Tarihi geçmiş bakımından zengin olan Tunus, Sîdî Mahrez Camii'ne ev sahipliği yapıyor. 17. yüzyılın sonlarında inşa edilen cami ve zaviye, Tunus şehrinin manevî koruyucusu olarak bilinen Sidi Mahrez’in adını taşıyor. Osmanlı Valisi Mehmet Bey tarafından yapımına başlanan caminin uzun süren inşası, 1698'de Murad Bey tarafından tamamlanıyor.
Osmanlı-Türk mimarisinin izleri var
Cami, tarihi ve yapısıyla oldukça ilginç bir yere sahip. Diğer adıyla Muhammed Bey Camii olarak da bilinen Sidi Mahrez Camii, Tunus halkının gönlünde oldukça değerli bir yere sahip olan Sidi Mahrez'in kabrinin hemen karşısında bulunuyor. Tunus’ta inşa edilen camilerden farklı mimarî özelliklere sahip olan Sidi Mahrez Camii, Süleymaniye Camii örnek alınarak inşa edilmiştir. Tunus mimarisinin özelliklerine sahip minareleri dışında, caminin bütün iç işleme ve süslemeleri Osmanlı-Türk mimarisinden izler taşıyor. Mihrabın iki yanında yer alan İznik işi çiniler, renk ve desen zenginlikleri ile de dikkat çekiyor. Şehrin merkezinde yüksek dış avlu duvarlarına sahip caminin düz atkılı üç kapısı bulunuyor.
Diyarbakır’daki camiyle eş değer
Klâsik Osmanlı sanatının Tunus’taki temsilcisi konumunda olan Sîdî Mahrez Camii’nin plan düzeninin uygulandığı birçok yapı içinde bu camiye en yakını -dikdörtgen planlı taşıyıcıları, tabhâneleri, kapı ve pencere gibi ayrıntıları dışında- Diyarbakır’daki Fâtih Paşa Camii’dir. Bununla birlikte merkezî kubbenin etrafındaki yarım kubbeleri, Kahire’deki Mehmed Ali Paşa Camii ve Humus Ulu Camii’nde olduğu gibi şişkin tutulmuştur. Osmanlı döneminde Tunus’ta yapılan camilerde daha sonra tekrar edilmeyen bu şemanın türbelerde kullanılması ilginçtir. Zira XVIII. yüzyılın ortalarında yapılan Bey Türbesi ile Mehdiye’de Hamza Türbesi merkezî planlı yapıların Tunus’taki diğer örnekleridir.