"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hastalıkların kaynağı: Gizli açlık -2

Feyzullah ERGÜN
28 Ocak 2024, Pazar
Toplumun bütün yönleriyle gelişmesi, sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemi anlaşılmadan gerçekleşemeyeceği bilimsel bir gerçektir.

Gelişmiş bütün ülkeler, gizli açlık çıkmazından kurtulabildikleri ölçüde insanların potansiyel güçlerini arttırarak ekonomi, bilim ve teknoloji alanlarında yükselişe geçebilmişlerdir. Zira zamanımızın en etkili silahı, güçlü zihinsel fonksiyonlarla hareket edebilen bir insan ve onun temel yakıtı olan sağlıklı besinlerdir. Besin ve beslenme sorunları ihmal edildiğinde bilim, teknoloji ve huzurlu yaşam alanındaki yarışın kaybedileceği de, unutulmamalıdır. Ne yediğini bilmeyen, gizli açlığın çıkmazına girmiş topluluklar, her zaman geri planda yer alacaklardır. Değerli bir otomobile, kalitesiz bir yakıt konmayacağı gibi, ilâhî bir sanat harikası olan insan organizmasının da, sağlıklı gıda yakıtlarıyla desteklenmesi ihmal edilemez.

Beslenme bilinci yeterince gelişmeyen toplumlarda, yaşanan gizli açlık problemi sağlık, entelektüel güç ve hastalıklara karşı büyük direnç kayıplarına neden olmaktadır. Zira, besin değeri bulunmayan bu sanayi ürünleriyle beslenenlerin, zaman içinde sağlıklarının düzeltilemeyecek derecede bozulduğu, toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel göstergelerinin gerilediği gerçekleri yaşanmaktadır. İnsanların büyük çoğunluğu, kaliteli hayat standartlarıyla tanışamadan, bozulan bağışıklık sistemlerinin yetersiz fonksiyonlarıyla, kronik hastalıkların, artarak yoğunlaşan etkileri altında ezilmektedirler. Kimyasal emülgatörlerle işlenmiş, GDO müdahalesi ile yaradılış kodları tahribata uğratılan ve organizmanın tanımadığı bu yabancı maddeler, hücreleri besleyememektedir. Bundan dolayıdır ki, organizmanın karşılanamayan ihtiyaçları, sağlıkta olduğu kadar, sosyal ve ekonomik yaraların da kaynağını oluşturmaktadır.

İnsan gücünün kaynağı, besin maddelerinin sağlıklı ve fıtrî olmaları ilâhî prensibine dayandırılmıştır. Bu kurallar dikkate alınmadığında, sağlık nimeti yıkıma uğrayacağından, verimli işgücü ve yüksek üretim kapasitesine ulaşmaları beklenemez. Fiziksel ve mental yönleriyle, güçlü bir toplumun gelişmesi, sağlık ve yeterli seviyedeki gıdalarla sağlanabilir. Bunu sağlayamayan mikro veya makro seviyedeki bütün organizasyonlar, büyüklükleri oranında zararlı sonuçlarla karşılaşmaları, kendi tercihleriyle hazırladıkları kaderleri olacaktır. Beslenme, sadece açlığı giderme ve karın doyurma gibi bir anlayışla değerlendirilerek arka plâna ötelendiğinde, sağlıklı ve dengeli bir beslenmeden söz edilemeyeceği gibi, beslenme kalitesi bozuldukça, sağlıklı ve mutlu hayat şartları da, son derece güçleşecektir. Bundan dolayıdır ki, sağlıklı ve dengeli beslenme problemini çözebilen toplumlar, gelişerek kaliteli hayat standartlarına ulaşabilmektedirler. YALANCI TOKLUK da diyebileceğimiz, gizli açlık girdabında yorulan nesiller, verimli bir hayat standardını ıskalayacakları gibi, sağlıkları da, kronik hastalıklarla, erazyona uğrayarak yıpranacaktır.

İnsanların, neyi bulurlarsa onunla beslendiği toplumlar, çaresizlik içinde hastalıkların etkisiyle maddi-manevi büyük kayıplar yaşamaktadır. Sağlıklı bir toplumun oluşmasında, sağlıklı besin kaynakları, özellikle de kaliteli proteinlerden sağlanacak ve hücre fizyolojisini güçlendirecek yapıtaşlarının sağlanması temel bir kuraldır. Beslenmeye gerekli önem verilmeden, toplumun bütün kesimlerinde düzenli bir hayat yaşanması ve insan gücünün en verimli şekilde değerlendirilebilmesi mümkün olamayacaktır. Zira, besin değeri bulunmayan gıdalarla, beslenmede kısıntılar uygulamak, organizmanın savunma sistemlerini zayıflatarak, hastalıklara zemin hazırlayacak ve yaşam kalitesini tahrip edecektir.

Türkiye nüfusunun dört katı poliklinik hasta sayısındaki yükselen grafikler, sağlıklı ve dengeli beslenme gerçeğine alarm sinyalleri vermektedir. Unutulmamalıdır ki, toplumun en büyük problemi beslenme kaynaklıdır. Bu problemin çözülmesiyle, tedavi kurumlarına yapılacak yatırımlar azalacak ve hastahanelerde de, hasta yoğunluğu yaşanmayacaktır.

SAĞLICAKLA KALIN.

Okunma Sayısı: 3761
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir Baki

    28.1.2024 08:48:57

    Tebrik ederim.cok yerinde tespit ler yapmışsınız kaliteli toplum kaliteli beslenme ile olur Simit poğaça ile beslenmek birilerinin projesi olabilirmi . beslenme kültürümüz sorgulamayı mı yoksa itaatkar olmayı destekliyor. Selam ve dua ile

  • Arif Altay

    28.1.2024 08:38:35

    Besin değeri yüksek, kaliteli protein içeren besinler; Zeytinyağı 300 tl, Antep fıstığı 500 tl, fındık 400 tl, badem 400 tl, tereyağı 300 tl. Ekmek 7-10 tl. Bu ülke vatandaşı hangi besinleri tüketebilir acaba?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı