"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu tutukluluğun sonu gelmeyecek mi?

Av. Turgut İNAL
27 Aralık 2011, Salı
Biz, katıksız 60 yıldan beri, yargı ve hukuk reformunun ihtiyaç halinde olduğunu, daima okur ve yazarız. Bütün iktidarlar, bütün siyasî partiler, ülke düzeyindeki aydınlar, siyasetçiler, yazarlar, barolar, bunu koro halinde söylerler.
 Yargı reformu ele alınmalı mı, hukuk reformuna gidilir mi, gidilmez mi?  Bunu artık Rufailer konuşur ve bilir durumuna girilmiştir. Sanki  “Dokunulmaz aslana” denilecek sorunlar mıdır ki?  Sürüp gitmektedir. Çeşitli kanunlarda perakende ve toptan değişiklikler yapılır. Yapılan değişikliklerle hukuk reformu yapıldığı iddia edilir. Üç ay sonra, beş ay sonra yine reformdan bahsedilmeye başlanır.
Sıkıyönetim mahkemeleri vardır. Kaldırılır. Olağanüstü Hal kanunları vardır. Kaldırılır. Özel yetkili mahkemeler vardır ve bunlar da kaldırılır.  Yeni mahkemeler kurulur,  yeni yasalar çıkarılır, yine de hukuk reformu, yargı reformu sözleri sürer gider.
Yüz yıldan beri damlarda, hapishanelerde, ceza ve tevkif evlerinde yüzlerce,  binlerce, on binlerce kişiyi hapsederiz, tutuklarız, hükümlerini infaz ederiz, müebbede, idama kadar götürürüz. Meydanlara darağaçları kurarız. İnsanlarımızı kurşunlayarak, infaz ettiririz. Ama yargı ve hukuk reformu hikmetinden sual olunmaz, erişilmez.
Ünlü siyasetçilerimizi, devlet adamlarını, yüzlerce, binlerce kişiyi, sivil ve askerî mahkemelerde bol bol ve boy boy yatırmışızdır. Bazılarını sağlam sokmuş, çürük çıkarmışızdır. Bazılarına yattığı günleri unutturmuşuzdur. Bazılarını da cezaevlerinin dört duvarları içerisinde asmışızdır. Hep bunları adalet ve hukuk adına yaptığımızı iddia etmişizdir.
 Hepimiz çevremizdeki insanların mahpushanelerde, 3 yıl, 4 yıl, 5 yıl, 8 yıl, 9 yıl, 10 yıl, 15, yıl 20 yıl mahkemelerini devam ettirmişizdir. Bitmeyen dâvâları bu kadar yıl sonra bitirmişizdir.  Sonunda bazılarını beraat ettirmişizdir. Kendilerine “Kalk, çık, tahliye” demişizdir. Ardından bu ülkenin vatandaşına, siviline, siyasetçisine, az generalinden çok generaline, Başbakanına, Cumhurbaşkanına değin ağır mahkûmiyetler veya beraatlar vermiş yahut sallandırmışızdır. Hele hele onlarca yılı geçecek şekilde mapusane damında geçirtmişizdir. Sonunda beraat ettirmişizdir. Adamdan “Kusura bakma, hata ettik, ayıp yaptık” demeden çıkarmışızdır.
 Yukarıda yazdığımız yazımıza benzer çok sayıda yazılar, makaleler yazdık, açıklamalarda bulunduk. Adaletin, yargının, hukukun, yüksek adliyenin, yüksek Cumhuriyetimizin ve yüksek demokrasimizin kılı dahi kıpırdamamıştır. Devran o devran, yaşam o devran sürüp gitmiştir.
Bazı ünlülerin 2 yıl, 3 yıl, 5 yıl mahkûmiyetlerini ele almış,  bunları konu etmiş, ama sonradan hepimiz bu konuyu unutmuş, bırakmış, terk etmiş, sanki düzelmiş gibi yazma sınırımızın dışına çıkarmışızdır.
50, 60, 100 avukat, 30, 40 baro, 3-5 yüksek mahkeme üye ve başkanı, hukuk fakültelerimizdeki 5-10 profesörümüz, anlı şanlı yüksek mahkemelerimiz ve hâkimlerimiz hangi gün, hatta 100 yıldan beri ne zaman bu adaletsizliğe karşı geldiler, bu bayrağı taşıdılar...  Bunu konuşmada dile getirmek bir yana susmada ve unutturmada yarışmışızdır. Yüksek hukukçular,  yüksek yüksek aydınlar, bol bol siyasetçiler bu durumdan mutlu ve rahat mıdırlar? Yıllarca önce çıkarılan haksız tevkiflerle, tutuklamalarla, tahliye sonrası verilen sadaka gibi tazminat miktarlarıyla ayrıca yeni adaletsizlikler oluşturmuşuzdur. Utanılacak ölçüde verilen tazminatlarla bu haksız mahkûmiyetler telafi edilebilmiş midir?
 Şimdi söyleyin hukukçular, size sesleniyoruz. En genç hukuk fakültesi öğrencisinden 40-50 yıl yüksek hakimlik yapmış, savcılık yapmış, hukuk eğitimciliği yapmış, avukatlık ve baro başkanlığı yapmış, anlı şanlı hukuk adamları olmuş şahıslar olarak,  bu adaletsizliğe karşı susan ülkemiz halkının çektiği ıztıraptan, dört duvar arasında aylarca hücrelere sokarak susturulan insanlardan, asılıp kesilen adamlardan, mesleğiniz adına,  insanlık adına rahat mısınız? Bunda hepimizin, hepinizin irili ufaklı suçu yok mudur? Bu suçlar sizi de mahkûm etmez mi?
Okunma Sayısı: 995
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı