OHAL KHK’larından biriyle üniversitedeki görevinden ihraç edilen anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun, milletvekili seçilmeden önce söylediği “KHK’ları MİT hazırlıyor” sözü, yaşadığımız süreçteki istihbarat vesayetinin yasamaya bakan yönünü vurgulayan çok önemli ve çarpıcı bir tesbitti.
Bu söz üzerine şunları yazmıştık:
“Kurulan sistemin çok önemli ve tamamlayıcı bir ayağı da, yine istihbarat kaynaklı manipülasyonların aracı olma işleviyle yapılandırılan ve şekillendirilen medya. Gerek devletin bütün erkleri ve kurumları, gerek iktidarıyla ve muhalefetiyle siyasetin tamamı, gerekse sivil toplum, kontrollü ve güdümlü bir medya üzerinden gerçekleştirilen algı operasyonlarıyla yönlendiriliyor. Gazeteler istihbarat bültenleri gibi çıkarken, televizyon kanallarına bunların görüntülü versiyonları olarak iş gördürülüyor. Sosyal medyada ise kadrolu ve maaşlı troller kullanılarak operasyon çekiliyor.” (13.1.18)
Muhalif medyaya yapılan baskılar da aynı mekanizmada iş gören “meçhul” çetelerin marifeti; hâkim ve savcılar üzerinde estirilen terör de. Nitekim kritik soruşturma ve davaları yakın markaj altında tutmak için Sarayda özel bir ekibin yuvalandığı ifade ediliyor.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın “Görünmeden yetki ve etki kullanan bir sürü insan var. Bugünkü bakanlarımız için üzülüyorum aslında. Sorumluluk üstlerinde, ancak kendi alanlarında etki ve yetki kullanan insanlar var. Bunlar adını sanını toplumun bilmediği, sadece ilgililerin bildiği insanlar” sözleri işin ayrı bir boyutuna işaret ediyor.
Pusulaların gittiğini, telefonların açıldığını söyleyen Babacan, “Bu külliyeden gelen bir mesajdır havası oluşabiliyor” derken, Cumhurbaşkanından bir talimat gitmediğinde dahi bu insanların oluşan atmosfer sayesinde kişisel menfaat sağlayabildiğini belirterek, “Devlet sistemi tamamen çökmüş durumda. 84 milyonluk bir ülkenin böyle bir zihniyetle yönetilmesi artık mümkün değil” diyor.
Erdoğan da zaman zaman “Benim adımı kullananlar var” diye yakınmamış mıydı?
“Bütün vesayetleri kaldırdık” diyerek gelinen noktada tek adam rejimi ülkeyi “esrarengiz hayaletler”in vesayetine sokmuş vaziyette.
Türkiye demokratik hukuk devleti kriterlerine artık dönmeli ki, bu garabet sona ersin.