Bugün de, en çok tüketilen ve artık “umumu’l-belvâ” sûretini alan bu zararlı alışkanlığın daha başka risklerine temas etmeye çalışalım. Bakalım, kim kimi daha çok tüketiyor, görelim: Yani, insan mı sigarayı, yoksa sigara mı insanı taha çok tüketiyormuş...

Bu tür yazıların belki inşallah bazılarına bir faydası oldu ve daha da olacağı ümidini taşıyoruz.

*

Sigara içilirken havaya yayılan dumana “tüten duman” deniliyor. Solunum yoluyla çekilip salınan duman da “içilen duman” diye târif ediliyor.

Sigaranın zararları, dünyanın hemen her yerinde biliniyor ve ne yazık ki bu zarar biline biline tüketiliyor. Üstelik, en çok tüketilen maddeler listesinin ilk sıralarında yer alıyor: Yani, ekmekten, sudan, çaydan ziyade…

*

Günümüzde alabildiğine yaygınlaşarak tüketilen sigaranın dumanından etkilenmeyen insan sayısı, neredeyse yok denecek kadar azdır. 

İçenlerin durumu az-çok belli. İçmeyenler de, ortamın şartlarına ve çevresindekilerin sigara içme oranına bağlı olarak, ister istemez o dumandan nasibini alıyor. İşte, bu durumda olanlara “pasif içici” deniyor.

*

Evet, tiryakiler yahut bağımlılar, tüttürmüş olduğu sigaranın dumanını içine-ciğerine çeke çeke alıyor, sonra havaya püfürmesiyle dışarıya atıyor. İşte, bir başkasının ikinci kez solumuş olduğu o kirli duman, ikinci bir tahribata sebebiyet veriyor. 

Dumanlı havayı mecburen teneffüs edenlere pasif içiciler deniliyor. İşte, o “ikinci el” dumanın, pasif içiciler üzerinde gayet menfî-zararlı tesirler meydana getirdiği muhakkaktır.

Dolayısıyla, hekimlerin ve uzmanların “Sigaradan uzak durun” şeklindeki tavsiyesi, sadece aktif içicileri değil, pasif konumdaki ikinci, üçüncü kişileri de yakından ilgilendiriyor.

*

Her bir kıvılcım, ağır hasarlı bir yangına sebebiyet verebilir. Sigara kıvılcımları da, aynı şekilde potansiyel bir yangın çıkarma riskini taşıyor. Gelişi güzel şekilde yere atılan çakmaklar ve bilhassa söndürülmeden sağa sola atılan izmaritler ve kibrit çöpleri, çoğu kez fâili meçhûlde kalan yangınların sebebidir.

Seyahat halinde iken içilen ve bilhassa söndürülmeden araba camından fırlatılan sigara izmaritlerinin ağır maliyetli yangınlara sebebiyet verdiği artık kesinlik kazanmış bir vakıadır. Rüzgârın da etkisiyle parlayarak etrafa saçılan kıvılcımlar, bazen bir arabanın tutuşmasına, bazen de yol kenarındaki ormanların, yahut fundalıkların tutuşmasına, yanıp kül olmasına sebebiyet veriyor.

Yine aynı sorumsuzlukla, evlerin balkon ve penceresinden yere atılan, yahut çöp kutularına bırakılan sigara izmaritlerinin de zaman zaman tehlikeli yangınlara sebebiyet verdiği biliniyor.

Ev ve işyerlerinde çıkan yangınların sebepleri arasında, yine sigara, çakmak ve kibrit çöplerinin önemli payı vardır. Keza, çocukların, orta yerde bırakılan bu tür nesneleri alıp tehlikeli şekilde kullanması da aynı sonuçları doğurmaktadır.

Bu ateşli nesnelerin yanlışlıkla ve dalgınlıkla yol açtığı zararlar da cabası.

*

Eşyaya, çevreye ve bütçeye zarar verdiği muhakkak olan sigara tüketiminin en büyük zarar ve tahribatı, hiç şüphesiz insan sağlığı üzerinde görülmektedir.

Tütün dumanının (ve de sigaranın içine enjekte edilen muzır şeylerin) ihtiva ettiği zehirli (toksit) maddeler, organların normal fizyolojik fonksiyonlarını bozduğu, otonom sinir sistemi, dolaşım sistemi ve solunum sistemi başta olmak üzere vücudumuzdaki organların tamamında farklı farklı nisbetlerde de olsa türlü hastalıklara yol açtığı, bazen de ölümcül hastalıkları tetiklemede bulunduğu bilinmektedir.

Tütünün zararlı etkileri sebebiyle, hastalık sayılmayan, fakat hayatın tadını kaçıran diğer hususları da şu şekilde sıralamak mümkün: Sabah bulantıları, balgam çıkarma, dil pası, tiksintili öksürük, başağrıları, iştahsızlık, halsizlik, çarpıntı, soluk kesilmeleri, dikkatin dağılması gibi türlü belirtiler. Bunların dışında, ayrıca kronik bronşit, amfizem, kangrene götüren damar tıkanmaları, miyokard enfarktüsü ve bazı organlarda kansere kadar götüren ciddî sıkıntılar yaşanabiliyor.