Tek adam rejimi “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adıyla ve birinci ve ikinci reisicumhurlar referans gösterilerek millete pazarlanırken, “Koalisyonlar devri bu sistemle kapanacak, siyasette istikrar sağlanacak” propagandası yapılmış ve “başkan”ın 50+1’le seçilmesi şartının getirilmesi de bu gerekçeye dayandırılmıştı.
Ama uygulama, “bitecek” denilen koalisyonların adı konulmamış formatta ve gittikçe çoğalan ortaklarla devamı gibi bir neticeyi getirdi. Son örneği, geçtiğimiz Mayıs seçimlerine AKP’nin Cumhurdaki ortakları olan MHP ve BBP’ye ilaveten HÜDA, YRP ve DSP ile de ittifak yaparak girmesi. Ayrıca VP'nin dışarıdan desteği.
Aslında 50+1 şartını getirerek yanlış yaptıklarını Erdoğan hayli zamandır söylüyordu. Son günlerde konu, iktidarın tekrar gündeme taşıdığı “yeni anayasa” bağlamında bir defa daha tartışmaya açıldı. Ve iktidarın niyetini açığa vuran sözler, AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin’e söylettirildi.
Şahin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin olmazsa olmaz unsuru olmadığını belirttiği 50+1 şartının, siyaset kurumu ve millet iradesi üzerinde bir baskı unsuru haline geldiğini, siyasetin doğal mecrasını tahrip ettiğini, parçalı ve istikrarsızlığa gebe bir tablo oluşturduğunu savundu.
Erdoğan da Şahin’in bu sözleri üzerine, “iliştirilmiş” gazetecilere sordurulan suali cevaplarken, 50+1 şartının değişmesi için “İsabetli olur” dedi ve şöyle devam etti:
“Çoğunluğu alanın seçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz, yanlış yollara sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli kimin cebinde, belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla ‘En fazla oyu alan aday seçilir’ denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır.”
Böylece niyet iyice açığa çıkmış oldu. İktidarın kendi getirdiği bu şarttan vazgeçmesinin arkaplanındaki asıl sebep ve saik ise, artık 50+1’i bulamayacağını görmüş olması.
Bu yüzden, “En çok oy alan seçilsin”e dümen kırdı. “En çok oyu yine ben alırım” hesabıyla.
Peki, bunu öngören anayasa değişikliği Mecliste kabul edilir ve yürürlüğe girer mi, şu aşamada orası belli değil. İktidar partisi bunun için diğer partilerle pazarlığa oturacak. Sonuç alıp alamayacağını da göreceğiz.
Diyelim ki bir şekilde anlaştılar ve 50+1 şartı kalktı; o zaman en fazla oyu yine iktidar adayının alacağının bir garantisi var mı?
Bu sualin cevabı da seçimde bilhassa muhalefetin göstereceği performansa bağlı.