Geçen haftanın önemli tartışma konularından biri İstanbul Belediye Başkanı’nın Belediye imkânlarını kullanarak kamuoyu oluşturmaya çalışmak suretiyle Kanal İstanbul projesini engellemeye çalışmasının doğru olup olmadığı hususunda idi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “Kanal İstanbul projesine karşı çıktığı” gerekçesiyle soruşturma başlatıldığını söyledi.
Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı. Açıklamada İBB tarafından hazırlanan “Ya Kanal Ya İstanbul” afişleriyle “uluslar arası hukuk boyutu bulunan, siyasî alana taalluk eden ve ‘Devletin Egemenlik Yetkisi’ne ilişkin bulunan bir konuya kamu kaynağı kullanılarak karşı çıkıldığı” ve bunun “İdarenin bütünlüğü ilkesine ve hukuka aykırı” olduğu savunuldu.
Ayrıca açıklamada İmamoğlu’nun projeye kişisel olarak karşı çıkmasının sorgulanmadığı belirtildi ve “İddia edildiği gibi onayın hiçbir yerinde bölücülük suçlaması da bulunmamaktadır” ifadesi yer aldı.
Mesele kamu kaynağı yönünden tartışılsaydı çok önem taşımayacaktı ve yaklaşımımız belliydi:
Elbette devlet kendi kendisiyle rekabet edemez ve dolayısıyla kamu kaynağı zıt amaçlar için kullanılamaz. Yani siyasî kişilikler kendi özel veya siyasî kaynaklarını kullanarak dilediği şekilde muhalefet yapabilir, ama kamu kaynağı esasen tek kaynaktır ve zıt yöne akamaz.
İstanbul ya da başka bir vilayet bağımsız değildir ki TBMM’nin çıkaracağı bir kanunla uygulanacak olan bir kamu yatırımını yerel yönetim engelleyebilsin. Engellemenin siyasî yolu belli. Meclisi harekete geçirmek.
Belediye kaynaklarının siyasî amaçla kullanılması yerelde yirmi beş sene süren AKP iktidarının mirasıdır. Çok yerde çok defa yanlışlar yapıldı. Hepsine itiraz ettik ve etmeliyiz.
Aynı yanlışı muhalefet yapınca da itiraz etmek gereklidir.
Ama konu artık bu değil. Tartışmalar gösterdi ki konu “vesayeti bitirmekle övünen AKP’nin derin devletin kontrolüne girip devletleşmesi ile birlikte yeniden ortaya çıkan hikmet-i hükümet meselesi.
“Kanal İstanbul bir devlet politikasıdır ve eleştirilemez” anlamına gelecek şekilde savunmalar devleti anlamsız hale getirdiği gibi iktidarı da lüzumsuz hale getiriyor.
Devlet politikası ne demektir? Hükümet politikalarından başka bir de devlet politikaları mı vardır ve olmalı mıdır?
Bu dönüşüm, “vesayeti bitirdik” diyenlerin yeni ortakları eliyle nasıl bir dönüşüm geçirdiğini de gösteriyor.