"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Allah iftar yemeklerini kabul eylesin!

Av. Turgut İNAL
03 Eylül 2012, Pazartesi
10-15 yıl önce bir siyasî partinin genel başkanlığını yaptığımız dönemde iftar dâvetlerine katılırdık. Çoğu Ankara’da veya bazı büyük illerde düzenlenen iftar yemekleri için parti genel merkezine yağmur gibi dâvetiye gelirdi. Ülkenin en uzak köşelerinden bile dâvetiye aldığımız olurdu, fakat gitme imkânımız olmazdı. Bazı dâvetlere de arkadaşlarımızı gönderirdik. Bunlara rağmen elimizde en azından bir düzine dâvetiye kalırdı.
Kendimize göre, bu dâvetiyelerden “önemli” olan kısmını seçer ve katılacağımızı bildirirdik. Ortalama 200-300 kişinin katıldığı bu dâvetlere bazen binlerce kişinin katıldığı olurdu. Bu iftarlarda “önde” bulunan iki yüz kişi ile diğer akşamlarda, çeşitli semtlerde düzenlenen iftar yemeklerinde karşılaşırdık. Devlet ricali, hükümet erkânı, mahkeme başkanları, yüksek rütbeli ordu mensupları, iş dünyasından seçkin kişiler, medya dünyasının önde gelen isimleri, üniversite camiasından akademisyenler, sanat dünyasından meşhur isimler, İslâm âleminden önemli zatlar, diplomatlar, misyon şefleri… Farklı kesimlerden birçok simayla karşı karşıya gelirdik.
Dâvetliler iftardan evvel ve sonra bir araya gelirler, gruplar hâlinde sohbet ederlerdi. Çoğunun gazeteci ve mikrofon peşinde olduğu gözden kaçmazdı. İster Ankara’da olsun ister diğer şehirlerde, iftar yemekleri daima bir yarış içerisindeydi. Moda ve şıklık yarışı, kendisini her akşam gösterirdi. Parti mensupları ve diğer siyasetçilerin giyebilecekleri kıyafet sayısı ne kadar isteseler de 2-3’ü geçmezdi. 40 çeşit lacivert, 40 çeşit siyah, 40 çeşit gri elbiseleri yoktu ki, her akşam iftar yemeğine farklı bir kıyafetle gelsinler… Sanatçılar ise daha avantajlıydı. İşin kolayını bulmuşlardı: Kot pantolon, açık yakalı gömlek, 1-2 aksesuar ile durumu kurtarırlar, popülaritelerini korurlardı.
Bu iftarlarda moda ve şıklık yarışı bütün hızıyla sürerken, farklı parfüm kokuları da dikkat çekerdi. Bu manzaraya şaşmamak mümkün değildi. İslâm dünyasının seçkin yabancı konukları da, bazıları hariç, şıklıkta diğerlerinden geri kalmazlardı. Özellikle hanımlar, her akşam değişen, renkli ve ipekli elbiseler ile dâvetlere iştirak ederlerdi.
Ziyafete katılanların arabaları ve özel şoförleri bile yarış içindeydiler. Birbirinden pahalı son model arabalarla dâvet yerine gelirlerdi.
Yani, yaşanan tam bir “debdebe” hâli idi... Peki bu ihtişam, oruç ve iftarın ifade ettiği “acz ve fakrını bilme” hâliyle nasıl bağdaşıyordu? Lüksün ve debdebenin adı nasıl iftar yemeği oluyordu?
Ankara’da ve diğer büyük şehirlerde iftar yemekleri böyle sürüp giderken, Anadolu’daki dâvetler de “zihniyet” olarak pek farklı değildi. Büyük şehirlerdekilerle boy ölçüşemezlerdi; ama 1-2 gömlek aşağı olarak, bu yarış oralarda da yaşanırdı.
Baro çalışmalarımız ve siyasî faaliyetlerimiz boyunca, sürekli bu manzaralarla karşılaştık.
Bu hususa dikkat çekmek için uygun zeminlerde yazılı ve sözlü olarak şunu ifade etmeye çalıştık: İftar dâvetleri için yapılan masrafla okullarımızın ve öğrencilerimizin, bir çok ihtiyacı giderilebilir. Meselâ, yoksul öğrencilere burs verilebilir, laboratuvarların eksikleri tamamlanabilir. İftar yemekleri için yapılan haddinden fazla harcamaların bu şekilde sarf edilmesi Ramazan’daki “yardımlaşma ruhu”na daha uygun olacaktır.
İnandığımız doğruları söyledik ve yazdık, ama ne yazık ki değişen pek bir şey olmadı… Hep yerimizde saydık.
 Allah, bu “kullar”ının “iftar yemekleri”ni makbul eylesin.
Okunma Sayısı: 911
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı