Haberlere yansıdığına göre de milletin derdi geçim… Genel başkanlar bir dokunuyorlar bin ah işitiyorlar. Ankara’da “uçuyoruz” denildiğinin aksine uçan yok, fakat hayat pahalılığının altında ezilen ve bunalan çok. 

Cumhur İttifakı ve onu destekleyen medyanın derdi ise Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı… Kendi adaylarını aylar önce açıklayan Cumhur İttifakı ülkenin bunca sorunu dururken, “seçime daha 2 yıla yakın bir zaman var” derken bunu yapmalarının sebebi hem kendi tabanını sıklaştırmak, hem de Millet İttifakı’nı zayıf düşürmek. Bu da siyasî olarak gayet normal. Ancak ilginç olan Millet İttifakı’nın adayının kim olacağı telâşının içinde olmaları…  

Bir taraftan Cumhur İttifakı’nı genişletmek için değişik yöntemlere başvururlarken, diğer yandan da üçüncü bir ittifak için hem Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesini hem de HDP üzerinden “korkutma yöntemini” uyguluyorlar. 

Millet İttifakı partilerinden zaman zaman kendi genel başkanlarını aday olarak görmelerini istemesi veya bu ittifak içinden bir kişinin tek bir cümlesi üzerinden hem iktidarı destekleyen gazeteler hem de Cumhur İttifakı içinden sesler yükseltilerek Millet İttifakı içinde huzursuzluk çıkarmaya çalışılıyor.  

Kılıçdaroğlu ve Akşener ittifak içinde bir mesele olmadığını, cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklanmasının istişareler yapıldıktan sonra ve zamanı gelince yapılacağını söylerken, Karamollaoğlu’nun “Millet İttifakı kim seçen ben ne bileyim? Bununla ilgili şu anda bir şey söyleyemeyiz” açıklamasına rağmen Cumhur İttifak’ı, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve adaylarını merak etmeyi sürdürüyor. 

Şimdi merak edilen soru şu: Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayını şimdiden açıklasa ne olur? Olacaklar belli aslında. Medyasıyla ve trolleriyle sosyal medyada ve meydanlarda algı operasyonlarıyla yıpratılacak, olmadık şeyler söylenecek.  Siyasette elbette bu tür hareketler yapılabilir, ama hem “seçime daha iki yıl var” derken, hem de bu tür siyasî oyunlar sırıtıyor… Merak iyidir, ama fazlası da can sıkar. Bir gün kalkıp “size ne kardeşim” diyen çıkacak mı, biz de bunu merak ediyoruz. 

*** 

KABİNEYİ BİLE AÇIKLADILAR! 

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adaylarını en fazla merak edenlerden birisi de Hürriyet Yazarı Abdulkadir Selvi…  

Selvi, bugünkü köşe yazılarında “Millet İttifakı’nın tabanını genişletmek ve muhalif seçmeni sandığa taşıyabilmek için geliştirilmiş bir model” şeklinde “liderler kabinesi” tabirini kullanıyor. Selvi, kulis bilgisi olarak, Millet İttifakı’nın 2023 seçimi için bir “liderler kabinesi” hazırlığı içerisinde olduğunu söylerken ve kabinenin şöyle plânlandığını yazıyor: 

Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu, yardımcıları Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu ve eğer ittifakta yer alırsa Ali Babacan... Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak Ahmet Davutoğlu, Gültekin Uysal’ı neden yazmamış merak ettik doğrusu… Acaba bu isimler ve ittifaka katılacak başka partilerin genel başkanları içinde bakanlık mı düşünülüyor. 

*** 

NE VERİYORLARSA İKİ KATINI VERECEĞİZ! 

İstanbul-Şişli Belediye Başkanı iken ünlenen sonra sık sık yaptığı parti değiştirmekle ününe ün katan Mustafa Sarıgül en son olarak Türkiye Değişim Partisi’ni kurarak genel başkanlığına getirildi.  

Yaptığı açıklamalar ve hareketlerle gözlerin üzerine çevrilmesine sebep olan Sarıgül katıldığı bir programda söylediği sözlerle tebessüm ettirdi. 

İktidara geldiklerinde futbolda ofsaytı kaldıracaklarını açıklayan Sarıgül, “Ofsayt maçı şey yapıyor” diyerek devam edince, sunucunun “Dünyada var” karşılığı üzerine “Dünyada da kaldırmamız lâzım. Yenilik ve değişim istiyoruz” ifadelerini kullanarak çerçeveyi hayli genişletti. 

Sunucunun, “Ofsayta düşmekten mi korkuyorsunuz?” sorusuna ise kahkaha atan Sarıgül’ün bu sözleri, sosyal medyanın gündeminin en çok yorum yapılan konusu oldu. 

Yorum yapanlardan birisi de İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz oldu. “Ne veriyorlarsa 2 katını veriyoruz. Ofsayt, penaltı, kırmızı kart, gol hepsini kaldıracağız” diyerek esprili bir mesaj yazan Poyraz, “Siyaset böyle yapıldığında tebessüm ettiriyor. Seviyeli eleştiri her zaman iyidir iyi” diye yazdı. 

Hakikaten hakaret, küfür ağır suçlamalara alışan siyasetçilerin bu tür naif esprilerini özlemişiz. 

Bakalım bu vaatler ne kadar uygulanacak, ofsayt kalksa ne olur? 

*** 

“GAZETECİNİN DİLİ SİYASÎ YALAKALIĞA DÖNÜŞMEMELİ!” 

Gazeteci ve aynı zamanda da siyasetçi olan Mehmet Metiner, “Bakıyorum ki kimi gazeteciler ekranlarda siyasetçilerden daha fazla tarafgir hale gelmişler. 

Gazeteci siyaset yazar, konuşur hatta bir tarafı da tutar, lâkin siyaset yapma işini siyasetçiye bırakır. Gazetecinin dili siyasî yalakalığa ve kavgacı siyasî savunuculuğa dönüşmemeli” demiş. 

Bu sözleri üzerine alınan oldu mu, ya da burada kimi kast etti bilemiyoruz, ama televizyonlardaki tartışma programlarını izleyince Sayın Metiner’e hak veriyoruz.