* İhraçlarda şahsımın da yer aldığı ve en titiz tartışma ve değerlendirmeler yapıldıktan sonra, mensuplarının yüzde 20’sinden fazlasının atıldığı bir kurumda, açığa alınan 4500 kişiden 450’si iade edildi. Hiç hata yok denilen ByLock delilinde 11.482 kişinin Mor Beyin mağduru olduğunu öğrendik. Bu nedenle kamu görevinden ihraç edilmesine rağmen OHAL Komisyonu ve yargı süreci devam eden 125 bin kişinin tamamını örgüt üyesi ya da iltisaklısı kabul etmenin ne dinimize, ne de hukuk devletine uygun olmayacağı uygulamada göz önünde tutulmalıdır.

* Beraat etmesine rağmen kamu görevinden çıkarılmış kişilerin tamamını (...) 15 Temmuz gecesi insanlara silah doğrultup bombalayanlarla aynı muameleye tâbi tutmak doğru bir mücadele yöntemi değildir.

* Bir tarafta Bank Asya’da çalıştı veya talimatla hesap açtı diye kamu görevinden atılanlar, öte yanda bankanın Genel Müdürlüğünü yapıp Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığına atananlar... Bir tarafta Sızıntı, Zaman abonesi diye hukukî işleme tâbi tutulanlar, öte yanda Zaman gazetesinin ortağı hakkında beraat ve takipsizlik kararı... Bir tarafta kendisi hakkında hiçbir delil bulunmayan, ama kardeşi ByLock kullanıcısı diye memuriyete alınmayanlar, öte yanda kardeşi darbeden tutuklu olduğu halde 15 Temmuz’dan sonra bakan, milletvekili, büyükelçi olanlar... 

* Hukukun en temel prensiplerinden olan ‘suç ve kabahatlerdeki şahsîlik’ prensibi, herkese eşit ve âdil uygulanmalı.

* Bazı kişilere açılan davalar ile, örgütle mücadelenin sulandırıldığı, muhalifleri tasfiye aracına dönüştüğü, damatların, akrabaların ayrıcalıklı olduğu dedikoduları, yargı mensupları tarafından adliye çevrelerinde ifade ediliyor. Yargı mensupları arasındaki ‘Biz ibadet/ticaret kısmının alt takımıyla uğraşıyoruz’ söylemleri de dikkate alınarak, uygulamaların delil ve gerekçeleri, mevzuatın elverdiği ölçüde kamuoyu ile paylaşılmalı.

Söz konusu rapordan Independent Türkçe’nin paylaştığı  ve aktarıldığı pasajlar bunlardan ibaret değil. Diğerlerine yarın bakalım.