Koronavirüs salgını sonrası umumî bir korku, umumî bir tedirginlik ve umumî bir çalkalanma hali sürüp gidiyor. Böyle zamanlarda en mahzurlu hal, tedirginliğe kapılmak ve ‘akıl dışı’ davranışlardır. Bu bakımdan ehil olanların beyanlarına itibar etmek ve her türlü tedbiri aldıktan sonra tevekkül etmek gerekir.
Virüs salgınının yaygınlaşmaması için tavsiye edilenlerden biri de kişilerin evden çıkmaması, kalabalık yerlere gitmemesi ve daha az kişi ile temasta bulunması oldu. Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da bu yönde teşvikler ve tavsiyeler yapılıyor. Konu hakkında Almanya’da yayınlanan haberleri paylaşan bir okuyucumuz. “
Bu virüs olayının birçok neticesi oldu: Evde çalışmaya teşvik geldi. İnsanın artık kendi çapında çalışma çağına giriyoruz inşallah. (Kaynak: sueddeutsche.de) Globalleşmenin kötü yanı belli oldu. Globalleşme sorgulanmaya başlandı. Almanya’da millî üretime teşvik geld. (Kaynak: welt.de) Gece hayatı tamamen durakladı. Almanya Başbakanı bizzat aile fertlerine kadar sosyal faaliyetlerin iptal edilmesini tavsiye ediyor. Millet böylelikle yuvasına dönüp birliğin ve beraberliğin farkında olacak. Radyoda evde birlikte neler bir arada yapılabilir diye bir program düzenledi. Güzel neticeleri de var” demiş.
İstanbul gibi büyük bir şehirde dahi insanların ekseriyetle ‘eve kapanması’ pek de alışık olunan bir durum değildi. Toplu taşıma vasıtalarını tercih edenler neredeyse yarıya inmiş durumda. Bilhassa yaşlı insanlar zarurî haller olmadıkça sokağa çıkmamayı tercih ediyor. “Evden çalışma” mecburen gündeme gelmiş durumda.
Tabiî ki evde kaldığımız süreyi de iyi değerlendirmek icap eder. TV’lere teslim olmayan, aksine kitap okumayı tercih edenler bu mecburî ev hapsini kârla kapatmış olacak.
Kırklareli Valiliği’nde açılan bir kampanya bu noktada bütün Türkiye’ye örnek olabilir. Valilik, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) yayılmasının engellenmesi amacıyla “Eller Ellerle Değil Kitapla Buluşuyor Projesi”ni hayata geçirmiş.
Proje kapsamında şehrin birçok noktasına “panik yapma kitap oku” sloganıyla kitaplıklar konulmuş. Kitaplıklardan tercihlerine göre kitap alan vatandaşların ilk günden projeye yoğun ilgi gösterdiği görülmüş. Kırklareli Valisi Osman Bilgin de makam odasında kurum müdürleriyle bir süre kitap okuyarak, projeyi başlatmış.
Vatandaşların evlerinde televizyon izlemek veya internette vakit geçirmek yerine kitap okuması gerektiğini vurgulayan Bilgin, şöyle konuşmuş: “18 Mart-30 Nisan’da en çok kitap okuyan 25 vatandaşımız tam altın, 100 vatandaşımız yarım altın, 100 vatandaşımız da çeyrek altınla ödüllendirilecek. Ellerin ellerle değil kitapla buluşması için hepinizi okumaya dâvet ediyorum. Okumak altın değerindedir. Okumak insana hem bilgi kazandırır hem de virüse karşı insanı güçlendirir. Çünkü ellerimizi ellerle değil kitapla buluşturacağız.” (AA, 18 Mart 2020)
Çok önemli ve çok faydalı bir kampanya. İnşallah bu kampanya bütün Türkiye’ye örnek olur ve şehirler, köyler, mahalleler ‘erzak depolama yarışı’ değil, ‘kitap okuma yarışı’ yaparlar.
Sadece virüs salgını günlerinde değil ömür boyu kitap okuyalım vesselâm.