Risale-i Nur Külliyatı 1956-1958 yılları arasında ilk defa bugünkü şekliyle basıldı. Mustafa Türkmenoğlu Ağabey anlatıyor: Risale-i Nurlar arka arkaya basılıyor ve piyasaya çıkıyordu. Üstadımız bu durumda, dünyalar kadar memnun olmuştu. Kendisini ziyarete gelenlere “Risale-i Nur’un bayramını yaşıyoruz” derdi. (Dâvâya Adanan Ömür, M. Türkmenoğlu) 

Bildiğiniz gibi, virüs meselesi dolayısıyla bir arada bulunmak sağlığımız açısından yasaklandı. Türkiye ve dünyanın bir kısım yerlerinde kardeşlerimiz mekândan uzak da olsa biraraya gelebilmenin çaresini aradılar. Neticede bir çok vilayetimiz teknoloji nimetinden istifade ederek internetten bir çeşit tv kanalları kurdular. Bu hizmetlere vesile olanları tebrik ediyorum. Üstadımız sağ olsaydı, bu hizmetleri alkışlıyacaktı. Bu hizmetin önemi ile ilgili şu hususa dikkatinizi çekmek istiyorum; Kâzım Güleçyüz ile EuroNur’da canlı yayın olarak yapılan programı kaç kişi seyretti diye yetkili kardeşe sordum. “En son rakamla 8 bin küsur” dedi. Bu kişiler tek tek veya üçer beşer kişi takip etmiş olabilir. Rakamlarımız hiçbir zaman mübalâğa olmaz, teknolojinin güzelliği bu.  Bu videolar sosyal medya kanallarıyla dünyanın her tarafına yayılıyor. Fevkalâde güzel bir hizmet.

Ülkemizde ilk radyo 1927’de, ilk siyah beyaz televizyon 1969’da, renkli televizyon 1990’da açılmış. Doksanlı yılların sonu, iki binli yılların başından itibaren bu sahadaki gelişmeler fevkalâde kaliteli, ucuz, çok hızlı, bir anda dünyaya yayıldı. Dünya adeta bir köy haline geldi.

Üstadımızın yukarıdaki ifadelerinden anlıyoruz ki, en kısa zamanda bu güzel nimetleri hizmetlerimizde kullanmamız gerekiyor. Bir cep telefonu ile dünyayla irtibat kuranlar var. Milyonlara hitap edebiliyorlar.

En kısa sürede ve en güzel şekilde hizmetlerde kullanmamamızın bizleri sorumluluk altına sokacağını düşünüyorum. Cenab-ı Hak maddî, manevî imkânlarımızı arttırsın.

MEKTUP

Hasan Muharrem Abi;

Hayırlı çalışmalar diliyorum. 2016 yılının Ekim ayından bu yana eşimle birlikte tutuklu bulunmaktayız. 4 yaşındaki kızım annesiyle birlikte cezaevinde, diğer 14, 10 yaşlarındaki çocuklarım Isparta’da anneannelerinin yanında kalmaktalar. Maddî imkânsızlıklardan dolayı alamadığımız Risale-i Nur eserlerinin temininde yardımcı olmuştunuz. Rabbim sizlerden emeği geçen herkesten razı olsun. Bana ve eşime Külliyattan 7 eser gelmişti. Eşim ... cezaevinde 5-6 ay önce açılan sadece çocuklu annelerin kaldığı “çocuk koğuşunda” kalmakta. Eşim daha sonra da göndermiş olduğunuz eserleri, koğuş değişikliğinde arkadaşlarına bırakmış. Ben ve eşim, Risale-i Nur Külliyatı’ndan elimizde bulunan eserlerin temini noktasında sizlerden yardım talebinde bulunuyoruz. Ayrıca şu an cezaevlerinde ziyaretçi yasağı bulunduğundan hiçbir çocuk ailelerimizin yanına gidememekte. Kreş gibi park alanı gibi çocukların koğuştan çıkabilecek hiçbir imkânları yok. Çok zor şartlarda anneleriyle birlikte kalan 13 çocuğumuz için; boyama kitabı, hikâye kitapları, dergi... gibi kaynakların temininde yardımcı olabilir misiniz?

Sizlere küçük bir hediye (anahtarlık) gönderiyorum. Duâlarınızı eksik etmeyin, Allah’a emanet olun.

Son gelen mektuplardan

NOT: DÂVET başlığı ile gazetemizde cezaevlerindeki  kimselere göndermek için duyurduğumuz RAMAZAN KİTAP PAKETLERİ kampanyamız devam ediyor. Desteklerinizi bekliyoruz.

16. hizmet yılımız.