Mahzun Mabed Mescid-i Aksa - 6
KUDÜS NOTLARI: HİKMET GÜNAYDIN - MEHMET NEZİR TANER

KUDÜS’TEYİZ

Hz. Davut’un (as) makamından sonra otobüsümüz ile şehrin siyasî kapısı olan Ömer Bin Hattab Kapısı’na gittik. Hz. Ömer şehrin anahtarını burada teslim almış, hikâyesini herkes bilir, Sultan Yavuz Selim buradan şehre girmiş, hatta daha sonra işgalci İngiliz komutan da buradan şehre girmiş, bu nedenle siyasî kapı deniyor. Osmanlı döneminde Alman kralı da şehre at ile girmek istiyor, Osmanlı hatırını kırmak istemiyor, siyasî kapının yanından duvarın bir kısmını yıkıp buradan içeri alıyorlar. Epeyce şaşırıyor, ama fetih olayı olmadığından kusura bakmayacakmış.

Bu sırada Cuma akşam üzeri olduğundan ve Yahudiler gelenekleri gereği enerjiyi harekete geçiremedikleri bir zaman olduğundan (Cuma öğleden sonra ve Cumartesi akşama kadar) hepsi yaya olarak şehir merkezine doğru akıyorlar. Kendimizi çizgi film sahnesindeymiş gibi hissettik, kıyafetler, şekiller, hareketler, makinalı tüfekle gezen sivil 13-14 yaşlarında çocuklar bizim biraz farklı hissetmemize sebep oldu.

İsrail’in Filistin’e saldırılarında yaklaşık 3,5 milyon civarında Filistinli Ürdün’e sığınmış. Filistin bu konuyu BM’ye taşımış ve İsrail aleyhinde karar aldırmak istemiş. Bu arada Ürdün sığınmacıların hepsine pasaport vermiş. İsrail kendini BM’de “Bunlar Filistinli değil, bakın hepsinin Ürdün pasaportu var” diye sunmuş ve yine ABD ile İngiltere desteği ile ceza almaktan kurtulmuş, ceza alsa da yine aynı ekip uygulanmasını engelliyor.

Bu arada Kudüs’ü ziyaret eden Ürdün Prensi kalp krizi geçirip ölüyor ve oraya defnediliyor. Filistinliler; “Davamıza ihanet ettiler” diye prensin kabrine lanet okuyorlarmış. İlginç olmuş.

Ben bu konuyu komşum olan Ürdünlü emekli general arkadaşıma sordum, “Doğru, yalnız ID numarası yoktu, yani vatandaş değillerdi. Sadece uluslararası rahat seyahat edebilsinler diye yapıldı ama BM dahil herkes olayı suiistimal etti dedi.

Şeyhin selamı

Böylece turumuzu tamamlamış olduk, hızlı adımlarla kalabalık bir çarşıdan uzun bir yürüyüşle Mecsid-i Aksa’ya akşam namazına yetiştik. Yatsı ile birlikte cem ettik. Otobüsümüze yerleştik, son kontrollerimizi de yaptıktan sonra Tel Aviv havaalanına doğru yola çıktık. Havaalanında nasıl davranmamız gerektiğini rehberimiz anlattı, biraz sıra beklesek de problemsiz içeri geçtik.

Bu arada Mescid-i Aksa’da görüştüğümüz Türk arkadaş; “Senin selamını Şeyh cemaate söyledi, bir kısmını duydum anladım” dedi, ancak biz anlamadık.

Netice olarak; sırf oradaki kardeşlerimize yardım ve destek amacıyla imkânı olan kardeşlerimizin o mübarek beldeyi ziyaret etmelerini tavsiye ediyoruz ve Filistinli kardeşlerimize dua etmemiz gerektiğini tam olarak hissedip anlıyoruz.

Çok konuşulan konulardan biri Filistin’in toprak sattığı şeklinde ancak aslının öyle olmadığını öğreniyoruz. Evet, bir miktar satış var %1 civarında, Türkiye’deki toprak satışı şu sıralar %3,5 seviyesindeymiş, yani onlar toprak sattı, hain gibi söylemler İsrail’in propagandası ve yanlış şeyler. 

Selahaddin Eyyubi

Selahaddin Eyyubi Tikrit’te doğmuş, mezarı da halen oradadır. Çocukluğunun ve eğitiminin bir kısmı Şam’da geçiyor, bir ara da Bağdat’ta bulunuyor.

Bağdat’ta bir marangoz geceli gündüzlü çalışarak iki adet şahane, tam sanat eseri olarak minber üretimi yapıyor. Çocukluğunda bunu öğrenince marangoz ile bir diyalog yaşıyor, soruyor; “Bunları neresi için yapıyorsun?” Marangoz diyor; “Mescid-i Aksa ve El Halil Camii için.” O diyor ki; “Mescid-i Aksa işgal altında, nasıl oraya gidecek?” Marangoz diyor ki; “Ben onu bilmem, ben marangozum, bildiğim işi yaparım, minberleri yaptım, Allah bir gün bu minberleri yerine koyacak kumandanı da gönderir elbet.” İşte o zaman Selahaddin Eyyubi içinden; “Ben çok çalışıp o komutan olmalıyım” diyor ve kendine hedef koyuyor, Cenab-ı Hakk’ın izniyle halife olup ve iki minberi yerlerine yerleştirmek ona nasip oluyor. 

Özel Kudüs kimliği

Kudüs’te özel bir Kudüs kimliği olduğunu öğreniyoruz. Mescid-i Aksa çevresindeki tarihî yapılarda 50-60 metrekarelik evlerde ailece beraber yaşıyorlar, yapıları büyütme ve genişletme imkânı verilmiyor. Yahudiler bu yapılara 1.000.000- 1.500.000 dolar öneriyorlar, fakat kimse satmıyor. Başka imkân tanınmadığı için gençler büyüyüp evlenince, o küçücük evlerde paneller ile yatak konacak kadar yer ayırıp yatak odası yapıyorlar, Kudüs kimliğini korumaya çalışıyorlar ancak zulüm devam ediyor, bitmiyor.

SON