BM Genel Sekreteri Guterres, 12 Ağustos “Uluslararası Gençlik Günü” dolayısıyla yayınladığı mesajda, küresel çapta eğitimdeki yetersizliğe dikkat çekip “Küresel bir eğitim kriziyle karşı karşıyayız” demiş.

Guterres, günümüz eğitiminde yaşanan krizin dışında, öğrencilerin sadece öğrenmeyi değil nasıl öğreneceklerini de öğrenme durumunda olduklarını ifade edip şöyle devam etmiş: “Günümüzde eğitim bilgi, yaşam becerileri ve eleştirel düşünceyi birleştirmelidir. Eğitim, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği hakkında bilgi de içermelidir. Öğrencilere cinsiyet eşitliği, insan hakları ve barış kültürü de öğretilmelidir. Tüm bu unsurlar, gençlerle olan ilişkimizi arttırmak için Birleşmiş Milletler Gençlik 2030 hedeflerine dahil edilmiştir.” 

Bu yıl yirmincisi kutlanan Uluslararası Gençlik Günü dolayısıyla BM Eğitim, Bilim Kültür Organizasyonu (UNESCO) ve BM Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi (DESA) tarafından birlikte yürütülen araştırmalar da yayınlanmış. Yapılan son araştırmalarda, eğitim sistemlerini daha kapsayıcı hale getirmek için hâlâ önemli dönüşümlerin gerekli olduğu ifadesi var. Araştırmalara göre, düşük gelirli ülkelerde insanların yalnızca yüzde 10’u lise eğitimini tamamlayabiliyor. Dünya nüfusunun yüzde 40’ı konuştukları dilde veya anadillerinde eğitim alamıyor. Orta öğretim çağındaki mülteci çocukların neredeyse yüzde 75’i okula gidemiyor. Yaklaşık 24 milyon çocuk ülkelerinde yaşanan iç çatışma ve savaşlar dolayısıyla hiçbir eğitim  alamıyor.

İnsanların yalnızca yüzde 10’unun lise eğitimini tamamlayabildiği ülkelerin olduğu bir dünyada adalet olabilir mi? Benzer şekilde mülteci çocukların neredeyse yüzde 75’i okula gidemiyorsa dünyaya huzur gelir mi? Hele şu rakama ne demeli: Yaklaşık 24 milyon çocuk savaş ve iç çatışmalar sebebiyle hiç eğitim alamıyormuş.

BM’nin New York’taki genel merkezinde Uluslararası Gençlik Günü dolayısıyla çeşitli toplantılar düzenlenip çareler aranıyormuş. Uluslar arası Gençlik Günü dolayısıyla gündeme gelen diğer bir konu da genç işsizlerin durumu. Bir yanda eğitim alamayan milyonlar, öte yanda eğitimini tamamlasa da iş bulamayanlar. Bu  dertlerin çoğunun ülkemizde olması da ayrı bir dert.

Cahillik, fakirlik ve ihtilâf en büyük düşmanlar arasında olduğuna göre asıl bu düşmanlara karşı ‘küresel savaş ve mücadele’ başlatmak icap eder. Ülkeler birbirleriyle savaşmak yerine baş düşmanlar olan cehalete, fakirliğe ve ihtilâfa savaş açmış olsa dünya çok daha yaşanır bir yer olur.

Birleşmiş Milletler’in Genel Sekreteri Antonio Guterres’in gündeme taşıdığı ‘küresel eğitim meselesi’nin İslâm dünyasının da önemli dertleri arasında yer aldığını unutamayız. Cehaleti yenmiş bir dünyaya kavuşmak için fiilî ve kavlî duâlar edelim vesselâm.