemizce yarattığı ve temizliğini insan havsalasının alamayacağı derecede temin ettiği dünyamızın, insanlarca kirletilmemesi hususunda Kur’an’da emirleri, tavsiye ve tehditleri vardır. Yeryüzünü daha önce kirletmiş âdemoğlunu; toprak, su, hava- rüzgâr ve nur-nar ile cezalandırdığına dair o kadar çok haber var ki… Bazen de bu dört çeşit askerini bir tarafa bırakır, kaidelerinin dışında bir şazz ile yer küremizi virüslerle temizletir.

Cezaların zamanlarla, medeniyetlerle ve insanların o dönemlerdeki fiilleriyle mütenasip olması da ilginç. Batılılar pislikleri, kir ve günahlarıyla Hint Okyanusunun sıcacık kıyılarını ahlaksızca berbat edince, Rabbimiz tam sekiz bin km’lik geniş bir alanda Tsunami ile ilginç bir temizlik yapmıştı. Koronanın Kuddüs olan Rabbimizce istihdamı, hem bir şazz ve hem de çok garip. Bazen su, bazen hava zerrelerine binerek, uçuyor dünyanın yedi kıtasında. Fıtrat Peygamber’inin mesajına - çok medeni olduklarından (!)- itiraz eden metropolleri ve temsilcilerini vuruyor. Bir türlü hakiki medeniyete dönemeyen Avrupa’yı merkez üssü edinmiş korona, mucizevi füzelerle tüm dünyaya hegemonyası altında Kuddüs zikrini yaptırıyor: Kirletilmiş sahiller, batakhaneler, ahlakın kaybolduğu tüm toplantı ve eğlence merkezleri, insanları öldürmek için silah üreten fabrikalar ve insan hayatını hedefleyen tüm meşguliyetler…

İmam-ı Ali’nin (r.a) mazhar olduğu Kuddüs virdini, (seri-üs seyr/en süratli) zamane çocuğunun koşuşturduğu coğrafyalarda global ve gropça okuyan koronanın başlattığı temizliğin, mucizevi olduğunu görüyoruz. Nemrutların, friravun ve deccallerin, istibdat ve zulümleriyle başaramadıkları bir disiplini en modern, fakat en kirli metropollerde uygulayan Allah’ın bu biricik askerine karşı, zamane diktatör ve zalimlerinin esas duruşta beklemeleri sizce de mucize değil mi?

Okunma Sayısı: 4925
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Haydar

    6.4.2020 11:24:42

    Korona virüs bu kadar güzel açıklanır. Bizim şer bildiklerimiz hayırdır

  • Oktay kurt

    31.3.2020 00:56:21

    Kaleminize sağlık...yoruma gerek yok..sübhanallah..ne güzel anlatmışsınız.. Ya kuddüs ya adl ya hakem..

  • Osman

    30.3.2020 22:03:03

    Virüs olayının pek çok netice lerinden biri de Kuddüs isminin öne midir. Bu durumu kötüye kullanmak isteyen ler olacak tır. İyi neticeler vermesi bizim dikkat ve çalışma mıza bağlı. Dua okuma ve çalışma zamanı.

  • Fatma

    30.3.2020 21:52:59

    Allahıim dunyayı dize getirdi cok güzel anlatmıssınız kuddus isminin cilvesini sırlarını ufkumuzu actınız tam tefekkurluk düsünüp ibret alirsak.

  • Hüseyin

    30.3.2020 17:56:33

    Coronavirüs inzivaya aldığı Ademoğluna unutulmaz dersler verdi. Bir musibettir coranavirüs ; bin dersten daha hayırlı olmuştur.. Corona virüsün ademoğluna öğrettiği unutulmaz derslerden bazıları: 1. Çok böbürlenme ademoğlu, bir virüslük canın bir nefeslik ömrün var.. 2. Yeryüzünde hiç kimse namütenahi dokunulamaz değildir. 3.israf etmeyin, hak yemeyin, azmayın böbürlenmeyin, ah almayın, ne oldum delisi olmayın, haddinizi bilin;geldiğiniz yeri ve gideceğiniz yeri unutmayın.Ara istasyonda olduğunuzun farkında olun her daim ...

