"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Düşünmek ve araştırmak; zor ve tehlikeli!

M. Said ZEKİ
17 Mayıs 2021, Pazartesi
Lokomotif olmak her zaman zordur; oysa bir vagon olmak çok kolay ve rahattır.

Düşünmek, araştırmak ve sorumluluk almak gerekmez. Bir mürşide, bir lidere, bir abiye tabi olup konfor içinde yaşamak ne saadet! O senin yerine düşünür, araştırır, en güzelini bulup sana sunar. Sana ters gelen gibi bir şey yapsa bile, teslim olmanın gönül rahatlığı içinde, ‘vardır bir hikmeti’ der; yine kafa yormaya gerek duymazsın! Bu konfor ahiret saadeti için de geçerli tabi. Şeyhinin eteğini tutarsın, o seni zahmetsiz doğru Cennete götürür! Böyle bir şey mümkün değil.

HER İNSANIN İMTİHANI AYRI VE FARKLIDIR

Mükellef çağına gelen kadın erkek her insan birebir Rabbinin imtihanı ile karşı karşıyadır. Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmediği gibi, onun yerine imtihana girip, kazanarak onu Cennete götüremez. Birbirlerine hayatı ve dinî vecibeleri öğretip yaşanmasına yardım etmek mümkündür, ama o ayrı bir bahis mevzuudur.

Dünya işlerinde en iyisini ve en güzelini bulmak için kılı kırk yararız ve araştırırız. Aynı şekilde saadet-i ebediye için de aynı gayret ve inceliği göstermek her insanın vazifesidir. Cehalet mazeretten sayılmaz. Körü körüne, taassup ile bir fikre ya da şahsa bağlanmak İslâm açısından hoş görülmez.

HİÇ KİMSE BAŞKASININ SUÇUNU YÜKLENMEZ

Bediüzzaman Hazretleri bizi ehli tahkik olamaya dâvet ediyor ve taassup ve taklidi kabul etmiyor. “Benim sözümü de, ben söylediğim için ... kabul etmeyiniz. ... mihenge vurunuz” diyor.

Doğruyu ve hakkı aramakla mükellefiz. Mürşid de olsa insan olduğundan yanılma payı olduğunu düşünmeli, bir kişi mürşidinin Kur’ân ve/veya sünnete aykırı olduğunu düşündüğü emrini sorgulamalı ve gerekirse yerine getirmemelidir.

Lider, abi, şeyh ve mürşitler de dahil, büyüklerin sözlerini mihenge vurmak genel hatları ile İslâm’ın temel kaynaklarının çizmiş olduğu çerçeveye uygun olup olmadığına bakmak ile olabilir. İslâm âlimleri İslâm mihengini ve mizanını Kur’ân, sünnet, icma ve kıyas olarak tesbit etmişlerdir. Bu temel prensipler İslâm’ın mihengidir, bütün düşünce ve fikirler bu mihenge vurulur. Şayet uygunsa kabul edilir, değilse reddedilir. Bu bütün insanlar için geçerlidir.

İNSANLAR HÜR OLDULAR, AMA...

Din, aslında insanı bütün yaratıkların esaretinden kurtarıp, Rahman olan Allah’ın kıymetli, izzetli, nazlı, aziz bir misafiri olmaya dâvet eder. Şeriat âleme kula kulluk etmeyi kaldırıp, istibdadı mahvetmek için vazedilmiştir. “İnsanlar hür oldular, ama yine de Abdullahtırlar” ifadesi aslında bu cümlenin izahıdır.

Tahkik ile hakikî imanı elde eden bir fert, hiç kimseye eyvallah etmez. En cebbar bir zalimin huzurunda bile hak ve hakikati söylemekten çekinmez, korkmaz. Ölüm bile olsa, gülümseyerek karşılar. Dünya malı için kimseye karşı eğilip bükülmez, zillet göstermez. Başkasına tahakküm etmeye de, tenezzül etmez.

Çünkü imanlı fazilet kimsenin tahakkümünü kabul etmediği gibi; kimseyi ezmeye, tahakküm etmeye de tenezzül etmez. Bilâkis her bir varlığın, insanın, hayvanın, bitkinin, taşın toprağın kıymetini takdir eder. Onların hak ve hukukuna riayet eder. Onlara saygı, merhamet ve şefkat gösterir.

DEHŞETLİ BİR ASIRDAYIZ

Dehşetli bir ‘ahir zaman’da yaşıyoruz. Şuurlu, basiretli, ehl-i tahkik olmaya her zaman her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. suret-i haktan görünenler, kuzu postuna giren kurtlar, sağ gösterip sol vuranlara azamî dikkat kesilmekte fayda var. Dünya global bir köy oldu, ama biz oyun kurucu değiliz. Başkaları üflüyor, biz bizden sanıp oynuyoruz. Zalimler bütün dünya ile bir satranç oynuyor.

“Her bir zamanın insî bir şeytanı vardır. Şimdi beşerde insan suretinde şeytanın vekili olan ruh-u gaddar, fitnekârane siyasetiyle cihanın her tarafına kundak sokan el-hannas, ... âlem-i İslâmı ifsad için insanlarda ve insan cemaatlerindeki habis menbaları ve tabiatlarındaki muzır madenleri, fiilî propaganda ile işlettiriyor, zayıf damarları buluyor.

Kiminin hırs-ı intikamını, kiminin hırs-ı câhını, kiminin tamahını, kiminin humkunu (ahmaklığını), kiminin dinsizliğini, hattâ en garibi, kiminin de taassubunu işletip siyasetine vasıta ediyor.”

Düşünen, araştıran, körü körüne taklid etmeyip tahkik ehli olanlara ne mutlu!

Okunma Sayısı: 1749
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sema Nur Gül

    17.5.2021 22:54:46

    Kaleminize sağlık ağabey👏🏻👏🏻 "Düşünmek ve araştırmak; zor ve tehlikeli! Düşünen, araştıran, körü körüne taklid etmeyip tahkik ehli olanlara ne mutlu!"

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı