Ahnes bin Şurayk münâfık idi. Peygamberimizin (asm) yanına gelir çok güzel konuşur ve müslümanlık taslardı. Fakat içi nefret, düşmanlık ve fenâlık doluydu. Ekinlere ve nesillere zarar veren fitne ve fesatçı biriydi.
Tohumları ve nesilleri bozup fesâda veren Ahnes hakkında şu üç âyet nâzil oldu:
“Ey Nebî! Onun dünyâ ile ilgili konuşmaları senin hoşuna gider. Böylesi kimse kalbinin samîmî olduğuna Allâh’ı şahit tutar. Halbuki o hasımların ve düşmanların en yamanıdır. O dönüp gitti mi, yahut bir iş başına geçti mi yeryüzünde ortalığı fesâda vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalışır. Allâh buzgunculuğu sevmez. Böylesine “Allâh’tan kork” denilince enâniyet ve kibir kendisini günâha sevkeder. Cezâ ve azab olarak ona cehennem yeter. O ne kötü yerdir.” (Bakara, 2/204-206)
Bu âyetlerde düşmanların en yamanı ve en şiddetlisi, tohumların genetiğini değiştirip tahrip eden ve nesilleri bozanların münâfıklar, fesatçı ve aldatmakla iş gören Yahûdiler olduğunu herkes biliyor ve görüyor.
Bunlar iktidar ve maddî gücü; kendi menfeatleri için kullanırlar. Zirâat mahsüllerinin fıtrî yapısını ve hem de kadın ve kızları fesatlarına âlet ederek, âile yapısını ve nikah bağını koparmaya çalışırlar.
Hars, zirâat ve ekin mânasına gelir. Fakat bâzı müfessirler Bakara 223. âyette geçen “Kadınlar sizin için bir tarladır” ifâdesine dayanarak “hars” kelimesine kadın manası vermişler. Nesl’de evlâd mânası vermişlerdir.
İçi fitne ve fesat dolu bu zâlim ve lânetli kimseler, ahlaksızlığı ve fuhşun her türlüsü ile evladları, kızları, kadınları ve nesilleri bozmaya çalışırlar. Bir zamanlar “Biz müslümanları nasıl zayıflatır, onları nasıl ahlaksızlaştırır ve nasıl yeneriz” anketi yaptırmışlar. Evet, bugün müstehcenlikle nesillerin nasıl bozulduğunu görüyoruz. İşte Kur’ân, ekinlerin, tohumların, zirâatin ve nesillerin nasıl ve kimler tarafından bozulduğuna dikkat çekiyor ve tedbir almaya çağırıyor.
Bu fitneci, yalancı, zâlim, ihtilalci, kâtil ve aldatmakla iş gören kimselerin cezâsı ve azâbı korkunç cehennemdir. Orası ne kötü yatak ve ne kötü yerdir. O sakar, o çılgın ateş onlara yeter.
Îman, ihlâs, istikâmet, takvâ, tedbir, Kur’ân ve sünnet üzere kalınız.