Bugün Kasımın onu.
Ve…
“Bugün 10 Kasım”.
İki ifade arasındaki fark, biraz uyanık olan herkesin her şeyi fark etmesini sağlayabilecek kadar büyük.
Doğru anlamda Batılılaşma ve muasır medeniyetlerin seviyesine ulaşma hedefi açısından bakıldığında bugün Kasımın onu. Herhangi bir Kasım günü yani.
Zira “muasır medeniyetler” dediğimiz ülkelerin hiçbirinde bir “bugün 10 Kasım” yok.
Ayrıca bir zamanlar kendi “kurucu ata”sının gününü kutlayan birçok ülkede de artık 10 Kasım benzeri bir gün ve bir tören biçimi yok.
Zira onlar kişi karizmasının Almanya’da, İtalya’da, Rusya’da vs. dünyanın başına açtığı belâları yaşamışlar ve derslerini almışlar.
Zira onlar meselâ EURO’ya hiçbir liderin veya şahsiyetin fotoğrafını koymamayı bir prensip olarak benimsemeyi başarmışlar.
Ama bizde “bugün 10 Kasım”lar hâlâ var ve son yıllarda artarak sürüyor.
M. Kemal’i herhangi bir sebeple ve hakikaten sevenler için, bu gün, özel, anlamlı ve üzücü bir gün. Tamam.
Ama antidemokratik bir darbe Anayasası zoruyla Kemalizm’i dayatmayı kendi ideolojik anlayışının başarısı için maharet bilen M. Kemal hayranları için bugün başka bir anlama daha geliyor: “…mış gibi” yapma günü…
Bugün hür dünyanın bizi muasır medeniyetlerden ziyade muasır(!) Kuzey Kore’ye benzetmelerine sebep olacak bir gün.
Hiç kimse “herkes gönüllü olarak saygı duruşunda bulunuyor, ne var bunda” filan diyemez.
Dinî şeaire ve ritüellere saygı gösterme oranının bile görünür ölçüde düşük olduğu bir toplumda her 10 Kasımda saat dokuzu beş geçe saygı duruşunda bulunan kişilerin bunu gönüllü olarak yaptıklarını iddia etmek akılla bağdaşmaz.
Devlet emrinin de önüne geçen bir tür mahalle baskısı ile yapılan ve “saygı duyuşu” ile bütünleşmediği açık olan bir “saygı duruşu”nun, ideolojik devlet anlayışını pekiştirmekten ve bizi “muasır medeniyetler”in bugünkü seviyesinden uzaklaştırmaktan başka ne işe yarayacağı çok tartışılır.
Yaşadığı dönemde M. Kemal’e fikren muhalif olmanın vatan hainliği ile eş tutulduğunu çok iyi biliyoruz. (Merak edenler çok sayıda başka kaynak yanında Taha Akyol’un Doğan Kitap’tan çıkan “Onlar da Kahramandı – Güce Boyun Eğmediler” adlı kitabına bakabilirler).
Ama onun ölümünden sonra ve üstelik bunca yıl geçip demokrasi adına hayli mesafeler alındıktan sonra, öldüğü gün yas tutmamayı ve öldüğü söylenen saatte saygı duruşunda bulunmamayı vatana ihanetle eş bir suç gibi görmek ve göstermek ne demek?
Bunun cevabını 18 yıllık AKP iktidarının –eğer hâlâ varlarsa- ihlâslı ortakları ve samimî Kemalistler birlikte vermeli.