Sözüm ona hoca, cübbesiz cübbelilerin vaaz kürsüsünden cübbe altından sopa gösterip siyaset cambazlıklarıyla tezgah kurmaları hoş karşılanacak bir davranış değildir.
Zira, o makam umuma açık mukaddes bir mekândır! Her şeyi siyasete âlet ettiniz, bari orayı bırakın!
Önemli bir dış giysisi olan cübbeyi Peygamberimizin (asm) giydiğine dair hadisler mevcuttur. (Buhârî) Cübbe kelimesi Türkçe’de “Hukukçuların, üniversite öğretim üyelerinin, din adamlarının, mezuniyet törenlerinde öğrencilerin elbise üstüne giydikleri düğmesiz giysidir.” Cübbe, “hakim, savcı ve avukat” sırtında “vicdan ve tarafsızlığı” sembolize eder. “Osmanlılar’da cübbe en çok ilmiye sınıfı tarafından benimsenmiş, beyaz tülbentli sarıkla beraber ilim ve din adamlarının belirgin kıyafeti haline gelmiştir.” Hele “ilim, hocalık, sarık ve sakalla” özdeşleşen cübbe sadeliği, tevazuu sembolize eder. Öyle ise, cübbe giyen başta hocalar, onun izzetine layık fiil, davranış ve konuşmalarda bulunmakla mükelleftirler.
Şimdi gelelim cübbenin siyasete âlet edilmesine: Cübbesiz Cübbeli medyatik bir hocaya sormuşlar: “Neden AKP’ye oy veriyorsun?” O da cübbe altından sopa göstererek, “Filankes kazanmasın diye!” demiş. Saç-sakalına, sarık cübbene yakıştı mı be cübbesiz hoca!?! Yüksek enflasyoncu, yüksek faizci, yolsuz baskıcı zihniyet kazansın öyle mi?
Üstelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2004 yılında başbakanlığı döneminde suç olmaktan çıkarılan ‘zinadan’ Beştepe’de düzenlenen ‘Aile Şurası’ toplantısında şikayet etti. Evlilik kurumunun değersizleştirildiği bir süreçle karşı karşıya olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlilik dışı ilişkilerin özendirildiğini söyledi: “Nikah akdinin değersizleştirildiği, evlilik dışı ilişkilerin normal sayıldığı, boşanmanın adeta teşvik edildiği sancılı bir süreçle karşı karşıyayız.”
Evlilik dışı ilişkilere dair rahatsızlığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlığı döneminde kamuoyunda ‘zina yasası’ olarak bilinen ‘evlilik dışı’ ilişkileri suç olmaktan çıkartmıştı. 5237 sayılı kanundaki değişiklik AKP’nin oy çoğunluğuyla meclisten geçerek kanunlaşmıştı. Şimdi ise sayın Erdoğan, “Boşanmanın teşvik edildiği sancılı süreçle karşı karşıyayız!” diyor. Unutuyor galiba, o konuşma makamında değil, icra makamındadır!
Yoksa bu muktedirsiz bir iktidar olduğunun itirafı mı?