Bu bakımdan maaş alan herkes hal ve gidişten yana şikâyetçi. İdareciler her ne kadar “Çalışanları enflasyona ezdirmiyoruz” dese de gerçek tablo çok farklı. Çünkü açıklanan resmî enflasyon rakamlarıyla çarşı ve pazardaki rakamlar birbirini tutmuyor. Market ve pazarlardaki enflasyon resmî rakamlardan çok daha yüksek. Dolayısıyla çalışanların ya da emeklilerin enflasyon karşısında korunduğu doğru değil.

Ücretlerin düşük olduğunu genellikle çalışanlar dile getirir. Ancak İTO Başkanı Şekib Avdagiç de aynı durumdan şikâyet edip konuyu şöylece gündeme taşımış: “Uzun zamandır ara eleman sıkıntısından bahsediyoruz. Bu aynı zamanda bir ücretlendirme, maaş sıkıntısıdır. Evet, Türk iş dünyası nitelikli ara elemana ödediği ücretleri bu dönemde gözden geçirmek, tekrar değerlendirmek durumunda.” (aa, 6 Eylül 2021)

İstanbul’da 630 binden fazla işletmenin üye olduğu İTO’nun Başkanı Avdagiç, artık “ara eleman” değil, “ana eleman” tabirini de kullandıklarını ifade ederek, “İş dünyası, bugünden sonra bu seviyedeki yetenekli mavi yakalılarımıza, personelimize daha makul ücretler ödemek durumunda olacak. Ama büyük resme baktığımız zaman meslek liseleri ile meslek yüksekokullarının kapasitelerinin gözden geçirilmesi ve yeni teknolojilere uygun elemanlar yetiştirilmesi gereği üzerine daha çok düşünmeliyiz” demiş. 

Üniversite mezunu ancak iş bulamayan, kendisine, ailesine ve iş dünyasına katkı sağlamak için alternatif yön arayanların mutlaka bulunduğunu kaydeden Avdagiç, “Öncelikle bu gençlerin ortaya çıkmasını sağlayarak, onlara ulaşarak, ihtiyaçlarını ve arzularını karşılayacak şekilde, onları çok hızlı birtakım ikincil kurslarla mesleğe ve iş hayatına kazandırabiliriz. (...) Sanayinin ihtiyaç duyduğu tüm konularda lojistikten bakım işlerine kadar birçok alanda açık pozisyonlar var. Böylece hem gençlerimizin işsiz kalmasını önlemiş, reel piyasa gereksinim ve gerçekleriyle örtüşen bir çözüm üretmiş oluruz hem de iş dünyasının ihtiyaç duyduğu iş gücünü karşılamış oluruz. ‘O kadar üniversite okudum, 6 ay da ilâve eğitim aldım, sonra mavi yakalı olacağım’ diye de düşünebilir. Bizim bu düşüncenin olumsuzluklarını ortadan kaldıracak, piyasada geçerli meslek sahibi olmanın önemini vurgulayan tanıtımlara ağırlık vermemiz lâzım. Burada temel olan, insanî şartlarda ve ücretlerde çalışma imkânının sağlanmasıdır” tesbitinde bulunmuş. Evet, meselenin ‘püf’ noktası burada: “İnsanî şartlarda ve ücretlerde çalışma imkânının sağlanması.”

Türkiye iş dünyası bu imkânı sağlayamadıktan sonra ne istediği ‘ara eleman’ı ne de ‘ana eleman’ı bulamaz. Elbette bu şekilde gençler de işsiz kalıp mağdur olur, ama iş dünyası da dolaylı olarak kaybeder. Kaliteli, ehil ‘ara ve ana eleman’ bulamayan firmalar; dünya ile rekabet edebilir mi?

Bu haklı ve doğru tesbitleri öncelikle işçi sendikaları dile getirmeliydi, ama her halde onlar başka işlerle meşgul. İTO Başkanının gündeme taşıdığı bu konu görüşülmeli, tartışılmalı ve her kademede ücretler “insanî seviye”ye çıkmalı vesselâm.