"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cumhurdan kopuş

Kâzım GÜLEÇYÜZ
29 Ekim 2020, Perşembe
Erdoğan’ın “Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir” sözleri tepkilere konu oldu ve bir miktar tartışıldı, tartışılıyor.

Varlıkta şımarmamak... Çok doğru. Ama AKP ve Saray iktidarı bu son derece önemli prensibi ne ölçüde uyguluyor? Halkın kesesinden yapılan ve kabardıkça kabaran masraflar neyi gösteriyor? İsraf, debdebe ve gösteriş manzaraları şımarmamanın mı, tersinin mi işareti?

Son örnekleri yeni bütçede Saray giderlerindeki muazzam artış. Ve sadece Cumhurbaşkanı maaşına yapılan zam miktarının üç asgarî ücrete denk olması. Gerek Saraya, gerekse Hazine ve Maliye Bakanlığına alınması planlanan yeni pahalı ve lüks araçlar ise ayrı bir fasıl.

Erdoğan’ın geldiği bu yer ile, iktidar olmazdan önce meydanlarda simit-çay üzerinden asgarî ücret eleştirileri yaptığı günler arasında, uçuruma dönüşen bir makas oluştu.

Varlık içinde yüzer hale geldiği ölçüde gerçeklerden ve toplumdan kopuşun makası.

Dünürü—Hazine ve Maliye Bakanının babası—Sadık Albayrak’ın geçen yaz başında Erdoğan ailesi için söylediği “Yaşam tarzımız birbirine uygun. Debdebe, ihtişam yok” sözü gündem olmuştu. “İtibardan tasarruf olmaz” denilerek habire masraf üstüne masraf yapılan Saraylardaki hayat tarzına bunu söyleyebilmek için nasıl bir bakış açısı lâzım?!!

Sadık Bey ya eskiyi kast ederek veya kendisi bir çeşit inzivada olduğu ve yolu o saraylara uğramadığı için böyle konuşmuş olmalı...

Ama gerçek ortada. Görünen köy kılavuz istemiyor. Tek adam rejimiyle Saraya hapsolan bir dünyadan dışarıya, Beştepe’ye hulûl eden ekiplerin verdiği raporlarda çizilen çerçeve ile bakılınca ister istemez halktan da kopuluyor.

Bu noktaya geliş sürecinde “milletin adamı” sloganıyla yola çıkılmış; hedeflenen netice alınıncaya kadar da öyle devam edilmişti.

Şimdi bunların hepsi geride kaldı. 

Gelinen nokta: Yine yandaşları ihya paketleri hayata geçirilirken, evvelce refah ve zenginlik vaad edilen, ama şimdi ekonomik krizin getirdiği çok büyük sıkıntılarla başbaşa bırakılan milyonlara “yoklukta sabır” tavsiyesi...

Cumhuriyetin 97. yılında, kendisine cumhur ittifakı adını veren bir siyasî ortaklığın, cumhurdan bu anlamda da koptuğunu çok ibretli şekilde ifade eden manidar bir tavsiye...

Türkiye bu kopuşu daha fazla taşıyamaz.

Okunma Sayısı: 4664
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ERDEM MASTAR

    7.11.2020 09:48:20

    Söyleyecek söz bırakmadın Allah EBEDEN razi olsun

  • Lazgin Demir

    29.10.2020 15:35:25

    Iste mahiyeti istibdadın timsali budur. Zira, sabikta Padisah kendi yerinde mahpus gibi oturuyordu, biçare milletin halini  anlamıyordu. Yahut zaaf-ı kalp ve kuvveti vehim ile anlamak istemiyordu. Yahut mütehevvisâne ve mütekeyyifäne ve mütekalkıl olan tabiati, anlattırmaya müsait değildi. Iste hükümetteki istibdada, her seydeki istibdadı kıyas ediniz. Münazarat

  • Oğuz Yiğiter

    29.10.2020 03:12:36

    Makalede ; "saraya hapsolan bir dünya" ve "Beştepe'ye hulûl eden ekiplerce hazırlanan raporlar" cümleleri, hem halktan ve cumhur'dan kopuşun, hem de, tecrit ediliş ve kuşatılmışlığın parametrelerini göstermesi açısından çok manidar bir tespit olarak geldi, Bu Cumhuriyet Bayramı sabahında... Kopuş bir derce anlaşılabilir de, tecrit ve kuşatılmışlığa, özellikle dikkat etmek gerekir... Tebrikler, dualar...

  • Ramazan Sahin

    29.10.2020 03:12:31

    C.başkanının maaşı asgari ucretin kaç kati? Bunu görunce Hz Ali'nin Yemen valisi ile o valinin kölesine aynı maaşı (3 Dinar) verdigi geldi aklıma. Tabii ki o zamanın alışmış insanları da bunu hazmedememislerdi. Nereden nereye? Fakir Ebuzer aldigı yardımi kendi ihtiyacı oldugu halde hemen yoksullara dagitirdi. Ertesi günü düşünmezdi. Biz ise torunlarimizi düşünür olduk. Rabbim ıslah eyleye.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı