"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Dinsiz düşman”

Ali Demir
20 Mart 2022, Pazar
Üstad Bediüzzaman Hazretleri, daha çocuk yaşta iken gördüğü bir sadık rüyada Peygamberimizden (ASM) ilim talebinde bulunmuş ve cevaben de “ümmetimden sual sormamak üzere sana ilim verilecektir” müjdesini almış, ömrü boyunca kendisine verilen bu vehbi ilim ve kendi gayretiyle her türlü din düşmanlarıyla mücadele etmiştir.

Telif ettiği Risale-i Nurlarda tabiatçılık fikri başta olmak üzere her türlü “izm”lere karşı ehl-i İslamı ikaz etmiş, ahirzamanın şerli fikir akımları deccaliyet ve süfyaniyete karşı, müdakkik, cevval, Hakka müştak, fedakar, faal bir nesil yetiştirmiş. Ve tesis ettiği iman – Kur’an hizmetinin genel ölçü ve esaslarını tespit edip talebelerine ders vermiştir.

Vefatından evvel Ankara’ya topladığı mümeyyiz saff-ı evvel kahraman talebelerine son dersinde; İzn-i İlahi ile kıyamete kadar devam edecek bu hizmet kervanının fedakâr hizmetkârlarına, cemaat içi ve dışı, sosyal ve siyasi hayata mahsus ölçüler gibi hizmet düsturlarını özetlemiştir. Bu Kur’anî dersine; “Aziz kardeşlerim, Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır.” (5.01.1960, Ankara)

Burada en dikkat çeken müsbet hareket ölçülerinden birisi, hizmetlerimizde sebeplere teşebbüs etmek, netice odaklı hareket etmemek olan Allah’ın işine karışılmamasını ifade eden “vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır.” Geniş dairelerdeki bu esasın yansımasından bahisle tarihi bir şahsiyet ve kahraman bir kumandan Celâleddin-i Harzemşah’tan misal verilmiş ve onun “Ben Allah’ın emriyle, cihad yolunda hareket etmeye vazifedarım. Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmam. Muzaffer etmek veya mağlûp etmek O’nun vazifesidir” sözünü naklettikten sonra Üstad şu hükmü vermektedir: “İşte o zat bu sırr-ı teslimiyeti anlamasıyla, harika bir surette çok defa muzaffer olmuştur.” (17.Lem’a, 13.Nota)

Bu ölçüye uyulmaması durumunda nelerle karşılaşacağımızın ip ucunu Münazarat’ta bulmaktayız. İslam aleminin geri kalma sebepleri hakkında şöyle sual edilmiş: “Zindan-ı atâlete düştüğümüzün sebebi nedir?” Cevap olarak hayatın bir faaliyet olduğunu ifade ettikten sonra, bu faaliyet ve hareketin kaynağının şevk olduğunu, himmetimiz şevke binip hayat meydanına çıktığında, ilk mani olarak ümitsizliğin insanların karşına çıkacağını ve himmetin yüzünü tokatlayıp gözü kör edecek bir sebepten bahsetmektedir. İşte faaliyete mani olan sebeplerden birisine dikkat çekmekte ve “Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmamak” düsturuna riayet edilmemesi halinde; “Sonra, Allah’ın vazifesine müdahale etmek olan dinsiz düşman gelir; himmetin yüzünü tokatlar, gözünü kör eder” ifadesi ile beyan etmiştir. (Eski Dönem Eserleri, sayfa: 218)

Demek vazife-i İlahiyeye karışmanın ismini Üstad hazretleri 112 yıl öncesi “dinsiz düşman” olarak belirlemiş ve Müslümanların çağın gerisinde kalmalarının bir sebebi olarak göstermiştir. Ve vefatından 3 ay önce, son dersinde Nur Talebelerini bu “dinsiz düşmanın” tuzağına düşmemeleri için ikaz etmiştir. 

Rabbim, teslimiyet sırrını anlamayı, vazife-i İlahiyeye karışmamayı ve müsbet hareket düsturuna hayatın her alanında riayet etmeyi nasib eylesin…

Okunma Sayısı: 1376
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • said yazar

    20.3.2022 04:53:21

    Tebrikler maşallah teşekkürler

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı