Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam’ın İngiltere Başkanı Halima Begum, çok haklı bir soru sorarak bir bakıma insanlığı uyanmaya davet etmiş.
“Adaletsizliklerin olmadığı bir gelecek oluşturma maksadıyla 90 ülkeden ortaklarla beraber çalışan 17 organizasyonun bir araya gelerek oluşturduğu uluslararası bir konfederasyon” olarak tanımlanan Oxfam yardım kuruluşunun haklı sorusu şu: “Silahların binlerce masum çocuk ve ailesini öldüreceğini bile bile (İsrail’e) silah satışına neden devam edilir?” (AA, 17 Haziran 2024)
Herkesin bu soruyu sorması ve İsrail’e silah sağlayan ülkelerden cevap alması gerekir.
Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam’ın İngiltere Başkanı Halima Begum, ayrıca; İngiltere’nin Gazze’ye bir yandan insanî yardım gönderip öte yandan da İsrail’e silah satışını sürdürmesini “ahlakî tutarsızlık” olarak da nitelendirmiş.
İngiltere ya da onun gibi davranan ülkeler bir yandan tavşana “Kaç,” öte yanda da tazıya “Koş, tavşanı yakala” demiş olmuyor mu?
Bu apaçık çelişkiyi izah edebilecek bir “büyük lider ve ülke” var mı?
Oxfam’ın İngiltere Başkanı Halima Begum, şunları da söylemiş: “Satılan malların bütün silah mı silah bileşeni mi olduğunu söylemeniz çok tartışmalı bir konu. Tek tek bileşenler çok sayıda masum insanı öldüren cihazları oluşturuyor. İngiltere’nin bu silah satışlarını durdurması gerekiyor. Hükümet aynı anda hem insani yardım sağlayıp hem bölgede barış özleminden söz edip hem de bomba gönderemez. Bu entelektüel ve ahlaki olarak tutarsızdır. (...) Her ülkenin kendisini savunma hakkı vardır ama bunlar uluslararası insancıl hukuku paramparça ederek, sahadaki insan haklarını ihlal ederek olmaz.”
İngiltere ve ABD’nin geçmişte İsrail’e silah satışını durdurduğunu latırlatan Begum, “(Eski Başbakan) Margaret Thatcher, Lübnan savaşında İsrail’e silah satışını durdurmuştu. (ABD Başkanı) Ronald Reagan da 1982’de misket bombası ihracatını durdurmuştu. Kendisinin 12 Ağustos’ta paramparça olmuş Filistinli çocuk fotoğraflarından etkilendiği ve dönemin İsrail Başbakanı Manahem Begin’e ‘Tüm gelecek ilişkilerim bunun devam etmesine bağlı’ dediği söylenir” ifadelerini kullanmış.
1980’lerin çoğu kararlarını beğenmediğimiz ‘yabancı liderler’in İsrail’e karşı aldıkları kararları acaba şimdiki liderlerin almaması nasıl izah edilecek? Her geçen gün biraz da “insan hakları” önem kazanıyorsa, İsrail karşısında bir bakıma “geri adım” anlamına gelen “silah satış desteği” savunulabilir mi?
İnsanlık ‘dünya liderleri’ne ısrarla sormalı: “Silahların binlerce masum çocuk ve ailesini öldüreceğini bile bile (İsrail’e) silah satışına neden devam edilir?”