"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasimiz kazandı ve bir kez daha güçlendi!

Av. Turgut İNAL
04 Ağustos 2011, Perşembe
Org. Işık Koşaner ve kuvvet komutanlarının, “Görülen lüzum üzerine” emekliliklerini istedikleri bildirildi. Bunda-bazı general ve amiraller de dâhil-muvazzaf subayların Ergenekon ile Balyoz dâvâlarından yargılanmasının rol oynadığı konuşuluyor.
Kara Kuvvetleri Komutanlığına, Jandarma Genel Komutanı Org. Necdet Özel getirildi.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez vukuu bulan böylesine bir haber, manşetlerde benzer cümlelerle yer aldı.
Cumhuriyet döneminde, TSK bünyesinde ilk kez yaşadığımız bu olay, demokrasimizin zaferidir. Gerçekten böyle bir haber, cumhuriyetten bu yana hangi dönemde vukuu bulursa bulsun, gazetelerde çok büyük manşetler atılmasına, hükümet ve siyasî partiler aleyhine yazılar yazılmasına, Başbakanın ve hükümet ricalinin yerden yere vurulmasına sebep olacak ölçüde haber olurdu. Demokrasimizin rafa kaldırıldığı, askıya alındığı, buzdolabına konduğu veya konacağı yorumları takip ederdi. Piyasanın indiğine, bindiğine, doların veya dövizin ne kılıklara girdiğine dair haberler yapılırdı. Haberler, radyo ajanslarında veya televizyonlarda duyurulduğunda, halk sokaklara dökülürdü. Fısıltı gazetesi ayyuka çıkardı. İstifaların kabul edilmemesi yolunda demeçler verilir ve telgraflar çekilirdi. Demokrasimizde, bilmem ne kadar daha geriye gidildiği söylenirdi. Nitekim buna benzer çeşitli askerî hareketler olduğunda veya üst rütbeli askerlerden demeçler verildiğinde, hepsine sen siyasetle uğraşıyorsun,  sen demeç veremezsin, sen kışlanda konuş denmediği gibi,  bu asker kişiden, sen nasıl böyle açıklama yapabilirsin diyen olmazdı. Çarşı ortasında askerin katıldığı adlî bir olay olsa, hiçbir rütbeli bu kişilere subay, astsubay, erat bile olsa, kimse dokunmaz. “Ben merkez komutanlığına giderim, kendim giderim. Dokunma” diye söylenirler ve hakikaten dokunulmaz, aslan olurlardı!
İhtilâller olduğunda veya yarı ihtilâle benzeyen hareketler olduğunda, “Yaşa, varol  Harbiye” sözleri hemen ortalığa yayılırdı. Kahraman ordumuzun demokrasi havariliği anlatılırdı. Bir kuvvet komutanı değil, bir tümen komutanının ve tugay komutanının dahi istifasına rastlanmazdı. 30 yıldan beri,  30 bin vatan evlâdının şehit veya gazi olması karşısında yine kahraman askerimiz, ordumuz sözleriyle olay ve törenler yapıldı. Sadece tek söylediğimiz cümle, “ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ”di. Bu 30 bin kişi ölürken, bilmem kaç kişi gazi olurken, astsubayından, subayından, yüksek rütbeli ve çok rütbeli generallerine kadar bir kişinin veya çok sayıda komutanın sorumlu olduğuyla ilgili mahkemeler açıldığına dair bir haber duymamıştık. Sanki yaşanan bu olaylarda verilen bu şehitler için birkaç klişe sözden başka ağzımızı açmıyorduk. Şimdi ağızlar, yavaş yavaş açılmaya başlanmıştı. Askerler için milyarlara varan bütçe ayrılırken, bu bütçe yasalar gereği ele bile alınamazdı. “Orduya selâm” der gibi bütçe kabul edilirdi veya incelenirdi.
Demokrasimiz içerisinde askerimiz sanki ayrı bir vatan örgütü gibi her şeyiyle ülke halkından ayrılmıştı. Yemeleri, içmeleri, eğlenmeleri, gazinoları, düğünleri, şölenleri, törenleri, kuaförleri, parkları, bahçeleri, hastaneleri, doktorları, kampları, gezi yerleri lojmanlarıyla hepsi halktan koparılmıştı. Askerî idarî mahkemeleri, askerî ceza yasaları, askerî hâkimleri ve hekimleri ile toplumdan ayrılmışlardı. Ama devri devran geldi, askerî hastanelerden başlayarak, askerî mahkemelere kadar ve ceza yasalarına kadar birçok ayrıcalıklar kaldırılmaya başlandı. Bu ayrıcalık, bu imtiyazlılığı ülke halkı hazmedemiyor, içine sindiremiyor, bu duruma tepkiler dört bucağı sarmıştı.
Konuyu burada bağlıyoruz. 3 kuvvet komutanın ve Genel Kurmay Başkanının emekliliğini istemesi gazetelerde, Türk gazetelerinin vardığı rüştten dolayı, yukarıda açıkladığımız haberleri bu boyutta koymuşlar ve esasında da normali yapmışlardı.
Şimdi, demokrasimiz sağ olsun, vatanımız var olsun!
Okunma Sayısı: 982
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı