"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Dolarize ekonomi” liyâkatsizliği

Cevher İLHAN
15 Ağustos 2020, Cumartesi 10:02
Mâlum önce Cumhurbaşkanı Ayasofya’yı arkasına alarak yaptığı açıklamada, Dolardaki dalgalanmaya dair soruya, “Türkiye’de sistem bu denli oturduğu için bazı zamanda tırmanışlar, bazen inişler... Yılbaşı itibarıyla (dolarda) 10 liradan falan bahsediyorlardı. Ama şu anda bulunduğumuz noktalara geldi.

Yani AKP’nin iktidara geldiği 2002’de 1.41 TL olan doların 7 liranın üstüne çıkmasını, Euronun 8 lirayı aşmasını “normal”, hatta “ekonominin yerli yerine oturması” olarak görerek henüz 10 liraya çıkmamasını “bir gelişme” olarak yorumladı. (gazeteler, 7.8.20)

Ardından Hazine ve Maliye Bakanı, “Önemli olan kurun rekabetçi olup olmamasıdır” dedi. Bir televizyon programında kurdaki dalgalanmaya ilişkin bir soruya verdiği “2018’de kur bir zıpladı. Sonra bazı adımlar attık, kur tekrar 7’lerden, 6’lardan 5’lere indi. Sonra, tekrardan 6’lara çıktı. Şimdi bu kriz - pandemi döneminde tekrar 7’lere çıktı, tekrardan 6’lara indi. İner, çıkar…” cevabıyla “normal” olarak sundu. (gazeteler, 12.8.20)

“Dolar yükselince (...) endişelenmeli miyiz?” sorusuna, da “Şunu sorayım size, dolarla mı maaş alıyorsunuz, dolar borcunuz mu var, dolarla bir işiniz var mı?” sözleriyle karşılık verip, Türkiye’de ekonominin dolarla - dövizle ilgisi olmadığı garabetini sergiledi.

Garabet şu ki Bakan “Dolarla ne işiniz var?” diyor ama Türkiye’de çok şey dolara bağlı ve bağımlı olarak dolarize olmuş. 

Bununla da kalmıyor; aşı alımından araba alımına bütün ithal mallar dolarla yapılıyor.

Sonuçta, Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal’ın ifadesiyle, “Bakan ‘Dolar’la ne işi var vatandaşın’ diyor ama öncelikle ister ham ister ara mal, ürettiği ve tükettiği her şey ‘dolarize’ olmuş. Bakan için anlamı olmasa da vatandaşların endişesi, çooook küçük bir nedeni yediği, içtiği, tükettiğinin Dolar’a ($) endeksli olmasından vatandaşlar endişeli.”

SP Genel Başkanı Karamollaoğlu’nun tesbitiyle, “Ekonomiyi liyâkatli olan insanlara değil de liyâkatsizliği tescil edilmiş kişilere teslim ederseniz ekonomiyi ayağa kaldıramazsınız” gerçeği açıkça ortaya çıkıyor…

Hani “kesinlikle yüzde 5 büyüme” olacaktı?

Evvela 11. Beş Yıllık Kalkınma Plânı’nda “2023 hedefleri”nin de revize edilerek 10. Plân’daki 5,5 olarak öngörülen “ortalama büyüme hızı”nın 4,9’da kalmasıyla yüzde 11 sapma oldu. 1 trilyon 286 milyar dolar olacağı” vaad edilen “millî gelir” yüzde 39 sapma ile 784 milyar dolarda kaldı.

Yine “kişi başına gelir” 15 bin 996 dolar hedef gösterilirken yüzde 40 sapma ile 9 bin 632 doları aşamadı. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in beyânıyla, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle geçen iki yılda daha da kötüyü giden ekonomi yüzde 6,5 küçülmeyle kişi başı milli gelir 9 bin doların da altına düştü. Dolar kurunun yükselmesiyle 8 binlerden bahsediliyor.

Bütün bunlar “yeni ekonomi programları”la her defasında revize edilen “hedeflerin tutturulamadığı”nın açık ikrarı olurken, 10. Plân’daki yüzde 140’a varan vahim sapmaların 11. Plân da devam ettiği resmen itirafı oldu.

Ve daha önce “Bu yılı yüzde 5-10 küçülme değil, pozitif bir büyüme ile kapatacağız” diyen bakan “Türkiye’nin 2020’yi büyüme ile bitirileceğini” ileri sürmüş ve “4.5 büyüme”yi telâffuzundan sonra düşülen durum vaziyeti özetledi.

Bilindiği gibi Bakan’ın aksine AKP Genel Başkanvekili Kurtulmuş, “dünya ekonomisinin 2020 yılında itibarıyla toplamda yüzde 4.5-5.5 arasında bir küçülme, daralma içerisinde olacağı, gelişmiş ülkelerde bu rakamın daha yüksek olacağı” tahminiyle yüzde 5.5 küçülme olacağını haber vermişti.

Bundandır ki en son “yılı 2008 krizinden daha iyi kapatacağız” diyen Bakan, “Pandemi olmasaydı, yüzde 5 büyüme, enflasyon ve cari denge hedefleri başta olmak üzere hedeflerimizin birçoğunu çok rahat tutturacaktık. Şimdi bir kısmında sapma olacak” dönüşüyle bütün faturayı salgına yüklüyor.

Ve bu vaziyet, Uluslararası Para Fonu’nun, Türkiye’de ekonominin bu yıl yüzde 5 oranında daralacağı duyurusuna dikkat çeken ana muhalefetin, “Yüzde 5 büyüme gerçekleşmezse, bırakın büyümeyi ekonomi daralırsa bunu söyleyen kişinin koltuğunu boşaltması gerekiyor. Eğer müteahhit taahhüt ettiğini yerine getiremiyorsa o işi bırakır” şartını gündeme getiriyor.

Sonuçta, bütün uyarılara ve çağrılara rağmen inadına “Kesinlikle büyüme olacak, 2020’de yüzde 4.5 büyüyeceğiz” söylemini sürdüren Bakan’ın, nihayet “eksi 2 ile artı bir arasında büyüyeceğiz” cümlesiyle ilk kez “küçülme”yi telâffuzu bu iddiadan çark edildiğini gösteriyor.

“Her eleştiri, ‘hain’ yaftasıyla püskürtülüyor”

“Mânevi kavramlar çok harcıalem kullanılır oldu. Her türlü çirkinliğini, yanlışını örtmek isteyen Kudüs’ten girip başörtüsünden çıkıyor. Her eleştiri, ‘hain’, ‘din düşmanı’, ‘siyonist’, ‘FETÖ’cü’ yaftasıyla püskürtülüyor. AKP hiçbir eleştiriyi kabul etmiyor, Kuldan utanılmıyor tamam da, Allah’tan da korkulmuyor…”

Aydın Ünal, (Cumhurbaşkanı eski danışmanı ve metin yazarı)

Okunma Sayısı: 1505
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yahya Evrin

    15.8.2020 11:14:26

    En kötüsü "Kuldan utanmayip Allah'tan korkmamak"Hayırlılsi Allah 'tan.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı