Bu hayatta en çok istediği meslek, doktor olmaktı. Ama son zamanlarda bunu biraz düşünmeye başladı. Acaba vakti varken vazgeçmeli miydi? Akif, sahur için uyanınca aklına ilk bu soru geldi.
Annesi mutfakta son hazırlıkları yapıyordu. Bu soruyu annesine sordu. Annesi çok şaşırmıştı. Çünkü Akif’in her zaman istediği oyuncaklar doktorlukla ilgiliydi. Doğum günü pastası stetoskop (doktorların boyunlarına taktıkları alet) şeklindeydi. Sofrayı bir kenara bıraktı ve Akif’in ellerini tutarak onu oturttu: “Akif, biz şimdi oruç tutarken acıkıyoruz ve bazen de halsiz oluyoruz diye orucu bırakırsak; baban veteriner ve bazı hayvanlar tehlikeli, bazıları çok kirli geliyor diye hayvanlara yardım etmese olur mu? Her işin zorluğu vardır unutma, biz oruç tutarken sabrı öğreniriz oğlum ve bu sabır bizi bazı zorluklara dayanmamızı sağlar. Allah, bütün sağlık çalışanlarına yardım etsin ve sabırlarını arttırsın inşallah. Unutma daha altı yaşındasın ve şimdiden bunları düşünme, hayallerin için çaba göster.”
Sahur şimdi daha tatlı gelmişti. Çünkü artık, orucun sabretmek olduğunu öğrenmişti.