Malûm davada verilen ve hemen ertesi gün istinafa götürdüğümüz kararla ilgili scope yayınımızda yaptığımız yorumların son kısmını da paylaşalım:
“Biz bu tarz durumlara maalesef alışkınız. 28 Şubat döneminde de benzer yargılamalardan geçtik. Mahkûmiyetler aldık. Yine aynı miktarda bir ceza aldık. Hâlâ kayıtlarda duruyor. 28 Şubat dönemiydi o zaman.
“Şimdi güya demokrasiden bahsettiğimiz bir dönemdeyiz, ama 28 Şubat’ı andıran, hattâ birçok uygulamaya baktığımız zaman 28 Şubat’ı fersah fersah gerilerde bırakan hukuksuzluklar yaşanıyor. Böyle bir dönemden geçiyoruz ve bunu yadırgamıyoruz.
“Ama teslim olmayacağız. Hukuk içinde mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu mücadeleyi yine hukukun kendi prosedürleri içerisinde, bütün itiraz mekanizmalarını kullanarak ve değerlendirerek, istinaf mahkemesine, Yargıtay’a, gerekirse Anayasa Mahkemesine, daha da olmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götürürüz.
“Bu bir hukuk mücadelesidir. Hukuk mücadelesi bezginlik ve yılgınlık kaldırmaz, kararlılık gerektirir. Biz çok şükür bu kararlılığa sahibiz. Bu kararlılıkla yine hukuk içinde yürüyüşümüze devam edeceğiz. Hakkın er ya da geç yerini bulacağından, tecellî edeceğinden eminiz. Bu güven duygusuyla, hukuka olan inancımızla yolumuza devam ediyoruz. İnşaallah kazanan yine hak ve adalet olacaktır.”
***
28 Şubat’ta da, zulümlerin ayyuka çıkarak devam ettiği bir noktada meydana gelen 17 Ağustos 1999 depremini “İlâhî ikaz” olarak yorumladığımız için hedef olmuş, DGM’lerde yargılanmış ve mahkûmiyetler almıştık. Yargılanmayan ve ceza almayan yazarımız neredeyse kalmamıştı. Kutlular Ağabey yine aynı sebeple tam 276 gün hapis yatmıştı.
Sonra bu cezalardan, Kutlular Ağabeyinki başta olmak üzere AİHM’e gidip, oradan “hak ihlâli” kararlarıyla geri dönenler oldu. Ve sonuçta tamamı beraatle neticeye bağlandı.
Gelinen noktada 28 Şubatçıların hiçbiri ortada yok, itibarları sıfır, hayırla anılmıyorlar.
Ama Yeni Asya dimdik ayakta yola devam ediyor. 28 Şubat’ın yarım bıraktığı zulümleri daha şiddetli bir şekilde sürdürmek isteyenlerin inadı ise yeni felâket ve musibetleri davet ediyor.
Ve biz yine uyarı görevimizi yapıyoruz.
Gayret ve dua bizden, hidayet Allah’tan.