Hakan Albayrak Star’daki köşesinde “Mustafa Kemal putlaştırıldı derken mecaz filan yapmıyorum. Bayağı putlaştırıldı (Kendisine rağmen değil, bizzat kendi iktidarı döneminde, bizzat kendi kontrolünde)” diye başladığı yazısında şu örnekleri sıralamış:
“5 Ağustos 1935 tarihli Cumhuriyet gazetesinde ‘Peçesini atan Türkiye’ başlıklı bir haber:
“Hâşâ ‘Atatürk yarım bir ilahtır; Türklerin babasıdır. Hiçbir Devlet şefi için hayatında bu kadar heykel dikilmemiştir. Ne Mussolini’nin, ne Hitler’in, ne de Lenin’in anıtları onunkilerle ölçülemez.’
“4 Ocak 1934 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinde Aka Gündüz imzalı bir şiir müsveddesi:
“Hâşâ ‘Atatürk’ün tapkınıyız. Herşey (O)’dur. Her yerde (O) var…’
“Kemalettin Kamu’nun hezeyanını da hatırlayalım: Hâşâ ‘Ne örümcek ne yosun / Ne mucize ne füsun / Kâbe Arabın olsun / Bize Çankaya yeter.’
“Bu da Yusuf Ziya Ortaç’ın Mustafa Kemal tasavvuru: Hâşâ ‘Yoktan var ediyor Tanrı gibi her şeyi.’
“Behçet Kemal Çağlar’ın ‘Bizim Mevlüt’ saçmalığı: Hâşâ: ‘Gök kubbenin altında birden dize gelerek / Gel ey 19 Mayıs, eşsiz sabah, merhaba! / Ey Samsun’da karaya çıkan ilah, merhaba!…’
“Beterin beteri var. Bu da Betin’den:
“Hâşâ ‘Atatürk ekber! Atatürk ekber! Ancak O var: Atatürk!’
“Yaşar Nabi’nin ‘sanayi dini’ beyannamesiyle bitirelim: Hâşâ ‘Motorların şarkısı olsun yeni bestemiz, / Yeni din ezanları minareler yerine / Bulutları püskürten bacalardan okunsun… / Ceddimiz nasıl önce tapardıysa ateşe / Öyle Cumhuriyetle doldurduk kalbimizi.’ ”
Albayrak, yazısını şöyle bitiriyor:
“M. Kemal’in resimlerini her yere asmak, büstlerini her yere koymak, heykellerini her yere dikmek, ismini her yere vermek, ‘andımız’da vs. kendisine mütemadiyen bağlılık bildirmek, ‘Ulu Önder’ ve ‘Ebedî Şef’ diye konuşmak, yukarıdaki iğrenç metinlerle beraber düşünülmeli ve bütün bunların ‘yeni din’ projesine ait unsurlar olduğu idrak edilmeli. La İlahe İllallah.” (14.3.13)
***
Peki, bu putlaştırmaların neticesi ne olmuş?
“Müflis Proje: Kemalizm” adlı kitabımızda yer alan anekdot, bu sualin cevabına ışık tutuyor:
“ ‘Atatürk inkılâbı’nın meşhur savunucularından, ‘Tek Adam’ kitabının yazarı Şevket Süreyya Aydemir, 1975’teki bir beyanında şöyle diyordu: ‘İnkılâbımızı oturtmaya ve Atatürk’ü putlaştırmaya mecburduk. Ama şimdi ifade ediyorum: Kahraman putlaştığı zaman ölür.’ ” (s. 21)
***
Ne var ki, Celal Bayar’ın “Seni sevmek millî ibadettir” sözünde de ifadesini bulan ve Anıtkabir’i adeta türbeye, hattâ ağlama duvarına çeviren tuhaf anlayış, bilumum kutsallaştırma ritüelleriyle birlikte halen de büyük ölçüde devam ediyor.
“Çağdaşlık nutukları” eşliğinde...