"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vaaz ve hutbeler niye tesir etmiyor?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
31 Temmuz 2024, Çarşamba
Din adına yapılan uluorta, dengesiz ve yanlış veya yetersiz konuşmalar hem dine zarar veriyor, hem de özellikle din hakkında bilgisi olmayan ve yetiştiği çevre itibarıyla dine mesafeli, uzak, hattâ yabancı ve karşıt bir duruşu olan insanlarda yol açtıkları yanlış algı sebebiyle onların dine büsbütün sırt çevirmelerine yol açıyor.

Bu, vebali çok ağır olan bir sorumluluk.

İslam toplumunun hastalıklarını geçen asrın başında vukuf ve isabetle teşhis etmiş olan Bediüzzaman’ın da dikkat çektiği bir mesele.

İstanbul gazetelerine yazdığı makalelerde, Hürriyete Hitap nutkunda ve Toptaşı’ndaki doktorlarla muhaveresinde, “Vaizleri dinledim, nasihatleri bana tesir etmedi” diyerek, sebeplerini tahlil ve çözümünü ortaya koyma babında yaptığı açıklamalar bunun örneği.

Orada diyor ki: “Kasavet-i kalbimden (kalbimin katılığından) başka üç sebep buldum.” 

(Burada, önce nefsini sorgulama disiplininin çok güzel bir örneğini daha görmekteyiz.)

Bir: Vaizler, eski devirlerde geçerli ve tesirli olan anlatım tarzını bugün de devam ettiriyorlar. Oysa bugünün şartları çok farklı. Eskiden taklit ve teslime dayanan bir dindarlık vardı. Onun için, yapılan tebliğlerin parlak tasvirlerle dillendirilmesi insanlar üzerinde etkili oluyordu. Ama bugün akıl ve bilim çağı. Tasvir yetmiyor, anlatılan şeylerin muhatabı ikna ve tatmin etmesi gerekiyor.

İki: Dinin emirlerini yapmaya teşvik eder ve yasaklarından sakındırırken, dinin getirdiği dengeyi bozacak tarzda mübalâğalı söylemler kullanıyorlar. Bir gece iki rekât namaz kılmayı hacca ve gıybeti zinaya denk göstermek ya da çok sonra sıra gelecek birtakım hususlara öncelik vermek gibi.

Üç: Halin ve zamanın gereğine riayet etmiyor, muhatabın durumunu dikkate almıyorlar. İnsanları eski zaman köşelerine çekiyorlar.

Üstad bu tesbitleri yaptıktan sonra diyor ki:

“Vaizlerimiz hem âlim-i muhakkik (araştırıcı âlim) olmalı, tâ ikna ve ispat etsin; hem hakîm-i müdakkik (dikkatli ve hikmet sahibi) olmalı, tâ muvazene-i şeriatı (dindeki dengeyi) bozmasın; hem beliğ-i muknî (ikna gücüne sahip) olmalı; tâ mukteza-i hal ve ilcaat-ı zamana muvafık (hal ve zamanın icabına uygun) söz söylesin.”

(Eski Said Dönemi Eserleri, s. 97 ve 143)

Bu tesbitler Cuma hutbeleri için de geçerli.

Okunma Sayısı: 3412
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah

    1.8.2024 00:26:11

    Evet din nasihattir. Ama İmam-ı Azam sadece "bal yeme" nasihati için 40 gün beklemiş https://www.yeniasya.com.tr/ilknur-maras-calik/fetvalarin-tesir-etmesi-icin_550525

  • Yavuz HAN

    31.7.2024 22:46:01

    Ellerinize sağlık. Harika bir yazı kaleme almışsınız.

  • Said Yüksekdağ

    31.7.2024 15:45:27

    Güzel tespitler...

  • Semanur Tunoğlu

    31.7.2024 14:41:27

    Sözlü nasihatler de çok önemli. Din nasihattir. Birileri doğruyu yanlışı söyleyecek. Ders alınır alınmaz orası başka mesele. Çocuklarımıza nasihat etmiyor muyuz? Sigara içen baba kendi sigara içiyor diye çocuğuna sigara içme, şöyle zararlı diye tembihlemiyor mu? Vaaz ve hutbelerden rahatsız olanlar zaten camide işi olmayanlar olmasın?

  • Hüseyin İlhan

    31.7.2024 13:58:16

    Aziz üstadımızın alem-i islam ve bilhassa bizlere ne söylüyor.'Eğer biz hakaiki İslamiyeyi layıkı veçhi ile yaşasak,sair dinlerin mensupları fevç fevç islama koşar., Bizler(Diyanetin başından en alttaki memur,vaiimam,müezzin,kayyum ile tüm elhamdülillah müslümanım diyen her nefes sahibi bu hitaba muhatap,diye düşünüyorum. Bu sözün makes bulması ancak bu yanlış gidişi durdurur.Risalei nurlara yani iman hakikatlerine ise sarf-ı nazar etmeyen kendisi kayıptadır ve dini hayata yanlış ayinedir.

  • ahmet

    31.7.2024 10:33:48

    Üstad bu tespitleri vaizler ve onlardan nasihat almak isteyen samimi insanlar için yapmış. Dindar taklidi yapan siyasetçiler, hırsızlar, yalancılar, mafya müsveddeleri veya dine nefretini kusmak için bahane arayanları nazara alarak yapmamış kanımca.

  • Kenan

    31.7.2024 09:47:19

    Ben 'sözlü vaaz' döneminin tesirinin kalmadığı kanaatindeyim. Kavlen ne ifade ettiğinizin toplumda karşılığı yok veya yaz yağmuru gibi muvakkat..Hâlî ve fiili vaazlar görmek istiyoruz

  • Orhan Ali YILMAZ

    31.7.2024 08:57:37

    Bana göre, asıl bunların şu söylediklerini şu "tesirsiz", hem de "gayr-ı mesmû" kılan, şu söyledikleri ile şu kalplerinin, hem de şu yaptıklarının birbirine hiç benzememesi, şu 180 derece, şu yüzde yüz "mütenakız" oluşu.... Atalarımızın söylediği "Ele verir talkını, kendi yutar salkımı" işte bunların şu tam görüntüsü...

  • Emirhan

    31.7.2024 08:40:01

    Çok haklısınız hocam maalesef şimdiki hutbeler insanlara (en azından bana )pek tesir etmiyor

  • Sezgin Özdamar

    31.7.2024 06:25:24

    Risale-i Nur külliyatından faydalanılsa ne güzel olur. Teşekkürler..

  • Erhan

    31.7.2024 00:26:33

    Hutbedeki hatiplerin bir kısmı kerhen, bir kısmı da güle oynaya ellerine ne tutuşturulursa onu okuyorlar. Bu vesile ile yazıda çok haklı dikkat çekilen konulardan bir tanesi dine mesafeli insanları dinden uzaklaştırıyor, büyük vebal alıyorlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı