“NEÜ Meram Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Düzenli ‘Ramazan ayının en önemli ibadeti olan orucun, manevî faydalarının yanında, fazla yemenin yol açtığı sorunları ortadan kaldıran, genel sağlık üzerine pek çok olumlu etkileri olduğunu aktararak, orucun iyi huylu kolesterolü arttırıp, kötü huylu kolesterol ve trigliserid düzenlerini dengede tutarak, koroner kalp hastalığı riskini azalttığını, ayrıca karaciğerin metabolik aktivitesi ve vücudun toksinlerden temizlenmesi artar. Bağışıklık sistemi güçlenir. Obezite ve kanser gelişimi azalır. Sonuç olarak vücutta yer alan tüm sistemler bu dönemde dinlenerek, kendilerini yenilemektedir. Orucun faydalarından istifade etmek ve sağlık sorunu yaşamamak için bazı beslenme kurallarına riayet etmek gerektiğini, iftarda hızlı ve çok yemek yenmemeli, yüksek kalorili ve yağlı gıdalardan uzak durulmasını” (1) kaydetti.
Başka bir araştırmada ise: “Alınan gıdanın vücutta yakılırken oluşacak SERBEST RADİKAL dediğimiz zarar verici zerreciklerin miktarının artmasına yol açtığı, hem de alınan her gıdanın ALLAH KAYNAKLI ENERJİ yanında STATİK ELEKTRİK enerjisi de taşıyarak, vücudumuzun statik enerjisine eklendiğini biliyoruz. İhtiyaçtan fazla yemek, içmek METABOLİK SENDROM (şişmanlık+ hipertansiyon+ diyabet ve kolesterol artışı birlikteliği), buna göre orucun, sağlıklı olan kişilerde vücudun dinlenmesine katkı sağladığını söyleyebiliyoruz. Oruç, bir taraftan iradeyi güçlendirici ve insanın kendine olan güvenini arttırıcı etki sağlarken, sabırlı olmayı ve Allah’ın vermiş olduğu nimetlerin kıymetini bilmeyi ve şükretmeyi pekiştirir. Oruç, diğer tüm ibadetler gibi insana arınmasını ve bazı olumlu özelliklerini pekiştirici faydalar sağlayacak ve bu amaçları gerçekleştirmek için yararlandığı bir ARAÇTIR, AMAÇ DEĞİLDİR.” (2)
Orucun Tıbb-ı Nebevî yönünden incelenmesinde, İslâm hekîmleri günümüz tıbbıyla tamamen uyumlu değerli eserler vermişlerdir. İbn-i Kayyim el Cevziyye’nin Tıbb-ı Nebevî kitabı en tanınmış olanıdır. Orucun hikmetlerinden söz ederken: “Oruç, ruh, kalp ve beden hastalıklarına karşı bir KALKANDIR. Faydalarına sayılar yetmez. Sağlığı korumada, vücutta biriken artık maddeleri eriterek atılmasında, nefsi zararlı isteklerden engellemede, son derece etkiye sahiptir. Oruç ile vücudun PSİKOLOJİK enerjisi ve organların fonksiyonel rahatlamasını sağlayan koruyucu güç sağlanır. Hem dünya hem de uhrevî düşüncelerle kalbi ferahlatmasıdır. Oruç hem ruhsal hem de tabii ilaçlardandır. Oruç, tutanın bünyesinde bozulmaya yol açan garip maddeleri salmaz, mükemmelliği oranında, atık maddeleri yok eder. Oruçluyu korunması gereken zararlılardan korur, orucun hedefine, sırrına ve asıl gayesine ulaşması için, oruçluya yardımcı olur. Oruç, dünya ve ahirette kul ve bedenine rahatsızlık veren şeyler arasında koruyucu bir kalkan olunca; acil ve daha sonradan hissedilecek faydalar, perhiz yoluyla sağlanmış olacaktır. Orucun temel gayesi ise, kalp ve dikkatin Allah’da (c.c.), nefsin güçlerinin Allah sevgisi ve O’na itaat konusunda yeterli hale gelmesidir.” (3)
SAĞLICAKLA KALIN.
Dipnotlar:
1) 6.6.2016 tarihli Yeni Asya
2) Prof. Dr. Gazi ÖZDEMİR, Din ve Beyin, s.196, Sınır Ötesi Yayınları 2008
3) İbn-i Kayyim el CEVZİYYE, Et-Tıbb-ün Nebevî, s.480, Mektebet Dasusselâm 2012