"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vebal üzerimizedir

Süleyman KÖSMENE
10 Eylül 2024, Salı
Umek Raporu-3

Kapanmayan Amel Defterleri 

Ağabeyler, kardeşler, dostlar, anneler, babalar, veliler, öğrenciler! 

Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyor ki: “Ölen üç kişinin amel defteri kapanmaz:

1-Çocuklarına iyi eğitim vermiş babanın. 

2-İyi öğrenci yetiştirmiş öğretmenin.  

3-Sadaka-i cariye sahibi kimsenin. Sadakasından başkaları faydalandığı sürece.”

Bu hadiste öğretilen en önemli ahlâk diğerkâmlıktır. Yani kendini değil, başkasını düşünmektir. Kendi çocuklarını düşündüğün kadar, başkalarının çocuklarını da hesaba katmandır. Kendi elinden tutanın olmasını istediğin kadar, senin de başkalarının elinden tutmandır.   

Aslında bir Nur talebesi bu alanların üçünde de aynı emirle görevlidir. Yani Peygamber Efendimiz (asm), aslında iyi bir Nur Talebesinin resmini çiziyor. Dolayısıyla, bir Nur Talebesinin amel defteri kapanmıyor. Ama bu üç alanla ilgilenmesi şartıyla…       

Amel Defterimizin Kayıtları

Başka bir ifadeyle, bu hadiste istenen baba, iyi bir Nur Talebesinin mesleğidir. Bu hadiste istenen öğretmen, iyi bir Nur Talebesinin görevidir. Bu hadiste istenen sadaka-i cariye sahibi olmak, iyi bir Nur Talebesinin işidir.

Burada Nur Talebesinin evlenmiş olması olmaması, çocuğunun bulunması bulunma-ması, sadaka-i cariye olarak bir çeşme yaptırmış olması olmaması önemli değildir. Sadaka-i cariyenin zaten sadece çeşmelere veya yollara tahsisi yoktur. Öğrenci ihtiyaçları pekâlâ sadaka-i cariye olur.  

Eğer hangi yaşta ve başta olursa olsun, eline gelen öğrenciyle ilgileniyorsa, ona bir şeyler vermeye veya öğretmeye gayret ediyorsa veya öğrencinin ihtiyaçlarını karşılıyor-sa, her üç kademeden de amel defteri kaydedilmeye devam eder. 

Şunu vurgulamak isterim: Elinden tutacak bir çocuk bulduğumuzda, bizim çocuğumuz mu, komşunun çocuğu mu sormamıza hiç gerek yoktur, elinden tutalım. Yardımcı olalım. Aynı sevabı alırız.

Resulullah Efendimiz (asm) Medine’ye Mescid-i Nebevî’yi yaptırdığında, hemen yanı başında ashab-ı suffa için de odacıklar yaptırdı. Ashab-ı Suffayı kendi ailesinden ayırmadı. Ashab-ı suffadan nice yıldızlar yetişti.       

Böyle mi gitsin

Bizim ashab-ı suffamız ne âlemde? Bize düşen işleri yapmış mıyız, yoksa başkasının üzerine atmış ve ihmal mi etmişiz? Bizim çocuklarımız veya akrabalarımızın ya da komşularımızın çocukları bizim ashab-ı suffamız olmuş mu, olmamış mı? Olmamışsa, kendimize sormuş muyuz: Böyle mi olsun, böyle mi gitsin, diye.

Şunu unutmayalım ki: Risale-i Nur’un imbiğinden geçmeyen bir çocuk, asrımızın zındıka imbiğinden geçiyor. Bu çocuğa ulaşmak artık zorlaşıyor.  

Eğer gerek kendimizin, gerek başkasının, ulaşabildiğimiz çocuklarını Risale-i Nur imbiğine alınmasına sebep olabilmişsek, yukarıdaki hadiste zikredilen üç dereceli bir kayıt sistemine de girmişiz ve amel defterimizi açık tutmayı başarmışız demektir.  

Öğrencilerimiz yanı başımızda olmazsa, kendimizin kendi kendimize okuyup okuyup gitmemiz inanın bizi Nur Talebesi yapmaz, yarın mahşerde hesap yükümüzü artırır. “Sen okurken, o çocukla ilgilenmedin; o çocuğu asrınızın canavar pençesine bıraktın!” sorusu bizi ezer, üzer ve yakar. “Bu nurları bencilce sadece kendine mi okudun?” sorusu bizi ezer, üzer ve yakar.

O zaman gelin bu işe yeni baştan tedbir alalım. Meşveretlerimizin baş konusu bu konu olsun. Bu işi çözmeden başka gündeme geçmeyelim.

Çünkü vebal üzerimizdedir.

Okunma Sayısı: 2609
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • A. Yılmaz

    10.9.2024 20:05:11

    Gençler için özel bir hizmete gerek var mı yok mu?

  • Cengiz A.

    10.9.2024 17:51:42

    Yazınıza katılmamak mümkün değil. Sürekli eski defterleri açıp geçmişle uğraşmaktansa gençlerin anlayabileceği şekilde nurları anlatmak elzemdir. Özellikle kuran ve sünnetle birleştirerek; İçine sahabe ve Allah dostların hayatlarını katarak. Sadece buluşmak için buluşursak kendimizi kandırmış oluruz.

  • selma

    10.9.2024 15:51:44

    Uzmanlardan, eğitimcilerden , psikologlardan yardım alınmalı, gençlerin ilgisini çekecek şekilde davranılmalı.

  • Müjdat Bayar

    10.9.2024 14:51:18

    Allah razı olsun hocam

  • Pelin Kurukahveci

    10.9.2024 00:10:45

    Hocam kaç gündür yazıyorsunuz. Allah sizden razı olsun. Dersane ile ilgilenen ağabeylere yalvarıyorum, ne olur çocuklarımızı dersanede tutacak bir şeyler yapın. Biz elimizden ne gelirse yapmaya hazırız. Bu çocuklar dersaneye gitmediği zaman dünya onları yutacak. Allah razı olsun hocam.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı