Böylece karıştırırsın renk ve desenleri. 

Bakanın da kafası karışır. 

Sonra “tablo”ya bakan birileri, sırf “anlamamış olmamak” için başlar fal bakmaya: 

-Sanatçı bu sıçratmayla şunu demek istedi.

-Sanatçı burayı sıçratırken oturur haldeydi.

-Sanatçı da sanatçı hani!

Uzar gider hikâye yani…

Acemilerin suluboya resim yapıyormuş gibi yapmasının bir yoludur sıçratma.

Başlıkta bulunmasının başka bir anlamı yok. 

Gelelim bugünkü yazımıza.

Sabah adlı bir gazetecikte köşe yazısı yazmakta olduğunu öğrendiğimiz Mahmut Övür adında bir gazeteci önceki gün bir yazı yazdı.

Başlığı “FETÖ Elebaşı Gültekin Uysal’ın evinde mi kaldı?”

Bir köşe yazarı bey için çok iyi bir başlık. Hemen okutuyor. Adı belirsiz, güya demokrat gençlerin sıçratıldığı bu yazıyı biz de okuduk. Kan beynimize sıçradı. 

Diyor ki; 

“Uysal, lisans eğitimini ABD’nin Houston Üniversitesi’nde siyaset bilimi alanında yapmış. O yıllarda aynı ağırlıkta mıydı bilmiyorum ama Houston, belki de Pensilvanya’dan sonra FETÖ’nün en güçlü olduğu merkezlerden biri. DP’li gençlerin iddiası şu: FETÖ elebaşı Gülen, ABD’ye gittiğinde Houston’da bir evde kaldı. O ev Uysal’ın evi miydi?

Bunun doğrusunu elbette Uysal biliyor. Doğruysa masa bu yükü nasıl taşır merak ediyorum.”

Kendisini başkalarının savunmasına gerek yok. Gültekin Uysal Beyefendi bu gibi konularda da kendisini savunabilirdi ve savunmuş. 

Ancak nedense bu sıçratma yazıyı bizce fazla ciddiye almış ve önceki gün bir basın açıklamasıyla cevap vermiş. Özetle “ben 1995-1997 arasında oradaydım. Gülen ise ABD’ye 1999’da gitti.” demiş ve ayaktan sıçratanı uygun yere oturtmuş. 

Cevapla ana mevzu netleşmiş oldu ama cevapta başka konular da var. 

Son cümlesi önemli: “Son zamanlarda sistematik bir şekilde üretilmiş iftiralar, ne kadar doğru bir mücadele verdiğimizi teyit etmekte, azmimizi artırmaktadır.” 

İkincisi giriş cümlesi: “… hayatımın hiçbir döneminde başta FETÖ olmak üzere hiçbir dinî örgütlenmeyle illiyet bağım ve mensubiyetim olmamasına rağmen …”

Biz Altılı Masanın liderlerine yönelik “…öcü” kuşatmasının nasıl yarılması gerektiğini sık sık yazıp söylüyoruz. 

İyi bir mesafe aldığımızı da görüyor ve umutlanıyoruz. Gayret bizden tevfik Allah’tan.

En önemli söylemimiz de şu: Adaletin içinde kalmak lazım. Kurunun yanında yaşı da yakmamak lazım. “Şüpheden sanık yararlanır” kuralını ihlal etmemek lazım. Suç ve ceza şahsidir diyebilmek lazım. Lazım da lazım…

Şimdi bir şey daha lazım oldu: Sizi de bu “…öcü” söylemi bataklığının içine çekmeye çalışanlara karşı dikkat etmek lazım. 

Zira gün gelecek sıçratanlar utanacak. Siyasetçinin tuvalinin temiz kalması zordur ama önemlidir ve değerlidir.