Hayat yolculuğu, çiçek bahçesinin ortasında dümdüz devam eden bir yolculuk değildir. İnsan milyonlarca duygu ile donatılmış ve zıtların cirit attığı, keder ve sevincin, kayıp ve kazancın, sağlık ve hastalığın ve nihayet hayat ve ölümün yarıştığı bir meydana imtihan için gönderilmiş.
Ömür binasından her gün bir tuğla düşüyor, yeniler eskiyor, gelenler gidiyor, sevdiklerimiz aniden ölüyor... Buna karşı çıkmak, engellemek mümkün değil. Âciz, zayıf ve güçsüzüz.
İYİLEŞMEYİ İSTEMEK
Diyelim ki; kederlisiniz, bir kayıp yaşadınız, ihanete uğradınız veya başka bir sebepten sıkıntılısınız, stres altındasınız. Bundan kurtulmak istiyor musunuz? Çünkü siz isteyip, samimî niyet etmedikçe; hiçbir kimse / hiçbir şey sizi değiştiremez. Yapılan tavsiyeler, dinledikleriniz, gördükleriniz, hissettikleriniz yaşınıza, tecrübenize, o an içinde bulunduğunuz halet-i ruhiyenize göre değişebilir.
Buna rağmen pratik bazı temel kurallar vardır. Bilgelik süzgecinden geçmiş olan zamansız prensiplerin yankısıdır bunlar.
AİLE VE ARKADAŞLARDAN DESTEK KABUL ETMEK
Meselâ; deniz kıyısında insanlar uçurtma uçurup, fotoğraf çekiyorlar. Siz ise; kenarda kederlerinizle başbaşa yalnız kalmak istiyorsunuz. Hatta size yardım etmeye çalışanlara karşı, kendinizi rahatsız hissedebilirsiniz.. Bu normal.
Lütfen başkalarına, şu anda neye ihtiyacınız olduğunu ve ne olmadığını bildirin. İhtiyaçlarımıza göre, ‘diğer insanlarla zaman’ ve ‘yalnız zaman’ arasında bir denge kurmamız gerek. Bir dostumuzun bize yardım etmesine izin verelim. Sohbet ve dertleşme ile insan insanın zehrini alabilir, yarasına merhem olabilir. Bazen de, evet.. ilâç olan yalnızlıktır.
DENGELİ BESLENME VE EGZERSİZ İÇİN ZAMAN AYIRMAK
Dengeli bir beslenme, strese karşı bize yardımcı olacaktır. Meyve, sebze ve yağsız çeşitli proteinler tüketmek, bol su ve diğer sağlıklı sıvılar içmek faydalı olacaktır.
Tempolu yürüyüşler ve egzersizin diğer formları ile olumsuz duygularımızı azaltabiliriz. Egzersiz kendimizi tanımak, bunu yansıtmak veya olumsuz düşünmeye bir mola vermek için iyi bir fırsat olabilir.
DÜZENLİ UYKU
Uyku şifadır. İyi bir yatak düzenli bir uyku için her zaman önemlidir, özellikle stresli olanlara, kötü bir yatak ekstra yorgunluk getirebilir. Kafein tüketimine ve miktarına dikkat etmek önemli. “O, sizin için geceyi örtü, huzur ve mutluluk zamanı, uykuyu istirahat haline getiren; gündüzü de yeniden diriliş gibi, dağılıp çalışma zamanı olarak düzenleyendir.” (Furkan-47)
KENDİNİZİ SEVİN, NEFRET ETMEYİN
Hiç kimse emanet olan kendi vücudundan nefret etmesin, dünyaya geldiğine pişman olup ölümü arzulamasın. Çünkü insanı Yaratan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibidir. Hayatın yaratılış gayesinde birazı insana bakar, çoğu ise Rabbine aittir. Bütün sıkıntılarına rağmen hayat güzeldir, yaşamak değerlidir. Yaratıcı ile bağını güçlendirdiği ölçüde insan rahat edecek, kederlere karşı direnç kazanacak, çoğu zaman onlardan kurtulacaktır.
“Madem ölüm ölmüyor ve ecel gizlidir; her vakit gelebilir. Ve madem kabir kapanmıyor; kafile kafile arkasında gelenler, oraya girip kayboluyorlar. Hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet, yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa, dünyevî bir lezzette çok elemler var; bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi, hayatın lezzetini kaçırır.”
ESNEK VE SEÇİCİ OLMAK, DUA ETMEK
Acı çeken sadece siz değilsiniz. Herkesin farklı acıları olduğunu ve bunlarla farklı şekilde başa çıkabildiğini kabul edin. Önemli olan kendimiz için en uygun stratejiyi belirlemektir. Her insan biriciktir ve ayrı bir âlemdir.
Pek çok kişi üzüntülerini başkalarına anlatmanın bununla başa çıkmalarına yardımcı olduğunu görüyor, bazılarının ise üzüntülerini ifade etmemeyi tercih ediyor. Duâ etmek Yaratıcı ile konuşup dertleşmektir. Kadere iman edip kederden kurtulmak mümkündür. Keder ve acı vereni bırakıp; safa vereni almak, her şeyin iyi ve olumlu tarafına bakmak bizi çok gam ve kederden koruyacaktır.
Her kalp kendi acısını da, şifasını da herkesten daha iyi bilir elbet.
Sonraki yazıda devam edelim inşallah!