Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un İslâm dinini hedef alan sözlerine belki de bütün ‘Macron’ların anlayacağı şekilde anlamlı bir tepki ortaya koymuş.
Hatırlanacağı üzere Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “İslâmî radikalizm ile mücadele” konulu bir konuşmasında, “İslâm bugün dünyanın her yerinde krizde” şeklinde temelsiz bir beyanda bulunmuştur.
Yeri gelmişken yıllar önce “İslâm parça parça olmuş” diyenlere Bediüzzaman’ın verdiği cevabı da hatırlamak lâzım. Tiflis’te, Şeyh San’an Tepesi’nde bir Rus polisi ile karşılaşan Bediüzzaman, Rus polisinin “İslâm parça parça olmuş?” şeklindeki itiraz ve sorusuna, “Tahsile gitmişler. İşte Hindistan, İslâmın müstaid bir veledidir; İngiliz mekteb-i idadîsinde çalışıyor. Mısır İslâmın zekî bir mahdumudur; İngiliz mekteb-i mülkiyesinden ders alıyor. Kafkas ve Türkistan İslâmın iki bahadır oğullarıdır; Rus mekteb-i harbiyesinde talim ediyorlar, ila ahir...” cevabını vermişti. (Tarihçe-i Hayat, s. 69)
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, “İslâm bugün dünyanın her yerinde krizde” sözü de “İslâm parça parça olmuş?” sözü gibi bir sözdür. Hem aldatıcı hem de gerçeği ters yüz eden bir bakış açısıdır. Bu bakımdan bu ve benzeri bütün borulara “Tahsile gitmişler” benzeri cevaplar vermek icap eder.
Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri el-Karadaği’nin sosyal medya hesabından yaptığı açıklama bu bakımdan mühimdir.
Karadaği, şöyle demiş: “İslâm dini, sizin kartondan ürettiğiniz sahte liderlerin günahından sorumlu değildir. İslâm dini herhangi bir krizden geçmiyor. Sayın Cumhurbaşkanı (Macron), İslâm dini hiçbir zaman sırtını bir yönetimin desteğine dayamadı. Ona karşı çıkanlara da kendi görüşünü dayatmak için kılıç kaldırmadı. Bundan dolayı dinimiz için endişelenmeyin. Dinimiz bir krizden geçmiyor ve geçmeyecek. İslâm dini, bir beşerin ürünü olmadığından dolayı bozulması veya zayıflaması gibi bir korkumuz yoktur. Sayın Macron, gelecek İslâm’ındır. Biz, başkalarının dinlerini ve kutsallarını meşrû hedefler haline getiren toplumların geleceğinden endişe ediyoruz. 21. yüzyıldayken, dinî savaşlar hayaliyle hâlâ Orta Çağ’da yaşayan bir hükümdara (Macron’a) acıyoruz. Arap ve İslâm dünyasında pek çok ülkede iktidardakilerin, sizin ürününüz veya tebrik ettiğiniz darbeciler olduğunu size hatırlatırız. Sayın Macron, krizde olan sizlersiniz. Ahlâkî, insanî ve siyasî krizlerle yıkılıyorsunuz.” (AA, 3 Ekim 2020)
Yüreklere su serpen bu anlamdaki konuşma ve cevapların siyasilerin diliyle de yapılmasında fayda. Macron ya da onun gibi düşünen bütün idarecilere, “Görmüyor musun ki, zarurî kuttan ziyade Müslümanların elinde bırakılmıyor? Ya Avrupa kâfir zalimleri veya Asya münafıkları, desiseleriyle ya çalar veya gasp ediyor” (Bediüzzaman, Lem’alar, 17. Lem’a) da demek lâzım.
Evet, gerçekleri bütün Macron’lar duysun ve duymalı. Vesile olan el-Karadaği’ye de teşekkür etmek icap ediyor. Müslümanların izzetini savunan âlimlerin sayıları çoğalsın inşallah.