Gazete aleyhtarlığının dahilî bünyede ayyuka çıktığı 1975 senesinde Mustafa Sungur Ağabeyin yazdığı bir mektuptan bölümler (Ruhuna Fatiha’larla):
Bendenizin ıztırabım, Hz. Üstadın hukuk-u külliyesi, Risale-i Nur’un küllî hukuku ve binler, milyonlar ruhların hadsiz hukukları içindir. Şunu ilan ederim ki, o koca Üstad-ı Âzamın, o büyük kumandan-ı âzamın, Hz. Bediüzzaman’ın ve müvekkilleri olduğu binler Al-i Beyt’in kavî imamlarının, Hz. Kur’an’ın ve nihayet din-i İslamın gün be gün tazelenen ve gelişen tecellîleri karşısında Mustafa Sungur olarak benim, üzerimize tevdi edilen vazife noktasındaki mazhariyetimiz itibarıyla, gelişen ve doğrudan o koca Bedî’e bakan mana ve hizmet noktasından o hizmetlere muaraza etsem, dirensem, mukabeleye çalışsam, yemin ediyorum ki, Üstadın şakası yok, beni yıkıp devirecektir ve diyecektir:
“Sana tevdi ettiğim mana ve mazhariyet ve himmetim ve dersim itibarıyla üzerinde bulunan emanet, selahiyet ve ağabeylik ünvanını, o manevî kuvveti bana, benim hizmetime ve davama yardıma, Risale-i Nur’un intişarına, nesillerin ondan istifadelerine, dahil ve hariç milyonların imdadına koşmasına, bütün cereyan ve doktrinler üstünde benim mazhariyet-i Üstadlığım ortaya çıkmaya başlamışken ve yeni yeni kabiliyetler bu sahada inayet-i İlahiye ile meydana çıkmışken, sen bunlara yardım edecek, teyid ve takviye edecek iken, nefsinin acib hissiyatıyla bilakis hizmete mani oldun, oluyorsun.”
Evet, Hz. Üstadın şiddet-i takbihini, tevbihini, hiddetini, ikaz ve ihtarını, hattâ tokadını hissediyorum. İşte benim 20 seneden beri çalışan Mehmet’lere muhalefet etmeyip o nevi hizmetleri alkışlamam bunun içindir.
Yalan yanlış isnatlarla itham ettiğimiz bu kardeşlerimiz bilakis hizmete, Üstada, davaya, ağabeylere sâdık olarak binler tehacümat arasında hizmeti gaye-i hayat edinmişken, onları himaye ve takviye edecek, asılsız iftira ve isnatlara set olacak yerde bu erbab-ı hizmeti âtıl bırakarak acaip gruplarla teşrik-i mesaiye çalışan bizleri Üstad başıboş bırakmayacak, kolay kolay affetmeyecektir.
“Bunlar Yeni Asyacı, gazeteci” dediklerimizle yarın Üstad bizi karşılaştıracak; “Onlar ne yapıyordu, cihan vüs’atinde neye çalışıyorlardı; bize gösterecek. Baş kaldırmamızı o affetse bile Allah affetmeyecek. Risale-i Nur ve hizmetin küllî hukuku namına titriyorum.