Adana’dan Abdurrahman Ceylan: “Bediüzzaman’ın, ‘Evlenmeli; bekârlık bîkârların kârıdır.’ diye başlayan cümlesini açıklar mısınız?”
Bekârlık Kâr Değildir
Bu cümlenin devamı da şöyledir: “Bekârlık bikârların kârıdır. Bakire, iki sülüs kadın, bir sülüs erkektir. Bekâr, iki sülüs erkek, bir sülüs çocuktur. İzdivaç, tasfiye tehzib eder.” 1
Bediüzzaman, psikolojik ve sosyolojik bir gerçeği veciz biçimde özetlemiştir.
Bîkârlık, kârsızlık, hedefsizlik, bir geçim kuramamış olmaktır. Bekâr kişi, dinini yarım bırakır ve dünyasını kuramadığı gibi ahiretini de kurmakta sıkıntı çeker.
Bekâr bir kızın üçte ikisi hanım, üçte biri erkektir. Bekâr bir erkeğin de üçte ikisi erkek, üçte biri çocuktur. Evlenmeyen kızda üçte bir erkeklik özellikleri vardır. Kendi işini kendi görür. Kendini kendisi savunur. Bazen erkek gibi olmak zorunda kalır.
Kızlar evlendikten sonra ise erkeklikten kurtulurlar. Bir erkeğin himayesine girerler ve hayat yükleri hafifleşir. Artık erkek gibi olmalarına gerek kalmaz. Çünkü artık başlarında beyleri vardır. Tam ve olgun bir hanım olurlar.
Evlilik Dinin Yarısını Tamamlar
Evlenmemiş erkek ise, erkeklik özelliğini üçte iki yaşar. Bu adam üçte bir ise çocukçadır. Alıngan olabilir. Çabuk agresifleşebilir. Duygusallığı fazlacadır. Kararsızlığı ziyadedir. Hüzün ve kaygıları daha çoktur. Fevri davranışları vardır. Çünkü yarım adam gibidir.
Erkek evlendikten sonra ise yarım kısmını tamamlar, tam adam olur. Artık bir aile yuvası vardır. Eşi ve çocukları vardır. Sorumluluk sahibi olur. Eşinin ve çocuklarının hedefleri kendi hedefi, hayatları kendi hayatı, acıları kendi acısı gibi olur.
Artık bu adam kendisi için yaşamaz. Ailesi ve çocukları için yaşar.
Fıtratından gelen yarımlığı, eşi ile ve nihayetinde çocukları tamamlar. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm), “Allah kime dindar bir kadınla evlenmeyi nasip ederse, ona bu şekilde dininin yarısında yardım etmiş olur. Geriye kalan yarısında ise Allah’tan korksun.” 2 buyurmuştur.
Evlilikle erkek de, hanım da gerçek kişiliğine ve kimliğine kavuşur.
Ey Gençler!
Kur’ân da evlenmeyi teşvik ediyor: “Kadınlar sizin için, siz de onlar için elbisesiniz.” 3 buyuruluyor. Çünkü evliliğin en mühim hikmetlerinden birisi kişiyi haramdan korumasıdır. Sevgili Peygamberimiz’in (asm), “Ey Gençler! Sizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü evlilik gözü harama bakmaktan korur. Kişiyi zinadan alıkoyar. Evlenmeye gücü yetmeyen oruç tutsun. Çünkü orucun şehveti kıran bir gücü vardır.” 4 buyurması bundandır.
Üstad Hazretleri’nin, “İzdivaç, tasfiye, tehzib eder.” sözü de bu manayı tefsir ediyor. Evlenmek kişinin nefsini ıslah eder, günahlardan arındırır, ruhunu terbiye eder. Böylece kişi ahirete hazırlanmakta zorluk çekmez.
Bediüzzaman kendisi, bir dâvânın ateşinde, bir aile yuvası kurmaya zaman ve zemin bulamadan yaşamıştır ve evlenmemiştir. Yoksa Nur Talebelerinin, kendileri gibi hizmet ehli dengini bulunca evlenmelerine karşı değildir.
Aynen diyor ki: “Risale-i Nur Talebelerine, ‘başkaları evleniyorlar, siz tezevvüçten vazgeçiniz’ denilmemiş ve denilmez. … Eğer hizmet-i Kur’âniye ve imaniyede yardımcı bir hanım bulsa alır. Hizmetine zarar vermez. Lillahilhamd, bu neviden çok Nur Talebeleri var. Zevceleri onlardan geri kalmıyorlar. Belki kadınlardaki şefkatten gelen ücretsiz fıtrî kahramanlık ve hakikî ihlâs cihetiyle zevcinden daha ileri gidebilir. Nur Talebelerinin yetişmiş kısımlarından ekserisi evlenmişler, bu sünneti yerine getirmişlerdir.” 5
Günümüzde Risale-i Nur’un meslek ve meşrebinde yetişmiş kız ve erkek gençlerimizin sayısı –elhamdülillah- az değildir. Çekimser davranmaları, emin olun, büyüklerine saygılı oldukları içindir. Bu mesele önümüze geldiğinde ertelenmemesi ve gençlerimizin isteği doğrultusunda gereğinin yapılması, Hazret-i Üstad’ın tavsiyelerine de uygun olacaktır.
Dipnotlar:
1- Eski Said Dönemi Eserleri, s. 427.
2- Suyuti, Camius Sağir, 2/932, No: 8730.
3- Bakara Sûresi: 187.
4- Ebu Davud, Nikâh,1; İbn-i Mace, Nikâh,1.
5- Hanımlar Rehberi, s. 86, 87.