  • Mücellâ

    30.3.2020 17:53:57

    Makaleniz bizde, bu derinlemesine celalli temizliği haketmesi için dünyanın kaç yüzyıldır kirlendiği merakını uyandırdı. Zira 100 yıl önceki yeni cumhuriyetimizin aydın (!) kesimi, mimsiz batıyı örnek alıp, nezafetten uzaklaşınca tokatliyor M.Akif onları bir şiiriyle. "Yağlı yer, çeşmeye gitmez, su döker, el yıkamaz, hele tırnakları bir kazma ki, insan bakamaz."diye tarif ettiği o günün egitimcilerinden halkın çocuğunu kaçırdığını, cahilliği tercih ettiğini anlatıyor. Dünya külli manada bu zikre hasret kalmışa benziyor.

  • Nura

    30.3.2020 17:49:59

    Koronaya Kuddüs cihetiyle baktıran ehemmiyetli bir yazı olmuş, ellerinize sağlık. Zamanla diğer cihetler de okunacak hale gelecektir.

  • Gülcan

    30.3.2020 17:28:56

    Gerçekten mucizevi.. Sürekli kendimizi maruz bıraktığımız haber ve sosyal medya üzerinden gelen korona ile ilgili bir sürü gereksiz şeyler yüzünden yapamadığımız ve çok ihtiyaç olan, son olayların derinlemesine bir tefekkürünü sayenizde yazınızla yapabildik, ellerinize sağlık

  • Hayrettin

    30.3.2020 16:53:41

    Allah razı olsun hocam,tam isabet ! Bir de bu yeni digital teknoloji 5G nin Wuhan,İtalya ilk olarak başlatılması insandaki grip hücrelerini değişikliğe yol açmış olabileceği yönünde haberler de var.

  • Bilgin Alpay

    30.3.2020 14:14:30

    Tebrikler her zamanin kalemi yine dokturmus Allah Razi Olsun ve bundan ders ve ibret cikarmayi shasima ve butun inananlara Allah nasip etsin Insallah

  • Zübeyir

    30.3.2020 12:27:25

    Selam olsun. Acziyetimizi en küçük bir memur ile bize bildiren bir musibetteki dersten alınan mesajlar...

  • Hayati

    30.3.2020 07:02:34

    Dinsiz Avrupa’nın yaşlı dünyamızın başına sardığı şu bulaşıcığı hastalığa farklı bir zaviyeden bakmışsınız. Umulur ki şu hale sebep olanlar, coronanın mesajını içselleştirir ve coronadan sonra, insanlığa yakışırca yaşamaya çalışırlar.

  • Hüseyin Yılmaz

    30.3.2020 06:58:42

    Her bir varlıgın, göremesekte, emir tahtında ve vazifeli olduğunu Maaşallah çok güzel ifade etmişsiniz...

  • Zeliha

    30.3.2020 02:10:21

    Beşer bütün bütün yoldan çıkmazsa, kıyamet çabuk kopmazsa ifadelerini hatırlatıyor yazınız, Allah nurunu tamamlamak üzere bir virüse vazife vermiş olamaz mı? Ama en çok Avrupa'yı taklitte aşırı gidip hatta onları da sefahatte geri bırakan İslâm âlemi hasseten ülkemizi bu dan sonra ne bekliyor onu merak ediyorum. Mekke'de de olsam buraya gelmek lazımdı derken üstad hazretleri bizim geleceğimiz su halleri mi kast etmişti acaba? Allah tez zamanda İslam alemini başka musibetlere gerek kalmadan Risale-i Nur a sarılmayı nasip etsin.

  • ömer

    30.3.2020 01:50:41

    fıtrat-ı beşeriyenin hakikî sevdiği ve aradığı hayat-ı bâkiyeyi bütün kuvvetiyle aramasına vesile olan ve dünyayla olan tüm bağlantılarını kesip "Allahın ipine sımsıkı sarılınki sahili selamete çıkınız, yoksa sizi yakarım" diye dünyaya sözünü dinleten kendi küçük vazifesi büyük korona temizliğini hayatın her her her safhasında kendisine sorana korona yaptığı nezafetle ilan ediyor... gafletten umumi uyanış başladı.

  • Abdullah

    30.3.2020 01:44:06

    Sen öyle bir za'fiyet, acz, fakirlik, miskinlik gibi hallere mahalsin ki, ciğerine yapışan ve çok defa büyülttükten sonra ancak görülebilen bir mikroba mukavemet edemezsin; seni yere serer, öldürür... Mesnevi-i Nuriye

  • Ömer

    30.3.2020 01:31:31

    Allahü teala razı olsun

  • Bülent

    30.3.2020 01:17:17

    Üstadimiz dünyamizi kücük bir hayvanciga benzetiyor. Bu kücük kuscuk veya huveyneye benzeyen dünyamiza Kuddüs zikri cok uygun gelmis

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı