Yaşanan pek çok hadise, “İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir; göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar” (Münâzarât, s. 44) tesbitini ve müjdesini doğruluyor.
Hatırlanacağı üzere başta Avrupa olmak üzere dünyanın değişik ülkelerinde insanları İslâmdan uzaklaştırmak için çalışmalar, kampanyalar ve planlar yapılıyor. “İslamofobi ya da İslâmdan korkmak” Avrupa’da yaşanan dertlerden biri. Uluslar arası ‘ifsat şebekeleri’ insanları İslâmdan uzaklaştırmak için değişik çalışmalar yaptıkça, tam aksine insanlar İslâma koşuyor, İslâmı tanıyor ve İslâma teslim oluyor. Hatta ve hatta hiç umulmayan kişiler, gruplar ve siyasetçiler İslâmı ve Müslümanları savunmaya başlıyor.
Bunun çok örnekleri var, ama şimdilik iki misal vermek yeterli olacak. Meselâ, Avrupa Birliği (AB) İçişleri Komiseri Ylva Johansson, “İslâm Avrupa için tehdit değil” diyerek bazılarını şaşırtmış. AB İçişleri Bakanları, Paris’teki Bataclan Tiyatrosu ile Stade de France’da düzenlenen ve 130 kişinin ölümüne yol açan saldırıların 5’inci yıl dönümünde terörle mücadele konusunda bir toplantı yapmış. Toplantı sonrası Ylva Johansson, İsveç devlet resmî haber ajansı TT’ye açıklamalarda bulunarak İslâm ve göçün Avrupa için bir tehdit olmadığını, ancak aşırı görüşlü fanatiklerle mücadele edilmesi gerektiğini hatırlatmış. Aynı habere göre Johansson, “İslâm bir tehdit değil. Din bir tehdit değil. Teröristler tehdittir. İslâmcı görünen aşırılar ve aşırı sağcılarla mücadele edilmesi gerekir” ifadelerini de kullanmış. (AA, 13 Kasım 2020)
AB İçişleri Komiseri Ylva Johansson’ın “Din bir tehdit değil. Teröristler tehdittir. İslâmcı görünen aşırılar ve aşırı sağcılarla mücadele edilmesi gerekir” demesi ayrıca dikkat çekicidir. “İslâmcı görünen aşırılar” ifadesi insaf ehlinin hadisenin farkında olduğuna delil olsa gerek.
Güzel haberlerden biri de “İslâma en kapalı ülke” olarak bilinen Fransa’da ve üstelik Fransa’da aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa Hareketinin lideri Jean-Luc Melenchon’dan geldi. BFMTV kanalında, ülkede son dönemde artan İslâm karşıtlığıyla ilgili açıklamalarda bulunan Melenchon, Müslümanlara saygı duyulması ve onlara hep şüpheyle bakmaya son verilmesini istemiş.
“Bu ülkede laiklik kılıfı altında Müslümanlara yönelik nefret var. Laiklik bir dinden nefret etmek anlamına gelmiyor” diyen Melenchon, bazılarının hoşuna gitmese de bunları söylemeye devam edeceğini de kaydetmiş. (AA, 13 Kasım 2020)
Bu tesbitler “İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez” kaydının hem de Müslüman olmayanlarca da tasdik edildiğini göstermiyor mu?
Fransız siyasetçi Melenchon’ın, “Bazılarının hoşuna gitmese de bunları söylemeye devam edeceğim” demesi de ayrıca dikkat çekici.
Diğer haberlere yer kalmayacak kadar güzel haberler gelmesi için duâ edelim inşallah.