"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm istibdada müsait mi?

M. Said ZEKİ
28 Temmuz 2025, Pazartesi
Bediüzzaman, ‘delil ve ikna’dan ibaret manevî elmas kılıcının bir tarafını İslâm düşmanlarına savururken; diğer tarafını ‘dinde hassas, muhakeme-i akliyeden noksan, ahmak dostlara’ vurduğunu söyler.

İslâmın barış, adalet, hürriyet, meşveret, şûra, kul hakkına riayet gibi hakikatlerini nazara almayan yanılabilir. 

İnsanların her işinde asıl olan meşverettir. Eksik ve kusurlarına rağmen insanlığın ulaştığı “çoğulcu demokrasi” ve parlamenter sistem şimdilik meşverete en yakın sistem görünüyor. 

Demokrasi milletin hâkimiyetidir. Rejimin hâkimi, seçimle teşkil edilen Meclistir, meb’us hürdür. Hükümet, Meclisin emrinde ve hizmetindedir. Bediüzzaman’ın ifadesiyle: 

“Meşrutiyet, hâkimiyet-i millettir. Yani efkâr-ı âmmenizin misal-i mücessemi olan meb’usan hâkimdir; hükûmet hâdim ve hizmetkârdır.” (Münazarat, s. 42.)

“Demokrasi millet hâkimiyetine dayanır, oysa İslâm’da hâkimiyet Allah’ındır” şeklindeki itiraz ve endişelerin ciddî bir esası ve dayanağı yoktur. Çünkü İlâhî ahkâm zaten değişmez. Ama bu ahkâmın değişen şartlara göre ne şekilde uygulanacağını tayin etmek meşveret sistemiyle mümkündür. 

117 YILLIK MACERA

Hürriyetin ilânı olarak kabul edilen 2. Meşrutiyetin üzerinden tam yüz on yedi yıl geçmiş. 

Bediüzzaman, Meşrutiyeti “şeriat namına alkışladığını” açıkça söylemiş. Onu “cumhuriyet ve demokrat” mânâlarıyla yorumlamış. “Meşrua” kaydını koyarak İslâmî değerlerle teçhizini istemiş.

“Avrupa, bizdeki cehalet ve taassup müsaadesiyle, şeriatı -hâşâ ve kellâ- istibdada müsait zannettiklerinden, nihayet derecede kalben üzülmüştüm. Onların zannını tekzip etmek için, meşrutiyeti herkesten ziyade şeriat namına alkışladım.” (D. H. Örfî, s. 24.)

Maalesef cahil ve “sadık-i ahmak”lar “şeriatı istibdada müsait zannına” kuvvet vermeye, “tek adamcılığın” İslâmî olduğunu savunmaya, demokrasiye “küfür rejimi” demeye devam ediyor. 

Bugün hâlâ istibdatla yönetilen İslâm ülkelerine baktığımızda, 117 yıl sonra “kaç arpa boyu yol aldığımız” ortaya çıkıyor. 

Ümitsizliğe düşmeden hürriyet mücadelesi verenlere selam olsun!

“KAVMİN EFENDİSİ, HİZMETKÂRIDIR” 

Allah (cc), Resulüne (asm): “Sen peygambersin, sen nasıl istersen emret öyle yapsınlar” demiyor. Bilâkis “Onlarla iş hususunda istişare et” (Âl-i İmran, 159) buyuruyor. Çünkü, “Onların işleri, aralarında istişare iledir.” (Şûrâ, 38) Çünkü asıl olan hürriyettir; insanların (ve nefsin) tahakkümü değil. 

Dört mezhepten delil getirebileceğini söyleyen Bediüzzaman, “Kavmin efendisi, hizmetkârıdır” mealindeki hadis-i şerifi demokrasinin İslâm’daki dayanaklarından biri kabul eder.  

“Bu hadisin sırrıyla” der, “şeriat âleme gelmiş; tâ istibdadı ve zâlimane tahakkümü mahvetsin.” (D. H. Örfî, s. 22.)

“İstibdat ve tahakkümü mahvetmek için âleme gelen” şeriatın, istibdadı tahkim etmeye alet edilmesi ne kadar acı!

KIYAMET KOPMADAN...

Peygamberler ve mirasçıları olan âlimler, bir taraftan inanmayanlara İslâm’ın güzelliklerini anlatırken; bir taraftan da İslâm’ın yanlış uygulanmasını önlemek ve yapılan yanlışları düzeltmek için çaba sarfetmişlerdir. 

İstibdad zehirdir; zulmü netice verir. Zulüm adaletin zıddıdır. Bulaşıcı hastalık gibi  kabiliyetleri kurutur, yaşama sevincini boğar, insanı hayvan derekesine düşürür. 

İslâm ise, insana ulvî hedefler gösterir. İnsan-ı kâmil olmasını ister. “Şeriat, yüzde doksan dokuz ahlâk, ibadet, ahiret ve fazilete aittir. Yüzde bir nisbetinde siyasete mütealliktir.” (D.H. Örfî, s. 28.)

Hâsıl-ı kelâm; Müslümanlar tüm dünyaya ‘doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu’ kıyamet kopmadan göstermek zorundadır.

Ne mutlu İslâmiyeti dosdoğru yaşayanlara, hak, adalet ve meşvereti gözetenlere ! 

Okunma Sayısı: 264
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı