Ferhat Bey: “Peygamberimize (asm) düşmanlık etmiş başlıca müşrikler kimlerdir? Bunların akıbetleri ne olmuştur? Bunlardan Übey ibn-i Halef ile Ümeyye bin Halef aynı şahıs mıdır? Yoksa kardeş midirler? Bu şahıslardan Risale-i Nur’da da bahsediliyor. Bu şahısları kısaca tanıtır mısınız?”
Dün kaldığımız yerden devam edelim:
ALLAH, SENİ DİRİLTECEKTİR
Mekke dönemi amansız İslâm düşmanlarından birisi de Übey ibn-i Halef’tir. Übey ibn-i Halef, Ümeyye’nin kardeşidir.
Meşhurdur ki, bir gün bir çürümüş kemik alıp Peygamber Efendimiz’e (asm) geldi, kemiği eliyle ufalayıp tozunu savurduktan sonra Peygamber Efendimiz’e (asm):
“Bu kemiklerin tekrar dirileceğine inanıyor musun?” diye alaycı sorular sordu. Öldükten sonra dirilişi inkâr ediyordu.
Peygamberimiz de (asm) sabırla:
“Evet! Seni diriltecek ve Cehenneme sokacaktır!” buyurdu.
Ardından, yeniden dirilişi ispat eden Yasin Sûresinin 77. Ve 78. Âyetleri nazil oldu.
Hicret esnasında Sevr Dağında Peygamber Efendimiz’in (asm) izini süren Kureyş heyetinin içinde Übey ibni Halef de vardır. Mağaraya kadar gelmişler, “mağaraya girelim” demişler. Übey demiş ki: "Nasıl girelim? Burada bir ağ görüyorum ki, Muhammed doğmadan yapılmıştır. Bu iki güvercin işte orada duruyor. Adam olsa orada dururlar mı?"1
O BANA TÜKÜRSE YİNE BENİ ÖLDÜRÜR
Übey Bedir savaşına katılmış, esir düşmüş, fidye karşılığı serbest bırakılmıştı.
Mektubat’ta Bediüzzaman Hazretlerinin haber verdiği, Peygamber Efendimiz’in (asm): “Ben kendi elimle Übey ibni Halef'i öldüreceğim."2 Haberi, Uhud Savaşında gerçekleşmiştir.
Bedir’de öldürülen kardeşinin intikamını almak için, Bedir’den bir sene sonra özel beslediği bir atla, başında miğfer, sırtında zırhla Uhud Savaşına katıldı.
Savaş esnasında atını Peygamber Efendimiz’in (asm) üzerine sürdü ve meydan okudu.
Peygamber Efendimiz de (asm) Sahabeleri durdurdu, bizzat kendisi mızrağı ile Übey’in üzerine yürüdü. Übey kaçmaya başladı. Peygamber Efendimiz (asm) ona bir mızrak attı. Mızrak miğferle zırhı arasından Übey’in vücuduna saplandı.
Ve Übey bağırarak atından düştü.
Müşrikler Übey’i çadırına götürdüler. Yarasını sarmaya ve kendisini teselli etmeye çalıştılar. “Yaran küçük. Bir şey olmaz” dediler.
Übey’in ağzından şu sözler döküldü:
“Muhammed bana seni öldüreceğim demişti. Vallahi o bana tükürse yine beni öldürür!”
Ve Mekke’ye dönerken Übey yolda öldü.
MASALCI BİR MÜŞRİK: NADR İBNİ HARİS
Peygamber Efendimiz’e (asm) en çok eza ve cefa edenlerin başında gelenlerden birisi de Nadr bin Haris’tir. Kendisi masalları ve efsaneleri çok iyi bilirdi. Kur’ân âyetleri indikçe, “Muhammed size geçmişlerin masallarını anlatıyor!” diye alay ederdi.
Bir defasında Peygamber Efendimiz’i (asm) Hacun yokuşu yanında tek başına görünce öldürmek niyetiyle yanına kadar sokuldu.
Fakat birdenbire korkup kaçmaya başladı.
Onu kaçarken gören Ebu Cehil:
“Neden kaçıyorsun?” dedi.
Nadr ise:
“Muhammed’in ardına düştüm. Yapayalnızdı; öldürecektim. Ona yaklaşır yaklaşmaz birden başımın üzerinde kocaman karayılanlar gördüm. Ağızlarını açmışlar, dişlerini gıcırdatıyorlardı.” dedi.
Ebu Cehil de: “Onun sihirlerinden birisidir.” dedi.
Nadr bin Hars, Bedir Savaşına katıldı ve bu savaşta öldürüldü.
Ve daha niceleri…
Satırlarımıza sığmaz. Allah nice din düşmanlarının elinden koparıp kurtardığı bu dini, doğru anlamayı ve doğru yaşamayı bütün dünyaya nasip etsin. Âmin.
Dipnotlar:
1- Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:313; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:368; Müsned, 1:248.
2- Mektubat, S. 102.