"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“12 Ada” çıkışı…

Cevher İLHAN
30 Ocak 2025, Perşembe
Her gün yeni tutuklamalarla, sahte gündemlerle ülkenin gerçek gündemini tartıştırmama, toplumsal muhalefeti dağıtıp etkisiz hale getirme, milleti yıldırma, vatandaşları korkutma, toplumu sindirip susturarak teslim alma kumpasları sürüyor.

Bunlardan biri de baştan beri diplomatların ve muhalefetin ciddi uyarılarına rağmen AKP siyasî iktidarında ve “tek kişilik rejim”de bütün dünyanın gözü önünde Ege’deki yirmi bir ada ve adacığın Yunanistan tarafından işgaliyle silâhlandırılmasına bigane kalınması oldu.

Çarpıcı olan, 2003’te Yunanistan’ın üç adayı işgaliyle başlayan süreçte Ege Denizi’ndeki stratejik ada ve adacıklara bayrak dikip asker yığıp, kulübeler, kiliseler, iskeleler kurarak, sivil halkı yerleştirmesine, Yunanlı komutanlarla politikacıların bu adalarda mangal yakarak dış basına da yansıyan demeçler vererek meydana getirdikleri oldubittiye Ankara’dakilerin suskun kalması.

Yunanistan’ın bütün dünyanın gözü önünde göz göre göre dayattığı emrivaki işgallerle sözkonusu ada ve adacıkların “Yunanistan’a ait olduğu” havasını pompalamasına iktidardakilerden “millî çıkarlardan ödün verilmeyecek” demeçleriyle geçiştirilmesi. Bütün uyarılara rağmen suskun kalan iktidardakilerin zaman zaman iç kamuoyuna yönelik hamasetlerle geçiştirmelerinin ötesinde hiçbir ciddi tepki, tavır ve tedbirin alınmaması…  

İŞGALE KARŞI İÇ KAMUOYU ATRAKSİYONLARI

Bu açıdan Cumhurbaşkanı ile Dışişleri ve Millî Savunma Bakanı dururken, “tek kişilik hükûmet”te hiçbir resmî görevi olmayan Bahçeli’nin yıllar sonra sanki yeni olmuş gibi “On İki Ada”yı gündeme getirmesi dikkat çekici.

Bilindiği gibi uluslararası hukukun çiğnenerek Adaların fiilen işgaline dair Meclis’te muhalefet milletvekillerinin verdikleri soru önergeleri “iktidar cephesi”nce “kimseye bir karış toprak vermeyiz” beylik lâflarıyla örtbas edildi.

Bu bakımdan tam da “İmralı süreçi”nin tıkandığı vartada, “Yunanistan’ın gayr-ı askerî statüdeki adaların bir plân dâhilinde silahlandırılması Türkiye’ye meydan okumaktır. Ege Denizi’nde Anadolu coğrafyasına en yakın olan 12 Ada başta olmak üzere Yunanistan’ın burnumuzun dibinde silah göstermesi yalnızca stratejik bir hata değil, tarihî, askerî ve siyasî sonuçları çok ağır olacak trajik bir yanlıştır” diye bilhassa “12 Ada’nın gasp edildiği, asıl sahibi olan Türk milletinden ayak oyunlarıyla çalındığı” çıkışı oldukça çarpıcı. (T24, 14.1.25)

Ne var ki Bahçeli’nin “Türkiye 12 Ada’sız yaşasa bile, 12 Ada’nın Türkiye’siz yaşaması ham bir hayaldir. Yunanistan’ın Ege adalarına menzili 30 ile 300 km arasında değişen füzeleri konuşlandırma hazırlıkları uluslararası hukuka tamamıyla aykırı olduğu gibi iyi komşuluk özlemlerini de temelinden sakatlayacak fütursuz adımlardır” ikrarıyla Ege’nin karşı kıyısındaki saldırgan ve yayılmacı bir politikaya karşı veryansın etmesine iktidardakilerden en ufak bir destek gelmemesi son “çıkış”ın da iç kamuoyuna yönelik bir atraksiyon olduğunu ortaya koyuyor.

Ve yirmi iki yıldır bütün dünyanın önünde Yunanistan’ın Ege adalarını işgali sürerken, Cumhurbaşkanı ile bakanların Yunanistan’a resmî ziyaretlerinde, Yunanlı yetkililerin Türkiye’ye gelişlerinde, her görüşme sonrası tertiplenen ortak basın toplantılarında gündeme getirilmemesi, bu konuda tek bir sorunun sordurulmaması çarpıklığı ifşa ediyor.

KULLANILMAK ÜZERE YEDEKTE TUTULUYOR

Nitekim İyi Parti Genel Başkanı Dervişoğlu’nun “On İki Ada’yı Türkiyesiz düşünemeyiz” restine “Aylarca Muğla kıyılarında gezen Yunan hücumbotlarına gıkını çıkartamayanlar, Trakya’da kapatılan Türk okullarını ağızlarına bile alamayanlar, Kıbrıs’ta aylardır olan bitene gözleri kapalı olanlar, Kıbrıs’ı kumar ve kara para dışında bir mesele olarak görmeyenler, işlerine geldiğinde ‘mavi vatan’, gelmediğinde ‘yok mu arttıran demeyi’ diplomasi zannedenlerle ortaklık yapanlar, şimdi de 12 Ada’dan bahsediyorlar…” cevabı gerçeği ortaya koyuyor. (gazeteler, 15.1.25)

Diplomatların, muhalefetin onca açık ve ciddi uyarılarına rağmen AKP siyasî iktidarında yıllarca en ufak bir tepki verilmemiş. En üst düzeyde Cumhurbaşkanı’nın ve Dışişleri bakanlarının Yunanistan’ı ziyaretlerinde, Yunanlı yetkililerin Türkiye’ye gelişlerinde “Adaların işgali” Türkiye tarafından gündeme dahi getirilmeyip hiçbir itirazda bulunulmamış.

En son 1947 Paris Antlaşması’na göre silahsız olması gereken Kerpe, Meis ve Karada’daki adalarındaki askerî birlikleri denetleyen Yunan Genelkurmay Başkanı’nın uluslararası anlaşmalara göre Türkiye karasularında yer alan, 2004’ten beri Yunan işgali altındaki Bodrum Akyarlar kıyılarına yaklaşık 8 kilometre uzaklıktaki Keçi Adası’ndaki askerî birlikleri denetleyip “tetikte ve hazırlıklıyız!” meydan okumasına hiçbir cevap verilmemiş. (gazeteler, 29.12.22)

Bu arada Adaları “kırmızı çizgileri” olarak gördüklerini söyleyen Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in “pozisyonumuz net, kendimize güvenimiz tam” sözlerine karşı Cumhurbaşkanı’nın “Bir gece ansızın gelebiliriz!” tepkisi de havada kalmış. (gazeteler, 27.9.22)

Belli ki başta ekonominin çöküşü olmak üzere her alandaki tükenişte söyleyecek sözü kalmayan “otoriter rejim”, Ege Adalarının işgalini “yedek”te tutuyor. “Suriye’nin fethi”nin fos çıkması ve “bitiş” sinyalleri veren terörist başı üzerinden kotarılmak istenen “yeni süreç”in bir defa daha akıbetsiz kalmasına karşı gerçek gündemi sabote için ortaya atılacak.

Kısacası gündemi saptırma kumpasları tekrarlanıyor...

Okunma Sayısı: 1302
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yahya

    30.1.2025 17:51:04

    Yıllar önce güzel bir reklam vardı. Babam öyle diyoo.

  • Hüseyin İlhan

    30.1.2025 11:55:10

    Milletine düşman olanın ,düşmanına 5 milyar dolar kredi verdiği ve bunu hiçbir taviz almadan yapana ne denir. Ege'de adacıkalrı,Suriye de siyonistin kazançlı çıktığı şartları sağlayan bu millete ve dine hizmet etmiştir diyenin aklına şaşarım.

  • Hüseyin İlhan

    30.1.2025 11:53:43

    Suriye fetih mi edildi.Zafer mi var.Bakalım neler var. 1-Aziz üstadımız mahpushanelere mahkum edilir ve kendisine silahlı hareket edelim diyenelre'müslüman dahilde kılıç çekmez,demiş mi.? 2-Bu sözünün arkasında durarak iman ve kur'an hizmetini hapishaneleri 'Medresei Yusufiye, kabul ederek mi yapmış. 3-Aziz üstadımız mı daha doğru hareket ediyor yoksa din kardeşi olan bir idareci ile ortak kabine topladığı,ailecek tatiller yapıp,evladının mürüvvetinde şahitlik yaptırtması sonrası birden BOP Eşbaşkanlığı verilenin 'ŞAM'da cuma namazı kılacağız,aldatmacası ve fitnesi ile milyonu aşan bir masumun canının yitmesi,yüzbinlerin sakat kalması,müslüman bir beldenin harabı,ne idüğü belirsiz dün olmayan bugün emperyalistlerin kukla cinayet örgütleri ve siyonist katilin ŞAM'a 20 km yaklaşan işgali,ülkenin savunmasını yapacak uçak,tank vb.lerinii imha edip işgali sizi uyandırmıyor mu kardeşim.

  • Raşit örenel

    30.1.2025 09:34:04

    Suriye fatihi pozu kesenlerin, evvela Yunanistan işgali altındaki adalar sorununu çözmesi beklenir. Sürekli olarak çatışmaların tarafı olmanın getirdiği ekonomik çöküntü bedeline ne Filistinli ne de adı bile anılmayan Doğu Türkistan müslümanları bir rahata kavuşmuş değil. Tarafı olduğumuz çatışmalar hem ülkeyi ve ekonomisini yıpratırken hem de hiç bir Müslüman topluma yardımı dokunmuyorken, ne işe yarıyor, daha büyük bir çatışma için bizi zaafa uğratmak isteyenlerin tuzağına mi çekiliyoruz?

  • Pelin Kurukahveci

    30.1.2025 01:26:51

    Suriye'nin fethi nasıl fos çıktı acaba? Açıklar mısınız? Suriyeli kardeşlerimizin bakış açısıyla bakmaktan ısrarla kaçınıyorsunuz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı