"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Allah’ın kılıcı” olan zalimler

M. Latif SALİHOĞLU
29 Nisan 2021, Perşembe
GÜNÜN TARİHİ: 29 NİSAN 1945

“Zâlim, yeryüzünde Allah’ın kılıcıdır. Allah onunla (başkalarından) intikâm alır. Sonra (döner), ondan intikâmını alır.” (Keşfu’l-Hafâ; 2:64)

Tam 23 yıl boyunca İtalya'nın yönetiminde söz ve sorumluluk sahibi olan faşist lider Benito Mussolini, bizzat kendi halkı tarafından linç edilerek öldürüldü. (29 Nisan 1945) Ölü veya ölüm derecesinde iken, hanımı ile birlikte ayağından (başaşağı) asıldığı da rivâyet ediliyor.

Gerçek olan şu ki, savaşın (II. Dünya S.) birinci derecedeki suçlusu olarak ilân edilen Mussolini'nin âkıbeti pek fecî olmuştur. Yegâne müttefikinin fecî âkıbetini haber alan Alman diktatör Adolf Hitler de, hemen bir gün sonra hanımıyla birlikte zehir içerek intihar eder.

*

Bu iki diktatörden birinin linç edilerek, diğerinin ise zehir içerek ölümlü hale gelmesiyle, II. Dünya Savaşı da bitme sürecine girmiş oldu. Geriye ise, insanlık tarihinin en dehşetli manzarası kaldı: Harabeye dönen koca şehirler, milyonlarca aç, yaralı, sakat, perişan vaziyetteki insan ve bir tahmine göre asker–sivil yüz milyona yakın can kaybı...

Evvelki savaşın aksine olarak, İslâm âlemi bu dehşet saçan kanlı arenanın dışında kaldı. Avrupa'da ve sair yerlerdeki gayr–ı müslim topluluklar ise, Birinci Dünya Savaşı’nın belki on katı kadar telefat verdiler ve maddeten de zarar–ziyana uğradılar.

*

II. Dünya Savaşı, dünya ve insanlık tarihinin en kanlı ve en yıkıcı hadisesi olarak kayıtlara geçti. Yaklaşık 6 sene süren (1939-45) bu savaşa aktif şekilde katılan büyük ülkeler iki blok halinde karşı karşıya geldiler. Bir tarafta Almanya, İtalya ve savaşa sonradan katılan Japonya vardı. Diğer tarafta ise, İngiltere, Rusya (SSCB), Fransa, Polonya ve yine sonradan savaşa katılan ABD vardı.

Bu ülkelerin hemen tamamı, sömürgeciydi. Sömürgeleri de, tâ 1945'e kadar çoğunluk itibariyle Müslüman topluluklardı.

O korkunç savaşta ise, bu sömürgeci devletlerin belleri kırıldı. Yani, galibin de mağlûp olanın da kaybı büyük oldu. Bunlar, büyük savaştan önce sömürge sahasını daha da genişletme ve etkinleştirme hesapları yaparken, kendilerini bir anda ateş ve barut gayyası içinde buldular.

Savaşın ilk yıllarında Almanya'dan öylesine şiddetli darbeler yediler ki, neye uğradıklarını şaşırdılar.

*

Savaşın 3. yılında (Aralık 1941) Almanya'nın müttefiki olan Japonya'nın Pearl Harbor'daki ABD kuvvetlerini vurması ve bu iki büyük devletin de karşılıklı olarak fiilen savaşa katılmasıyla birlikte, gelişmelerin seyri peyderpey değişmeye başladı.

Son olarak, ABD hava kuvvetleri tarafından Japon adalarına üç gün arayla (6–9 Ağustos 1945) atılan atom bombaları, savaşa nokta konulmasına sebebiyet verdi.

250 bin insanın ölümüne yol açan bu hadiseden sonra, Japonya kayıtsız şartsız teslim olduğunu ilân etti.

Okunma Sayısı: 4719
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sertaç Lüser

    29.4.2021 08:19:15

    Deccalizm ve Süfyanizm'in ne kadar kötü ve tahripkar olduğu da bu satırlardaki hakikatlerden anlaşılıyor.Zira İslam toplumları ve bilhassa ülkemiz hala darbe ve öncesi olan tahripleri aşabilmiş değil.Bir yerde Atom bombası atılan Japonya diğer yerde Türkiye.Hangisi daha tahripkar düşünmek lazım.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı