Siyasi iktidarın ülkeyi sürüklediği bâdirede, iktidardakilerin başta ekonomideki çöküş olmak üzere bütün başarısızlıklarına “yumuşama-normalleşme” perdesinde muhalefeti “ortak etme” politik oyunları ve algı operasyonları devam ediyor.
En son “beşli çete” denilen “yandaş şirketler”in başını çektiği kesimlerin muaf tutulduğu “kamuda tasarruf paketi”nin ardından haftalardır tartışılan ve vergi adâletini berhava eden “vergi paketi”ndeki adâletsizlikler, yirmi iki yılın sonunda ülkenin düşürüldüğü vahameti ifşa ediyor.
Her ne kadar aylardır hazırlanan “paket”te gelen tepkiler üzerine Hazine garantili şirketlerin kazançlarının yüzde 30’unun vergilendirileceği söylense de, sözkonusu kamu-özel işbirliğindeki 44 şirketin 37’sinin kâr değil zarar ettiğini bildirmesi, çeşitli kıyaklarla yüz milyarlarca lira kıyağın sunulduğu sözkonusu şirketlerden alınan verginin 3 milyarı bile bulmaması gerçeği gösteriyor.
GARSONDAN, MOTO KURYEDEN VERGİ!
Bunun yanısıra ekonomistlerin tesbitiyle, “paket”te, büyükşehirlerdeki 850 bin esnafa basit usul vergi muafiyetinin kaldırılarak gerçek vergilendirmeye geçilmesi; avukat, doktor, mimar gibi mesleklere de peşin vergi getirilmesi “paket”in maksadını ortaya çıkarıyor.
Tam da mazot ve ilaç gibi temel girdilere zam üstüne yeni fahiş zamların yapıldığı vartada, Anayasa ve kanunlara göre verilmesi gereken 411 milyar lira destek yerine ancak 91 milyar verilen çiftçiden – üreticiden alınan KDV’in yüzde 1’den yüzde 10’a, yem ve gübrede yüzde 20’ye çıkarılmasıyla, tarımda derin kriz ve kıtlık uyarılarının yapıldığı vetirede başta buğday ve tahıl üretimine büyük darbe vurulması “paket”in mahiyetini ele veriyor.
Hepsi bir yana, “kamuda tasarruf paketi”nde yöneticilerin on altı milyarlık yabancı araç kullanmalarına karşılık kamu personelinin servisine el konulurken, Borsada 3 yıldan kısa süreyle işlem gören hisse senetlerinin alım satımından elde edilen kazançlardan vergi alınmasından vazgeçilmesi “paket”i deşifre ediyor.
Garson ve moto kuryelere vergi konulurken “servet vergisi”nden cayılması ile “paket”in Hazine ve Maliye Bakanı’nın kat kat yüksek faizlerle para aradığı yabancı sermayeye, dolar milyarderi spekülatörlere, Londra’daki tefecilerin çıkarlarına göre “hazırlatıldığı” görülüyor.
“EKONOMİ POLİTİKASI”NIN FİYASKO BELGESİ
Özetle, sermayeden peşinen 2.5 trilyon vergi alınmasından vazgeçilmesi, hangi mihraklara avantajların sağlandığını su yüzüne çıkarıyor.
Kısacası, yeni “vergi paketi”, israf ve fahiş faiz ile zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan ekonomi politikalarıyla gelir uçurumunu derinleştirerek sosyal barışı dinamitleyen “tek kişilik hükûmet”in “ekonomi politikası”nın fiyaskosunu belgeliyor.
Demokrat Sendikalar Konfederasyonu Genel Başkanı Gürkan Avcı’ın ikazıyla “yeni vergi paketi’, zenginden alacağına fakirin sırtına bindiriyor.”
Bu haliyle “düpedüz ‘IMF programı’ olarak milyonlarca işsizin, yoksulun, emeklinin, emekçinin hakkı gasbediliyor, halk daha da yoksullaştırılıyor.
Hâsılı, ekonominin ıslahı, demokrasinin ve hukukun ihyasına bağlı; bunun için ise öncelikle “tek kişilik ucûbe rejim”in tasfiyesi gerekiyor.