"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Daha kaç masumun ölmesi bekleniyor?

Cevher İLHAN
04 Kasım 2023, Cumartesi
TESBİT

İsrail’in son Gazze’deki döt bini çocuk dokuz binden ziyade mâsum Filistinliyi fosfor bombalarıyla katledip yirmi binden fazlasını yaraladığı son soykırım vahşet ve zulmü sürerken, “tek kişilik yönetim”in sanki bir sivil toplum kuruluşu gibi mitingle kalması tartışılıyor.

BM Genel Sekreteri, “dünya, gözü önünde bir felâkete şahit oluyor” diye şiddetle kınarken, Kanada’dan Almanya’ya birçok ülkede İsrail’i protesto mitingleri yapılırken, Amerika’daki Yahudiler meydanlarda İsrail’i lânetlerken ve Netanyahu’nun evinin önünde binlerce gösterici “istifa!” çağrısında bulunurken, iktidardakilerin İsrail’e “kuru kınama”larla geçiştirmeleri düşündürücü.

Bu yüzden Filistinlileri topraklarından, evlerinden sürüp köleleştirmek, Gazze’yi boşaltıp işgal ederek “İsrailleştirmek” uğruna her türlü saldırırda bulunan İsrail’e neden ciddi hiçbir siyasi-diplomatik, ekonomik yaptırım yapılmadığı sorgulanıyor.

Bundandır ki “televizyon karşısında Filistin’e dayatılan zulmü seyrederken elini açıp dua eden vatandaşlarımız ile Sayın Cumhurbaşkanımız arasında ne fark var?” diye soran SP milletvekili Birol Aydın, Meclis kürsüsünde “Gazze’ye düşecek tek bir bombayı engelleyemiyorsanız, en azından birkaç İslâm ülkesinin liderini bir araya getirip müşahhas birkaç adımın atılmasına vesile olamıyorsanız, büyükelçimizi İsrail’den geri çekemiyorsanız, ABD’nin ve İngiltere’nin İsrail’e karşı gösterdiği fiilî hassasiyetin binde birini gösteremiyorsanız; madem STK’lerden bir farkınız yoksa bu koltukları niye işgal ediyorsunuz?” sorularını soruyor.

Sahi, ekonomik, sanayi, enerji ve askeri işbirlikleri bir yana siyasi iktidar, Manavgat’tan İsrail’e giden suyu neden kesmiyor? Türkiye’den İsrail’e giden petrol tankerleri neden durdurulmuyor? Kuzey Irak’tan, Azerbaycan’dan İsrail’e Türkiye üzerinden petrol sevkiyatı neden durdurulmuyor?

Sonra “Filistin’de bir insanlık dramı yaşanıyor” diyen Cumhurbaşkanı ile hükûmeti, hastaneleri, sivil yerleşimleri, mülteci kamplarını, camileri, kiliseleri, okulları bombalayacağını, çocukları öldüreceğini tam bir şımarıklıkla bildiren haydut terör devletine neden hiçbir yaptırımı uygulamıyor?

Neden onca “söylem”e karşı tek bir “eylem ve icraat” yok? Gerçekten, iktidarın harekete geçmesi, İsrail’e anlaşma ve işbirliklerini iptali ya da askıya alması için daha kaç mâsumun ölmesi bekleniyor?

İBRET

 “Demirel, 21 Amerikan üssü ile İncirlik’i kapattı”

“Tek kişilik yönetim”in İsrail’e karşı “söz”de kalması, “iktidara iliştirilmiş yandaş medya”ca âdeta “yapacağı bir şey yok”muş propagandasıyla karambola getirilmesine yelteniliyor.

Oysa Türkiye, Adalet Partisi (AP) hükûmetinde, 1967’deki “Altı Gün Savaşı”nda İsrail’e karşı açıkça Filistin’i desteklemiş, Başbakan merhum Süleyman Demirel, İsrail’in hâmisi ABD’nin Araplara karşı İncirlik Üssü’nü kullanmasına “Müslüman kardeşlerimize karşı ülkemdeki üslerin kullanılmasına izin vermem!” tepkisini göstermişti.

Yine 1974’teki Kıbrıs Barış Harekâtının ardından yine AP’nin büyük ortağı olduğu hükûmetin Başbakanı olarak Demirel, dayatılan “Amerikan silâh ambargosu”na karşı Bakanlar Kurulu kararıyla ABD’nin İncirlik’i kullanmasını resmen yasaklamış; 5 bin Amerikalı askerle sivil personeli devre dışı bıraktırılıp Amerikan istihbaratı yüzde 40 kör edilmişti.

Bu hususta gazeteci Güneri Cıvaoğlu’nun, gazeteci Hulusi Turgut’a atfen yazdıkları ibret verici: “Demirel Başbakan olduğunda kucağında bulduğu silâh ambargosu nedeniyle hem üzgün, hem öfkeliydi. Ankara’ya gelen dönemin Dışişleri Bakanı Kissinger ve daha sonra Brüksel’de konuştuğu ABD Başkanı Ford’a ‘ambargonun ABD ile Türkiye arasındaki ilişkileri germesinin yanısıra TSK’nın savaş gücünü zayıflattığını, bunun dolaylı olarak NATO gücünü de zaafa uğrattığını’ anlatıp ‘bizi istemediğimiz sert tedbirlere zorlamayın’ diye uyarmıştı. Fakat... Sonuç alınamamıştı. Bunun üzerine Türkiye, 25 Temmuz 1975 tarihli Bakanlar Kurulu kararnâmesiyle ‘Türkiye’deki sayıları 21’i bulan bütün ABD üs ve tesislerini’ kapattı. Amerikan bayrakları indirilerek yerine Türk bayrakları çekildi. İncirlik’i ise sadece NATO kullanabilecekti…” (AA, 5.1.17, Milliyet, 7.1.17)

Sormak lazım; kendine onca medhiyeler dizen “tek kişilik hükûmet”, neden benzer hiçbir etkili ve caydırıcı yaptırıma başvurmuyor?

HAFTANIN SÖZÜ

“Yargı hukuka direniyor.” (Karar, 1.11.23)

Okunma Sayısı: 1268
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı