Almanya, İtalya, İspanya’da olduğu gibi, istibdat yönetimlerine son verip birinci sınıf bir demokrasiyi ülkelerinde tesis etmeyi başaran milletler, bu başarıyı elde etmek için azim, sebat ve kararlılıkla ortak demokrasi ve hürriyet mücadelesi vermişlerdir.
Bu ülkeler demokrasiye geçtikten sonra insan hak ve hürriyetlerini tesis ettikleri gibi; ilim, sanat ve teknolojide ileri gitmişler, dünyanın medeniyet ve refah standardında üst seviyeye yükselmişlerdir.
Türkiye’de bu işe gönül verenlerin ‘demokrasi platformu’ oluşturup, barışçı yollarla demokrasinin ülkede tesisi için benzer irade, azim ve sebat göstererek birlikte mücadele etmeleri gerekmektedir. Zira bölük pörçük yapılan demokrasi mücadelesinin pek etkisi olmamaktadır.
Şimdiye kadar ülkemizde yakın geçmişte böyle bir platform teşkil edilmediği için, Demokrat kişilerin ve grupların çalışmaları umulan sonucu vermemiştir. Az sayıdaki istibdat yanlıları bir araya gelip birbirlerine destek ve kuvvet vererek değişik oyunlarla halkı aldatarak, ülkemizde demokrasinin tesisine mani olmuşlardır.
Bunların kurdukları istibdada dayalı yönetimlerinin yıllardan beri Türkiye’nin güç ve imkânlarını nasıl heder ettiği günümüzde ayan beyan müşahede edilmektedir.
Daha önce başa gelen Adnan Menderes ve Süleyman Demirel liderliğindeki Demokrat idarelerde olduğu gibi, ülkemizde demokrasi hâkim olursa milletin istediği olacak, adalet, hukuk, hürriyetler, kanun hâkimiyeti, istişare ve meclis devrede olacak, hesap sorma mekanizması işleyecek, yanlış yapanlar hesap verecek ülke kalkınıp refah seviyesi yükselecektir.
Bu durum müstebitlerin işine gelmemektedir. Zira ülkede demokrasi kurulursa onların haksız ve hukuksuz elde ettikleri konumları ve menfaatleri yok olacaktır. Bu yüzden onlar demokrasi mücadelesini her dönemde sabote etmeye çalışmışlardır.
Demokrasi platformunda mücadele, cihanşümul değerler olan adalet, insan hak ve hürriyetleri, kanun hâkimiyeti, şeffaflık, meşveret ortak paydasında buluşmak ve bu değerleri “ama, fakat, yalnız” kelimelerini kullanmadan herkes için istemek olmalıdır.
Bu mücadelede birlikte hareket edenler, hedefe ulaşabilmeleri için birbirlerinin dinî inancına, etnik kökenine, farklı fikir ve düşüncesine saygılı olmaları esastır.
Kitleler, yıllardan beri uygulanan istibdattan, insan hakları ihlâllerinden, zulümlerden, kanunsuzluklardan usûlsüzlüklerden, adam kayırmalardan bizar olmuşlardır. Onların, samimî olarak oluşturulacak böyle bir demokrasi platformuna yönelmeleri ve sür’atle ona destek vermeleri kuvvetle muhtemeldir.
Diğer yandan sözü edilen platformda yer alan hiçbir kişi ve gruptan, demokrasi mücadelesini sabote edecek hiçbir provokasyona, taşkınlığa ve kanunsuz hiçbir davranışa müsaade edilmemesi gerekir.
Sözün Özü: Türkiye’nin, istibdat yönetimlerinden bir an önce kurtulup demokrasiye geçmesi için böyle bir platformun kurulup devreye girmesi ve sebatla çalışması âcil bir zarurîdir. Aksi halde istibdat yönetimlerinin baskısı altında yaşamaya, nesillerimizi, vakit ve nakitlerimizi heba etmeye devam ederiz.