Sözler kitabının 19. Sözü’nün tamamı, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (asm) Efendimize ayrılmıştır.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri, 19. Söz’ün girişine İmam Rabbani Hazretleri’nin ‘’Ben sözlerimle Muhammed’i (asm) övmüş olmadım; aslında sözlerimi Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmla övmüş ve güzelleştirmiş oldum.’’ sözleriyle başlar. 19. Söz’ü 14 Reşhaya ayıran Üstad Bediüzzaman Hazretleri, her bir reşhada Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) peygamberlik alâmetlerini delilleriyle izah eder. Risalet-i Ahmediye üzerine yapılan bu izahatlar şüphesiz Efendimiz Muhammed Mustafa (asm) üzerine yapılan izahatların en belâgatlı ve anlaşılır izahatıdır.
14 Reşhanın tamamında Hz. Muhammed’in (asm) risalet, nübüvvet, fazilet, ahlâk, ilim ve şahsiyetini en açık bürhanlarla açıklayan Üstad Bediüzzaman Hazretleri, bu açıklamalarıyla zihinlerimizde Peygamber Efendimiz’i (asm) tahayyül etmemize yardımcı olmaktadır. Zihinlerimizde mükemmel bir peygamber profili çizdiren 19. Söz’ün Reşhaları bu açıdan çok ehemmiyetli bir bölümdür.
Birinci Reşhada, Rabbimizi bize tanıttıran yani tarif eden üç büyük muarriften bahseden Üstad Hazretleri, bu muarriflerden birisinin Hz. Muhammed (asm) olduğunu söyler:
“Rabbimizi bize târif eden üç büyük, küllî muarrif var. Birisi: Şu kitab-ı kâinattır ki, bir nebze şehadetini on üç lem’a ile Arabî Nur Risalesinden On üçüncü dersten işittik. Birisi: Şu kitab-ı kebirin âyet-i kübrâsı olan Hâtem-ül Enbiya Aleyhissalâtü Vesselâm’dır. Biri de Kur’ân-ı Azîmüşşan’dır. Şimdi şu ikinci bürhân-ı nâtıkî olan Hâtem-ül Enbiya Aleyhissalâtü Vesselâm’ı tanımalıyız, dinlemeliyiz.’’1
İkinci Reşhada ise Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliğine delil olarak İncil ve Tevrat’ta geçen bölümler ve Peygamber Efendimizin mu’cizelerini örnek veren Üstad Hazretleri, bu kısmı şöyle izah eder:
‘O nûrânî bürhân-ı tevhid, nasılki iki cenahın icmâ’ ve tevatürüyle teyid ediliyor. Öyle de, Tevrat ve İncil gibi Kütüb-ü Semâviyenin yüzler işaratı ve irhasatın binler rumuzatı ve hâtiflerin meşhur beşâratı ve kâhinlerin mütevâtir şehâdâtı ve şakk-ı Kamer gibi binler mu’cizâtının delâlâtı ve Şeriatın hakkaniyeti ile teyid ve tasdik ettikleri gibi, zâtında gâyet kemâldeki ahlâk-ı hamîdesini ve vazifesinde nihayet hüsnündeki secâya-yı galiyesini ve kemâl-i emniyetini ve kuvvet-i îmânını ve gâyet itminanını ve nihayet vüsûkunu gösteren fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metâneti; dâvâsında nihayet derecede sâdık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor.’2
Üçüncü Reşhadan On dördüncü Reşhaya kadar olan kısımların tamamında ise, birinci ve ikinci reşhada izahını yaptığımız konuların devamı veya o konulara benzer hadiseler anlatılmaktadır. Nübüvvet, risalet, fazilet, erdem, ahlâk, tevazu, ilim gibi özelliklere vurgu yapan bu reşhaları duru bir zihinle tekrardan okumanın tam zamanıdır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’i (asm) zihnimizde canlandırmak ve yaşamak istiyorsak On dokuzuncu Söz’ün Reşhalarını dikkatlice okumak zorundayız.