"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye muhalefetinin doğrularını biliyor muyuz?

Şükrü BULUT
15 Ocak 2021, Cuma
Bediüzzaman Hazretleri muhalefeti, idarelerde denge unsuru olarak belirtir ve demokrasilerin şartlarından kabul eder.

Bilhassa ifrat ve tefrite kaçan icraatlarda, iktidarları vasata çekecek kuvvetin muhalefet olduğu gerçeğini bize hatırlatır. Bizdeki iktidarın şartları hayli karmaşık. Dış müdahalelerin dizaynları, hem komünistlerle müttefik Kemalistlerin gizli icraatları, hem dini siyasete alet ederek idareye geçen siyasal İslâmcıların demokrasiyi fiili olarak reddetmeleri ve elbette bütün şu saydıklarımızın başında, Türk demokrasisinin arkadan aldığı 12 Eylül zehirli hançeri darbesiyle muhalefetimiz, on yıllardır sıradan bir “sivil-toplum kuruluşu” muamelesine tabi tutulmuş. Türkiye’mizdeki tek parti istibdadına karşı oluşan “dörtlü takrir” ile başlayan demokratların muhalefetinden, Merhum Süleyman Demirel’in Troçkist-Kemalist ihtilâllerine rağmen küllerden çıkardığı muhteşem muhalefetlerle tarihe yansıyan resimler bugünün muhalefetine de ders olmalı.

Birçok önemli konuyu şimdilik kenara bırakarak; muhalefetimizin bir araya gelip doğrularını tespit ederek millete götüremeyişinin sebepleri ve neticeleri üzerinde durmak istiyoruz. Muhalefetin en önemli dayanaklarının başında millet için hazırladıkları hizmet projelerinin yanı sıra; iktidarın hataları, ihmalleri, adaletsizlikleri ve verdiği rüşvetlerin üstüne gitmek gelmelidir. Avrupa ve Amerika’daki siyasetler, bu hususları tesbit için büyük yatırımlarla enstitüler kurmuşlar. Arkası kesilmeyen bilgilenmeler, istatistikler, milletin nabzını gösteren araştırmalar ve global dünya şartlarını takipler... AKP’nin şu on sekiz sene zarfında,  bunca hatalarla en az iki defa muhalefete düşmesi gerekirken, tüm hata, eksiklik, rüşvetler, suiistimaller ve hatta harici bazı politik karşıtlarına rağmen şu istibdadı devam ettirmesinin en büyük nedenlerinin birisi de; elbette ki muhalefetin “muhalefet mantığı ve üslûbuyla” çalışamaması sayılmalıdır.

Muhalefet; doğrularını hem iktidarın ve hem de iktidar ile ortak çalışan neoliberal-neocon ittifakının cerbeze ve kaoslarından korumalıydı. Meselâ Suriye meselesinde, geri çekilmeyen güçlerin mahiyetini hem meclise, hem medyaya ve hem de meydanlara taşıyabilirdi. Suriye’nin toprak bütünlüğünü istemeyen ve neoconlarla yaptığı ilk anlaşmalara göre Suriye’nin kuzeyindeki kritik bölgede Rusya’ya rağmen Beşşar ile mücadele eden bir hükümetin yanlış siyaseti millete anlatılabilseydi, İdlib ve diğer bölgelerde bu kadar masrafa yol açacak problemleri devam ettiremezlerdi. Muhalefet, Suriye meselesinde doğrularını millete anlatamamıştır. Hele bir Barzani meselesi var ki, hükümete üç ay zarfında pılı-pırtısını toplattıracak kadar vahimdir. Erbil’e devlet muamelesi yapıp, İsrail’in safında devlet anlaşmaları imzalamak üzere gidip-gelen bakanların resimleri medyada neşrolunduğu halde, muhalefet burada da doğrulara sahip çıkamamıştır. 

Irak’ın toprak bütünlüğünü istemeyen bir hükümet var muhalefetin karşısında. Bu da AKP’nin, Arap Baharı ve sonrasında kimlerle ittifak kurduğunu göstermez mi? 

Katar diye bir devleti kaç seneden bu yana duyuyoruz. Katar’ın hem Arap Bahar’ında ve hem de Suriye Savaşındaki rolü için dönüp arşivlere baktığınızda, burada büyük bir oyunun oynandığını göreceksiniz. Türkiye kendi tarihinde hiçbir zaman Suudi Arabistan ile diplomatik münasebetlerini kesmemiştir. Hep vasatta gelmiştir ilişkilerimiz. Türkiye’yi Suudi’den ve dolayısıyla Yemen trajedisinden uzaklaştıran İngiliz politikalarına bu hükümet sessiz kalarak, Arap Dünyası’nda Doha ile yetinmiştir. Ve bu gün oyunun seyri değişiyor, bildiğiniz üzere. 

İçerdeki “Kürtler meselesini” muhalefetimiz doğru okuyabilseydi, AKP’yi 2010’dan sonraki seçimlerde Şark’a yaptığı ihanetten dolayı siler-süpürürdü. Önce Kürtlerin milli duygularını okşadılar ve sonra ipleri neoconların elindeki terör örgütü ile HDP’nin insafına bıraktılar. İşte Kürtlere yapılan bu ihaneti, maalesef muhalefetimiz görmezlikten gelerek milli birlik-beraberliğimize tam on sekiz senedir indirilen darbeleri milletimize doğruca anlatamadı.

Muhalefetin ıskaladığı onlarca doğrudan bir son nokta ile yazımızı noktalayalım. Bu hükümetin hem demokratlığı, hem İslamiyet’i, hem milliyetçiliği, hem milli değerleri ve hem de İslâm Âlemini mütemadiyen istismar ettiğini söyleyen muhalefetin, iddialarını müşahhaslaştırarak millete götürmemesini neye bağlayacaksınız… Müslümanlık dindarlığı, dindarlık ahlâkı, ahlâk iffeti ve iffet ise başta fuhuş ve zina olmak üzere milletlerin özünü kemiren hastalıklarla mücadeleyi esas alır. Peki, AKP hükümetinin zina ve fuhuşun kapısını nasıl açtığını millete anlattınız mı? Güya AB’ye girmek için kabul edilen kanun ve prensipler arasındaymış attıkları imzalar. AB’nin böyle bir şartı bizden istemediğini Brüksel’den öğrenebilirdiniz. LGBT hakları ve İstanbul Sözleşmesinin AB ile hiçbir ilgisi olmadığını sağır sultan da biliyor. Zira halâ Avrupa’da kendi millî ailelerini Marksist neoliberallerden korumak üzere direnişleri devam eden onlarca meclis dururken, yalnızca Türkiye hükümetinin çekince ve şerhsiz bu anlaşmaya imza koyduğunu da millete duyuramadınız. Fakat şu husus önemlidir. Bu millet geleceği olan ailesinin altına dinamit koyanları asla affetmeyecektir.

Okunma Sayısı: 2067
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zeliha

    16.1.2021 11:46:59

    Yine konu nurculara geldi sanıyorum. Siyasi Mehdî üstadımız hiç gurur enaniyet yapmadan Hilmi beye mektupları bize çok ufuk açıyor. Eğer nurcular tam demokrasiyi anlar ve sahip çıkarsa öyle saniyorum ki sağlıklı bir muhalefette vazife alacaktır. Tahrip kolay tamir zor. Kadınlara bile siyaset akademileri adı altında eğitim verip toplumun en temel zemberegi aileyi ayakta tutan kadınları nasılda hakiki vazifelerinden uzaklaştırdilar. Bunca bozulma karşısında elbette hakikatin ortaya çıkabilmesi için muhalefete destek vermek lazımdı. Gazetemiz ve yazarlarımız , Üstadın zulmü izah ederken suçu %5 e verip %95 ayıran çok önemli bir ölçüsü üzerinde her daim durmasına mukabil diğer nurcu grupların da bunu anlamasını ni beklemek lazım. Hakikatin ortaya çıkması için en çok nurcularin çalışması gerekiyor yine galiba

  • Ertuğrul

    15.1.2021 23:24:17

    Muhalefet şimdilik sağ sol çekişmesini bırakıp, öncelliği diktatörlükle mücadeleye vermeli.

  • Eddai

    15.1.2021 22:46:03

    Hakperest olmayan, menfi hedefler ve cikarlar gözeten ve toplumda itimadini kayip etmis "Muhalefet" nekadar farkililik gösterebilirki? kendi ic celiskilerinde bogulduklarini zaman zaman görüyoruz. Sureten bas döndürücü hizda deyisen Küresel hadiseleri okuyamiyan ve Jeosiyasetten bihaber Muhalefet dahilde Magazinden öteye icraat edemez. Samimiyetle vatanimiza ve din, irk ayirmaksizin melletimize hizmet eden gerek muhalefet gerek iktidarda saf alan istisnalarin oldugunu burada belirterek, yazinizin gelistirici ve yapici özelestiri mahiyetine inanarak tebrik ediyoruz.

  • Murat

    15.1.2021 20:33:38

    Türkiyedeki muhalefetin önce demokrasi için birleşmesi gerekiyor. Hatta iktidara yakın insaflı çevreleri de harekete geçirmesi lazım.

  • Nura

    15.1.2021 20:30:54

    AB yi proğramının ilk maddesine koymayan bir muhalefet hem rejime ve hem de iktidara mutlaka yenilecektir.

  • Demokrat Avrupa

    15.1.2021 18:38:06

    Yazarımızı böyle önemli tespitlerinden dolayı tebrik etmekle beraber şunları da belirtmek isterim: Elbette muhalefetin doğruları yeterli kalmadığı aşikar. Yalnız iktidarın sürekli hainlikle ve teröristlerle işbirlikçiliği ile suçladığı bir muhalefetin hareket alanı ne kadar olabilir? Demokrasiyi ve adaleti ne kadar savunsa da geçmişinden dolayı iktidar tarafından durmadan otuzlu yıllar ile kıyaslanan bir muhalefet ne anlatabilir? Parti içinde halen önemli bir kısım çözümü demokraside değilde, Kemalizm’de görenler ile ana muhalefet liderin demokrasiyi savunması ne kadar inandırıcı olabilir? Suriye konusunda aynı eserleri okuyan bizlerin bile aynı görüşte olmadığı bir dönemde muhalefetten bunu nasıl bekleyebiliriz?

  • Ahmet Rıza

    15.1.2021 16:54:33

    Türkiye'de muhalefetin önceliği, oyunun kurallarına göre oynanması için demokrasi meselesine ağırlık vermesi gerekiyor. Fakat, geceli gündüzlü bir şekilde iktidarın despotluğunu somut örneklerle, raporlarla ve kurullarla anlatmalı.

  • Muhammed Said

    15.1.2021 12:16:22

    Muhalefet muhal afet mi olmuş bilmeyiz ama muhalefet bihakkın muhalefet ve fincancı katıtlarını ürkütmeden muhalefet etmeli. Al gülüm ver gülüm muhalefeti günü görünen karşılıklı restleşmeler atışmalar her iki tarafı birbirime karşı haklılık verdirme politikalarından öteye geçmez. Geçmiyor da. Bir iktidarı uzun süre ayakta tutan ya başarıdır ve halka verdiği değerdir veya muhalefetin işlevsizliğidir. Akp’nin başarısı yok ve halka da saygı duymuyor........

  • Selim

    15.1.2021 11:53:26

    Türkiyemizde muhalefete duyulan şiddetli bir ihtiyaç var. Gözleri açtıracak bir değerlendirme.Bu tarz dengeli yazılara ihtiyaç var.

  • Aykan

    15.1.2021 10:42:28

    Faydalı bir yazı, teşekkürler.

  • sefer hoca

    15.1.2021 10:19:08

    Muhalefet dengeli ve mantıklı çizgi takip etseydi , demokrasi ilkeleri çerçevesinde- ideolojik takıntılara düşmeden- siyaset yapsaydı elbette dedikleriniz olurdu.Kendi çelişkilerini bile topluma izah edemedi .Dirayetli siyaset adamlığı da olmayınca durum bu hale geldi.Güzel ve önemli bir hususa dikkat çekmişsiniz.İğne ve çuvaldız meselesi..Aynı eleştirileri sosyal medya, basın ve cemaatler bazında da ölçü yapabiliriz.

  • Hüseyin

    15.1.2021 08:16:25

    (2)Toplumlar, umumiyetle tarihsel özgeçmişleri tarafından kontrol edilir ve yönetilirler . Yaklaşık yüz yıldır demokrasi denemeleri  oluyor, henüz hiçbiri başarıya ulaşmış değil..Kurallara, yasalara göre yaşamayı becerememiş, kişisel çıkarlara, güce,fertlere ve makamlara göre kümelenmiş, konumlanmış, güdülenmiş, eğilmiş ve eğitilmiş kültürlerden demokrasinin çıkması mucize olur ..

  • Hüseyin

    15.1.2021 08:15:46

    (1)Ademoğlu,yaşamındaki bazı şeylerin  değerini, kadrini çoğunlukla bilmez, kaybettikten sonra ancak değerini anlar. Hafıza-i insan zanneder ki o değerler öylece orada ortalıkta duruyorlar, onlara bir şey olmaz .varlıkları, etkinlikleri umurunda olmaz. Kaybedilince, ambiyansı, balansı bozulur. hayat suyu çekilen balık misali nefes almakta güçlük çeker. Demokrasi, o değerlerden birisi önemlisidir. Ademoğlunun binlerce yıllık trajedisinin, deneyiminin, emeğinin, bilgisinin eseridir. Demokrasi, dünya hayatında insana, insan  gibi yaşama imkanını, ortamını sağlar .Yokluğu, karanlık yoksulluk,cehalet, adaletsizlik ve istibdattır.

  • Sertaç Lüser

    15.1.2021 02:24:49

    Düşünün karşınızda durmadan kendi ekseninde dönen bir hedef var ve siz muhalefet olarak onu 12 den vurmak istiyorsunuz. Ne yapmalı, Dönüşünü durduramıyorsan, atışını keskinleştirmelisin.

  • Sertaç Lüser

    15.1.2021 02:21:10

    Bu ve benzeri yazıları okuyup, muhalefet safında yer alan herkesin düşünmesi gereken nokta, biz nerde yanlış yapıyoruz değil, biz muhalefet yapmaya ehilmiyiz olmalıdır.Zira muhalefet bir sanattır ve uslubuyla, duruşuyla, olayları okuma kabiliyeti ile yapılır. Bu konuda da ders almak isteyenler, muhalefet dersi de veren lahika mektublarına göz atıp bırakmasınlar, bilakis idrak sınırlarını zorlasınlar.

  • Ahmet Danışmaz

    15.1.2021 01:37:19

    Özetle muhalefet kendi temel meselelerini ve muhalefet usulünü bile bilmemektedir. Selamlar

  • Halil İbrahim Karahan

    15.1.2021 01:34:55

    Allah razı olsun, Sağlık afiyet içinde Salih amelle geçen uzun ömürler dilerim...

  • Haydar

    15.1.2021 00:17:51

    Türkiye de muhalefet gerçek manada görevini yapmadığı için iktidarda eksikliklerini düzeltmede yeterli gayreti göstermiyor. Muhalefet, normalde iktidar Adayı olması gerekiyor. Muhalefet ülkemiz için hazırladıkları projelerinin yanı sıra; iktidarın hataları, ihmalleri, adaletsizliklerin üstüne gitmeli ve nasıl düzelteceğini açıkça belirtmesi gerekir. İktidar olabilmek için, Askerden, darbeden, yabancı devletlerden yardım bekliyor. Bu kadar kötü bir muhalefet olur. Ülkemize yazık ediyorlar.

  • Sezai MUMCU

    15.1.2021 00:14:37

    Türkiye'de MUHALEFET HAMURUNA YETISTIRECEK SU DAHA SEMADAN YAGMADI, Barajlarimiz dehsetli bosluk oranlariyla o suyu beklerken MUHALEFET ne zaman muhalefet olabilecek diye biz de bu MAKALE ile BEYIN FIRTINALARINI baslatmis olalim. Gerek Kürtleri gerekse Türkleri aldatan sizin Trockist-Kemalist ittifak dediginiz MELANETI hâlâ TÜRKIYE ve TV-Oturumlarinda muhtelif uzmanlar bile farkina varacak ölcüde anlamis degil. Uzun yolun baslangici hayirlara vesile olsun.

  • İhsan

    15.1.2021 00:12:00

    Muhalefet vazifesini yapabilseydi, bu millet gerçekleri görecekti. Milletimiz nankör değildir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı