İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği soykırımın ardından Ortadoğu’da devam eden gerilimden bahsedelim. ABD ile İran arasında tansiyon (görünürde) giderek yükseliyor. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), geçtiğimiz günlerde Ürdün’deki ABD üslerine, İran kaynaklı hava saldırısı sonrası, Irak ve Suriye’deki İran Devrim Muhafızlarına ait hedeflere, hava saldırıları düzenledi.

Bu gelişmeler ‘Ortadoğu’da yeni bir cephe mi açılıyor?’ sorusunu akla getiriyor. Fakat hem ABD hem İran cephesi sadece sözlü sataşmalarla yetiniyorlar. ABD ve İran arasındaki gerilim “Danışıklı dövüş” olarak yansırken, en çok Irak ve Suriye’nin zarar görmesi söz konusu. Irak ve Suriye parçalandı, çıkan petrolü kimin aldığına ve kontrol ettiğine bakmak lazım. ABD, Suriye ve Irak topraklarını bombalarken, İran’ın haberdar olması ilginç değil mi? 

İsrail’in Gazze’ye saldırılarını unutturmak adına, ABD ve İngiliz savaş uçakları, Husi milislerini yok etmek için Yemen’i vurmaya başladı. İran’ın da bu sırada, Irak, Suriye ve Pakistan’ı hedef alması ilginç bir gelişme. Ortadoğu’da gerilim tetikleniyor gözüküyor. Başkan Biden, İran’a yönelik olarak “Cevabımız bugün başladı. Bizim belirlediğimiz zaman ve yerlere saldırılar devam edecek.” şeklinde demeçler verdi. Bu gelişmeler İsrail’in yaptığı soykırımı dünya gündeminden uzaklaştırmak ve İsrail’e zaman kazandırmak için yapılan bir manipülasyon gibi duruyor.

Ortadoğu’da yeni bir cephe açılması bölge ülkelerini savaşa çekecektir. Bu istenilen bir gelişme değil. İran ile ABD arasında savaş çıkma ihtimali düşük olsa da yıllarca gizliden gizliye İran, ABD ve İsrail arasında bir açılanma olduğu, Ortadoğu uzmanlarınca hep söylenir. İsrail, ABD’yi yanına çekmek ve desteğini almak için, İran’ı tehdit olarak gösterir. Bu yüzden ABD, Ortadoğudan çıkmama mesajı verir. 

ABD, Ortadoğu’nun tamamına işgal etmekten ziyade, İsrail’i Ortadoğu’nun bir parçası yapmaktan yanadır. İran’ı tehdit olarak görse bile, çok ciddiye almayabilir. Bu gelişmeler İran’ın işine yarar ve bölgedeki İslam ülkeleri üzerindeki Şii yapılanmayı derinleştirir. İşte bu yüzden arka planda danışıklı dövüş oynandığına dair kulislerde konuşmalar geçer. ABD eski Başkanı Trump’ın “Bizim Kasım Süleymani suikastinde İranlılar beni aradı ve ‘Saldırının altında kaldık. Buna tepki vermemiz lazım. Üslerinize füze atacağız. Ama hiçbir şey olmayacak merak etmeyin. Sadece tepki vermiş olacağız, böylece bu olayı kapatalım’ şeklindeki basına yansıyan demeci hala internet sayfalarında. İran, İsrail’e kızar, ABD ise Irak ve Suriye’ye hava saldırıları düzenler. Sözümona İran’a gözdağı verir ve bu kısır döngü yıllardır süregelmektedir. Teksas’taki eyaletlerin başkaldırısı esnasında yine İran ABD üssüne saldırdı ve 3 asker öldü. ABD’de gündem bir anda değişti. Türkiye bölgede varlığını hissettirmeye ve dengeleri korumaya çalışıyor. İran’ın Ermenistan’dan yana tavır koyması, PKK’lı teröristlerin, topraklarından Ermeni saflarına geçmesine izin vermesi de dikkati çeker.  

Bunların ışığında İran, gezilmesi ve görülmesi gereken bir ülke olarak da tavsiye edilir.