Geçtiğimiz Ekim ayının sonunda İZKİTAP Fuarı için İzmir’e gittiğimizde, Bornova’daki Beyaz Lale Anaokulunu ziyaret edip oradaki birbirinden sevimli miniklerle bir araya gelmiştik. İçlerinden 4-5 yaşlarındaki bir kız evladımızın “Babamı kötü adamlar götürdü” sözü yüreğimizi yaktı ve hatırımızdan çıkmıyor.
Geçen hafta Malatya’da da profesör bir çift üniversitedeki odalarından karga tulumba derdest edilirken, annenin “Çocuklarımız evde, bari haber verip komşulara emanet etmemize izin verin” talebinin dahi reddedildiği anlatıldı.
Bu süreçte ülkenin her köşesinde benzer hallerin yaşatıldığı ailelerin ve masum yavrularının haddi hesabı yok. Gecenin alacakaranlığında kapıya dayanan terörle mücadele ekiplerinin eve dalıp en mahrem köşeleri didik didik ettiğine ve babayı veya anneyi ya da ikisini birden götürdüğüne şahit olan ve ortada bırakılan küçük yaştaki çocukların ve ergenlik çağındaki gençlerin, kendilerine yaşatılan bu ağır travmayı ömür boyu unutabilmeleri mümkün mü?
Varsa dede ve ninelerine, teyze ve halalarına emanet edilen, yoksa kime teslim edildiklerini bilmediğimiz, sayıları da meçhulümüz olan masum evlatlar... Onların anne-babalarına, anne-babaların onlara hasret bırakıldığı bu meş’um süreç, 7.5 senesini doldurmaya doğru ilerleyen bir kâbus olarak hâlâ devam ediyor.
Yapılan hukuk dışı gözaltı, tutuklama, yargılama ve tutuklamalara ilaveten, hedefteki insanlarla birlikte çocuklarının da sosyal tecrit ve aşağılamaya maruz bırakıldıkları bu süreçte nice aile dağıldı; nice insanın psikolojisi bozuldu; nice evladımız intiharı “çıkış yolu” olarak gördü...
Huzur yuvası ve sığınak olması gereken aileleri bir anda darma dağın edilen nesillerin ruh ve maneviyat dünyasında meydana getirilen ağır tahribat kimin umurunda? Bir ülkenin, geleceğini temsil eden çocuklarına ve gençlerine böylesine bir acımasızlık, hoyratlık ve gaddarlığı reva görebilmesinin makul bir izahı olabilir mi?
Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti, 1950 öncesi tek parti devri uygulamalarının o zamanki nesiller üzerinde meydana getirdiği tahribatı “Bir Nesli Nasıl Mahvettiler?” adlı kitabında anlatmıştı. 15-20 Temmuz sürecinde yapılanlar da günümüz nesillerine yine aynı adla seri halinde ciltler dolu kitabı dolduracak birbirinden acı hikayeler yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor.
Gittikçe ağırlaşan ve ilanihaye taşınması mümkün olmayan bu utanç ve vicdan yükünün vebali, müsebbiplerinin, ortaklarının, destekçilerinin ve duyarsız seyircilerinin omuzlarında...