Köprü’nün kadim ekibinden Senai Demirci, “O olsaydı olmazdık” ve “Olmasaydı da olurduk” tartışmasına, ironik mesajlar taşıyan ilginç bir yazıyla katılmış. Birlikte okuyalım:
“Atatürk olmasaydı, Fransızlar Antep’ten sonra ülkenin bütününü işgal eder, kadınların örtüsünü başından çeken askerlerin baskısı altında kalırdık. Başı örtülü kızlar okullarda okuyamaz ve başörtülü memur olunamazdı. Annesi ve karısı örtülü diye, namaz kılıyor diye subaylar ordudan atılırdı.
“Atatürk olmasaydı, İtalyanlar bir yolunu bulup geçmişimizle bağımızı koparmak için harf devrimi yapar, meselâ yeryüzünün en değerli kütüphanelerinden Süleymaniye Kütüphanesindeki el yazma eserleri en az 90 yıl sustururdu. Bununla da yetinmez, Müslümanların halifesini aşağılayarak yurt dışına sürerdi.
“Atatürk olmasaydı, İngilizler Kastamonu’ya aniden çıkarma yapar, Churchill herkesi şapka giymeye zorlardı. Şapka giymeyi reddeden vatandaşlar için seyyar mahkemeler kurar, seri idamlar yaptırırdı. Hatta şapka kanununa karşı çıkıyor diye iki önemli şehri, Rize’yi ve Trabzon’u denizden bombalatırdı.
“Atatürk olmasaydı, Amerikalılar ülkenin yönetimini ele geçirir, seçilmiş ilk meclisi zorla dağıtır, Ali Şükrü gibi vatansever düşünürleri öldürtür, kendi keyiflerine göre kurdukları meclis sayesinde ülkeyi en az 30 yıl tek parti ile yönetirlerdi. Kendi adamları dışında kimseye oy hakkı vermez, seçilme hakkı tanımazlardı.
“Atatürk olmasaydı, Hitler ülkeyi işgal eder. Türk ırkını üstün ırk ilan eder, Kürtleri, Rumları ve Ermenileri aşağı ırk sayar, ‘Türkiye Türklerindir’ dedikten sonra kendilerini Türk saymayanları Anadolu’dan sürerdi. Hitler bununla da yetinmez, Dersim’de sırf Kürt diye çoluk çocuk, kadın erkek on binlerce savunmasızı bombalarla imha ederdi.
“Atatürk olmasaydı, Ruslar Anadolu’yu ele geçirir, camileri ahır yapardı. Medreseleri kapatırdı. Devrin en önemli düşünce odakları olan tekke ve zaviyeleri yasaklardı. Ezanı susturur, yerine anlamsız gürültüler koyardı.
“Atatürk olmasaydı, İstanbul Yunanlılara kalırdı. Yunanlılar Fatih Sultan Mehmed’den Bizans’ın intikamını almak için Ayasofya Camiini müzeye çevirirdi.
“Neyse ki Atatürk geldi de...”
***
Eğitim müfredatı ve ders kitaplarındaki Kemalist propagandayı her fırsatta gündeme getiriyoruz. Turgay Oğur da 20.11.13 tarihli Zaman’da çıkan yazısında şu tesbiti yapmış:
“AK Parti iktidarının dördüncü senesinde üniversiteye girmiş, 2010 yılında mezun olmuş bir anaokulu öğretmeni çocuğunuzu Fazıl Say kıvamında Atatürkçü yetiştiriyor. Kendi istemese de müfredat başkasına izin vermiyor.”
Bakalım, Bakan Nabi Avcı’nın “derin millî eğitim” olarak nitelediği Talim Terbiye Kurulunun yetkilerini devralma girişimi sonuca ulaşıp bu duruma son vermenin yolunu açabilecek mi?